Yüce kitabımız Kur´an-ı Kerim´de “Allah ile aldatılmayın” ayetinin uyarısına rağmen aldatılıyoruz. Burada en büyük sorun, aldatılanların, aldatıldıklarının farkında olma olanağından yoksun bulunmalarıdır. Aldatılmadan kurtulmanın yolu, aklımızı iyi kullanmak ve dinimizi iyi öğrenmekten geçer. Aldatanların, “sevap” oyunu ile beyinlere, kalplere hitap ederek, aklın işleyişinin önünü kesmelerindeki hünerleriyle aldatma işlemini gerçekleştirdiklerini görüyoruz.

Kur´an-ı Kerimin bir çok suresindeki ayetlerle nasıl aldattıkları ve nasıl aldatıldıkları açıklanmakta ve vurgulanmaktadır. Aldatanların kullandıkları yöntemler yine ayetlerde açıklanmaktadır.

-Süslü laflarla aldatma- aldanma,
-Beldelerde egemenlik kurmak, gezip dolaşmakla aldatma-aldanma,
-Dine sokulan uydurma ve iftiralarla aldatma-aldanma,
-Hurafeler, uydurmalar, anlamını bilmeden okuyuşlarla aldatma-aldanma,
-Sefil,rezil yaşayışla aldatma-aldanma,
-Allah ile aldatma-aldanma.

Aldananları uyarıcı ayetlerde mevcuttur. “Sakın aldatıcı sizi Allah ile aldatmasın” (Lukman suresi ayet 33, Fatır suresi ayet 5, Hadid suresi ayet 14). Okuyup anlamadığımız için Allah ile aldatma ile aldatılmamız devam etmektedir.

Şunu unutmayalım ki; din adı altında, dinin savunucusu olduğunu iddia eden dinciler Allah adına aldatan sahtekarlardır. Dinde olmayan,bir çok haram,sevap, dokunulmaz alan,kural,ibadet icat etmişlerdir.

Türk insanına yönelik Allah ile aldatma faaliyetine alt yapı oluşturanlar, sürekli dinci söylemler kullanan bazı dinci guruplar, vakıf, tarikat ve cemaatlerdir.
Millet olarak, dinci ile dindarı ayırt edemeyişimiz, aldanmamızı olağan hale getirmiş olmakla, mütedeyyin insanların da töhmet altında kalmalarına neden olmuştur.

Bütün bunları niçin anlatıyorum; toplumdaki deformasyona, bozulmuşluğumuza, ahlak çöküntüsüne, aldatılmışlığımızın neden olduğudur. Dinci geçinip din adına fetva vermekle ünlenen fetva bazlardan biri çıkar “Nuh peygamber gemide oğluyla telefonla görüştü” der, bir başkası “2. Abdülhamit googleyi icat etti, bir diğeri “Türk´lerden kaçanlar Hindistan´a gitmek isterlerken tesadüfen Amerika´yı keşfettiler” der, başka bir zibidi “kurtuluş savaşında keşke Yunanlılar kazansaydı” der, başka yobazın biri de “şu laikler yüzünden 9 yaşındaki kızla evlenme sünnetini işleyemiyorum” diyor ve bütün bunlara inanlar varsa, o toplumun çöküntüde olduğunu göstermez mi.? Türk´leri Araplaştırmak hevesleri ve Arap kültürü altına girilmesi çabaları sonucu bu tür safsatalar literatüre girmiştir. Bunlarla meşgul olan toplum, çiftçinin,üreticinin, işçinin, yoksulun halini anlayamadığı gibi milli fabrikaların satışını da, Taşköprü sarımsağı depolarda çürürken Çin´den sarımsak ithalini de anlayamaz.

DEVLET KANDIRMAZ, KANDIRILMAZ
Devlet yanılmaz, aldatılmaz, aldatmaz. Devletin aldatılma, yanılma şansı yoktur, olamaz, olmamalıdır. Devleti siyasetçiler yönetir. Eğer siyasetçi, devletin bekası,selameti, huzuru ve geleceği için öngörüsü ve programı olmaz da, kendi ikballeri için günlük politikalarla devleti yönetmeye kalkarlarsa, yanılma ve aldatılma olasılıkları mümkün hale gelir. Siyasetçi, politikalarını sadece oy devşirme ve iktidarda kalma sevdalarına göre dizayn ederse burada, devletin bekası, milletin huzuru, ülkenin kalkınma politikaları unutulur, geriye atılmış olur ki zararı da ülke çeker.

Sizinle yakın zamanda ki geçmişimizle ilgili bir yolculuğa çıkalım. Fetö denilen vatan haini ile aynı yolda yürüyenlerin, Fetö darbeye kalkışma hareketine girişince, onunla mücadeleye başladı. Onca can ve mal kaybı oldu. Sonuçta devleti yönetenlerin fetö bizi kandırdı yanıldık deme hakları var mı? Kuzey Irak Bölgesel Kürt yönetimi başkanı Mesut Barzani´yi ülkemizde propaganda yapsın diye Türkiye´ye davet edip kırmızı halıda devlet töreniyle karşılayanların, Barzani´nin paçavrasını şanlı Türk bayrağımızla birlikte göndere çekilmesini normal karşılayanların, parti kurultaylarında “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganı attıranlar ve buna engel olmayanların, Barzani´ye verilen tavizler sonucu Barzani´nin bağımsızlık referandumu yapınca, Barzani bizi yanılttı, kandırdı demelerine hakları var mı? PYD eski başkanı Salim Müslim´i Türkiye´ye davet edip kırmızı halıda karşılayanların, PYD´nin bir terör örgütü olduğunu anlayınca mücadeleye girişmelerinden sonra Salim Müslim bizi yanılttı, kandırdı demeye hakları var mı? Süleyman Şah türbesi PYD´lilerin yardımı ile taşınmamış mıydı?

Bütün bunlar yapılırken, devleti yönetenler gaflet ve delalet içine düşmüş olabilirler. Bu yöneticilerin yanında görev yapan onca danışmanları ve yardımcıları ne yapıyorlar.

Devletin hazinesinden beslenerek lüks hayat süren sözde alanlarında uzman olan bu kişiler ot mu topluyor. Yöneticilerin yanlışa düşmemeleri için uyarılarda bulunamıyorlar mı? Görevlerini yapmada engel mi var? Devlet şeffaf olmalıdır. Halkını kandırmamalı, yanıltmamalıdır. Hak, hukuk, adalet şiarları olmalı, kendisi de yanılmamalı ve kandırılmamalıdır. Dolambaçlı yollara girilmemeli, sonuçta zararı millet canıyla malıyla ödemek zorunda kalıyor.