Kişi kendisini ilgilendirmeyen konulara rahatsız olmadığı sürece karışma hakkına sahip değildir. Bir adamın, sırf kılık kıyafetini uygun görmediği için bir kadına el kaldırması kendini ne denli kuvvetli savunursa savunsun haklı olduğunu göstermez. Savunmasında neden yaptığı yönündeki sorulara  tahrik olduğu cevabını vermesi de onu haklı çıkartmaz. Aynı şekilde polis memurundan taciz edildiği gerekçesiyle yardım isteyen birinin o memurdan şiddet görmesi de bir başka nahoş vaziyettir. Bu görevini yerine getirmediği ile birlikte suç işlediğinin de kanıtıdır ki böyle kişiler görevinden uzak tutulmalıdır. Hırsızlık, şiddet vb olayların karşısında birinin bizleri koruması, yardım etmesi gerekiyorken bu olaylar bizim polisimize olan güvenimizi de sarsıyor. Doğrusu bu memleketin; yol üstünde şiddet gören kadına yardım etmek yerine durup izleyen veya kimliğini, görevini hiçe sayan kişilere ihtiyacı yoktur. Öte yandan o polis memurunun bu olay sonrası görevine devam etmesi meslektaşlarına da saygısızlıktır, kılık kıyafetinin nasıl olduğu sadece kendisini ilgilendiren kadınlara da saygısızlıktır. O polis memurunun görevinden alınmaması insanların da düşüncesinde değişiklik yaşanmasına sebep olacaktır. Bir kesim her ne kadar polis memurunu suçlu bulsa da o polis memurunun ceza almaması bir kesiminde, “  Polis yaptıysa bir bildiği vardır, ceza da almadıysa kesin haklıdır” Şeklinde düşünmesine ve bu gibi durumların çoğalıp artış yaşamasına sebep olacaktır. Bu gibi olayların yaşanmaması, kadınların özgürlüklerinin elinden alındığı düşüncesine kapılmaması için gereken neyse yapılmalı ve bu gibi olayları engellemek adına bu tür hareketlerde bulunmaya niyeti olanları geri çekmek için sıkı bir ceza yöntemi konulmalı. Bu ağır bir suç ve önüne geçebilmek için yöntem belli aslında. Ağır suça sıkı ceza.