Bir kaç gündür kırmızı fular pek meşhur. Meşhurluğu da onu takan cici (!) kız yüzünden elbette. Yoksa ben taksaydım pek meşhur olmazdı. Kim ne yapsın sakallı ve tipsiz (!) birinin fularını.!?

Başta Doğan medyası olmak üzere malum medyanın tıpkı Selo´ya yaptıkları gibi parlattıkları, gezi olaylarının baş algı sponsoru kırmızı fularlı kızın serüvenini, Cüneyt Özdemir´in masum cici(!) kızının haberini aldık. DAEŞ ile savaşta öldürüldüğü bilgisi o mahallede büyük yankı buldu bu kızcayızın(!) ölümü. Malum PKK´lı da olsa DAEŞ ile savaşırken öldü o. Pardon devrim şehidi olduydu. Zaten 40 bin insanımızın ölümünden PKK değilde daha dün çıkarılmış DAEŞ sorumluydu ya. Terörün bile ideolojisine göre muamele gördüğü canım ülkem !

Şimdi her zaman olduğu gibi cenaze üzerinden politik zemin yaratmak ve bu kakafonide PKK saflarında ölen bu kız için güzellemeler ve pohpohlamalar yapmak zamanı. Yapsınlar ki yeni gençlere ihtiyaç var. Türkiye´yi ufak parçalara ayırmak için Kürdistan denen safsatanın böyle duygusallık ve romantizm üzerinden işlenmesi gerek ki salak gençleri dağa PKK saflarına çekmek bu oltayla daha kolay olsun.

Algı nedir şimdi? “Gelin dağlara bakın böyle fıstık gibi kızlar var. Piknik gibi tatil gibi... Gelin gelinde görün ebenizin hörekesini..” (bu ikinci cümle iç sesleri, yoksa böyle açıkça söyleyecek halleri yok)

Tabi tatile gidiyormuş edasıyla gaza gelen abazan gençler hiçte umdukları şeyle karşılaşmıyorlar. Yemi yuttun, oraya kadar gittin e artık söz önderlikte. Yedin zokayı şimdi American emperyalizmi için ölme zamanı. Haydi al şu silahı ve mağaralarda bir çıngıraklı yılan gibi saklan. Emrimizi bekle. Kızları da hayalinde görürsün.

American silahlarıyla American emperyalizmi için, biricik yavrusu İsrail´in geleceği için savaş ama bunun adı “devrimci mücadele” olsun... Tabi yerseniz... Olmadı gargara yaparsınız. Emperyalist ve kapitalist devrim zaten oldu oğlum gidin ötede oynayın..

Oysa ne hayaller kurmuştu heval. Nice kırmızı fularlı kızlar hayal etmişti. Onlarla uzun eşek oynayacaktı, birdirbir, saklambaç. O kovalayacak bu kaçacaktı, bu kovalayacak o kaçacaktı. Aaahh ah!

Evet yine saklambaç oynuyor ama bu sefer bir tarafta birbuçuk metre sakallarıyla DAEŞ teröristleri diğer tarafta kırmızı bereli yiğitlerimiz. Birinden kaçsa diğeri ebeliyor diğerinden kaçsa beriki. Kırmızı fular kalmadı bordo bere verelim. Hah ha...

Elbette geniş resme baktığımızda Fırat ve Nil arasındaki toprakları tanrının kendilerine bağışladığına inanan ve bu uğurda büyük İsrail projesine açılan her yolu, her örgütü destekleme refleksiyle hareket eden siyonizm PKK/PYD´yi şimdi America eliyle silaha boğuyor. Kırmızı fularlı kızları medyadaki tasmalı enikleri vasıtasıyla pohpohluyor. E haliyle Türkiyeyi parçalayıp kendine muhtaç ve zayıf bir Kürdistan´ı halt etmek her halükarda daha kolay olacak. Böylece İngiltere´nin Osmanlı´yı parçalayıp Filistin´i İsrail´e hediye etmesi gibi tarih tekerrür edecek. Mısır´ı, Libya´yı, Irak´ı yeni koloniler haline getirdiği dönemde olduğu gibi Kürdistanı kolonileştirmek ve dahi Arz-ı Mevud´a katmak hiçte zor olmayacak.

Olan masum Kürt halkına olacak. Masum olmayanlar ise ettiklerini zaten bulacaklar. Kırmızı fuların romantik hikayesinin altında yatan gerçek işte buz gibi bu kapkara niyet.

Bir çift lafımda şu liboş ve ulusalcı kesime. Doğan medyasının romantizminden ne zaman kurtulacaksınız kuzum!? Kimi ne zaman pohpohlasalar hemen onun duygusallığıyla refleks gösteriyorsunuz. Sizin kendi fikriniz, kendi duygularınız, kendi kalbiniz ve kendi aklınız yok mu Allah aşkına?!

Ne zaman milli bir refleks gösterip halkınızın ve vatanınızın yanında yer alacaksınız !? Dedeleriniz gibi illa ihanet edeceksiniz. Genetik bir hal maalesef. Bir şifasıda yok görünüyor.

Son sözümde şu ölen kırmızı fularlıya. Ahirette popülizm geçmiyor fularlı cici (!) kız... Seni çok seven o gazetecilerle birlikte ateşiniz bol olsun...