Şeytanın en büyük tuzaklarından biri de sağdan yanaşmasıdır… Yani Allah ile kandırması.
Şeytan ikiye ayrılır, görünen ve görünmeyen. Görünmeyen malum cinnî görünmeyen ise insî yani insan cinsinden şeytan.
İşte bu Pensilvanya´nın insi şeytanı son ama büyük planını 15 Temmuz´da yapmak istedi. Ağa babalarının desteğiyle.
Şöyle biraz daha geriye gidelim.
Bu hannas… Çok dindar pozlarla ortaya çıktı, hakkını verelim, kendini yetiştirmiş, taramalı tüfek gibi konuşuyor, ilmi hususları ifade ediyor. Hitabet fekalede, tabi tiyatroda. Ama içerik güzel olunca tiyatroyu çokları fark etmedi. Etmeye de niyetlenmedi.
Eden bahtiyarlar hariç. Şükür ettik Elhamdülillah.
Ağladı, sızladı, Ferdi Tayfur modunda, küçük Emrah çehreli, sözde tevazulu halleriyle müritlerini narkoz etti, uyuşturdu. Derken gözlerinde efsane olmaya başladı, ona payeler verdiler, “Küçük dünyasının” büyük kerametlerini bilinçaltına zerk etti, kandılar. Ancaaak mes´ele böyle kalmadı. Etbâına büyük hedefler gösterdi, gösterirken ne yaparsa yapsınlar adına hizmet koydu. Koyarken de artık sorgulanamaz, ne yapsa hikmet aranan bir konuma getirildiği için kabul gördü. Yavaş yavaş zehrini kusmaya başladı… Kamuoyuna çıktı, gazetelere beyanatlar verdi… Başörtüsü furuatlaştı, Ecevit ilk şefaat edilecek kişi konumuna yükseldi. Çevik Bir´e müçtehit payesi verildi.
Dinler arası diyalog diye, hoşgörü diye papa´ya gidilip misyonuna biat edildi. Cebrail parti kursa bile oy vermeyecekti. Dava uğruna hakim de satın alınmalıydı, ve dahi bir verip yüz alınmalıydı. İşte bu sebeple girilmedik kılık bırakılmadı, her ortama, her yapılanmaya nüfuz ettiler. Çünkü bin bir surata girmek serbest ve caiz ve dahi hizmet.!
Paranın bütün sektörüne hükmetmek istedi. Ağlaya, sızlata dilencilik ederek, yetmezse tehditlerle himmetler toplandı, toplanmış.
Bu arada örgütleştikçe örgütleştiler ama hep sağdan gelerek, Allah diyerek, sözde hizmet diyerek.
Kendi içlerindeki kimseleri ise, bir yerlere getirdiler, terfi, tayin, yükselme, makam, burs şu bu gırla gitti. Bu payelere erişen müritler daha bir bağlandı hizmetlerine, baktılar ki, kuru kurya övmek yok, kendileri de övünülecek yerlere getiriliyor, haliyle davalarına olan imanları arttı.
Artık bunlar ve başka cemaatler vardı… Hatta öyle oldu ki, devlet bunlardan sorulmalıydı. Eeee o kadar koşturmaca boşuna mıydı? Emniyette, Adalette şurada burada birikmek öylesine olmamalıydı. Devlet içinde devlet olmuşlardı artık. Devri biten izmler yerine gülenizm olmalıydı. Ama hocaefendi diyerek!
Eğer bunların derdi iman, kur´an, namaz, ahlak, eğitim olsaydı… İşte Ak parti iktidarı bunlar için iyi bir zemindi… İnsanların ahiretlerine hizmet et… Ama yok. Dert başka, bambaşka.
İşte bu insi şeytan hicret ismini verdiği kaçaklığıyla ülkeyi karıştırdı da karıştırdı… Beddualar höykürdü, o meşum, karanlık çehresiyle… Meğersem Gezi olaylarında dahi bunlar varmıştı… Derken 17-25 aralık ve dahi 15 Temmuz.
Allah´ın inayeti geldi bu millete…
O akşam ertesi günkü ilahiyat ön lisans Arapçaya sınavına çalışma niyetim vardı. Haberler derken baktık bir gariplik var. Sonra Hep o kahramanın, o mücahidin o Allah´ın adamının sesine hasret kaldık, Baktık konuştu o güzel insan O Recep Tayyip Erdoğan… meydanlara dedi. Çıktık Elhamdülillah nice vatan evlatları gibi… Ankara´da İl Emniyet´e, Genelkurmay´a yola koyulduk… Rabbim lütfetti o gece evde durmadık, duramadık.
Sonra ne mi oldu?
Allahu Ekber!
Allahu Ekber!
Allahu Ekber!