Amerika kendisine düşman ilan edemeden yaşayamayan bir ülke. Almanlar, Ruslar, Çinliler, Koreliler, Japonlar ve en son Amerika’nın uğraştıkları, Araplar ve müslümanlar olmuştur. Kendisinin terörizm ile mücadele ettiğini söylüyor. Fakat tam tersi-ne kendisi terörizmi besleyerek bu tür faaliyetlerde bulunuyor. Son yıllarda ise “İslam, terörizmine karşı Amerika’yı ve Dünya’yı koruyoruz” diye yalan söyleyerek, yaptıklarıyla Dünya’nın huzurunu bozdular. Amerika’nın her zaman üstüne basarak söyledi-ği “İslam terörizmi” yanlış kullanılan bir ifade şeklidir. İslam, terörizm ile bağdaşmaz. Ne yazık ki Amerika’nın hedefinde hep Müslüman ülkeler var ve bizde bu Amerika’nın kendisine hedef seçtiği ülkeler arasındayız. Dünya barışı için kendince dünya avukatlığına soyunduğunu söyleyen Amerika, aksine yaptıklarıy-la dünya barışını tehdit ediyor. Kendi çıkarları ve kirli emelleri doğrultusunda ülkelerin yakılıp yıkılmalarına, masum insanların ölmelerine sebep oluyor, bütün bu yaptıklarını ise dünya barışı, demokrasi ve özgürlük adına yaptığı-nı söylüyor ama inandırıcı olabiliyor mu? Olamıyor. Çünkü Dünya’da gittikçe Amerika’ya karşı hızla ar-tan bir nefret duygusu var. Amarika’da bunu farketmeye başladı ama hala kan, gözyaşı ile beslenen bir ülke konumundan kurtulamadı. Çıkarı olan ülkeleri, kendisine karşı çıkan ülkele-ri, kirli emellerini gerçekleştirebilmek adına düşman ilan ediveriyor. Kısa tarihine rağmen, kan dökme açısından sabıkası çok olan Amerika kim ne derse desin bu şekilde yaşayan ve bu şekilde ayakta durmaya çalışan bir ülke...