Dikkat ediyorum uzun süredir daha çok modern seküler kesim “Eğitimli insanlar HAYIR verdi. Eğitim seviyesi yükseldikçe CHP´li seçmen artıyor. EVET verenler eğitimsiz ve cahil...“ sakızını çiğneyip duruyorlar. Sakız dedim çünkü bu sakızın balonu hep patlamaya matuf.

Daha önceleri de çok yazdım. Bu dünyada sistemin okullarında okuyan insanların akl-ı selim ile düşünme melekeleri yok oluyor. Feraset ve irfani bakışı kayboluyor. Okullar sadece meslek erbabı yetiştiren fabrikalara evrilmiş durumda. Eğitim değil öğretim var. Eğitim değil eritim var.. Öğütülen insan eğitilen insanın yerini almış vaziyette.

Daha öncede yazdığım gibi; Okumuşluk ve okumak işini hafife almak ya da yermek için söylemiyorum ama yakıcı bir gerçek var ki söylemeden edemeyeceğim.

Bu zevatın kendisine sormak isterdim. “Yani okul okumak, ferasetli olmak, yerinde kararlar almak, huzur ve güvenin merkezinde olmakta bir kıstas öyle mi!? Dünyanın en meşhur teröristleri Oxford mezunu, dünyanın en sahtekarları, hırsızları ve dolandırıcıları da ya Oxford ya da Cambridge mezunu değil mi!?” Tek tek isimde veririm fakat gerek yok. Meraklısı googleden ufak bir araştırma yapabilir. Buradan bir denklik çıkartacaksak belki alçaklıkta denklik çıkartabiliriz. Ama insanlık, cesaret, adamlık, şeref, iman gibi meseleler okulda kazanılmaz. Lakin örneklerine çokça rastladığımız haysiyetsizlik, yalakalık, aşağılık kompleksi ancak okullarda kazanılır. Kazanılıyor, kazanılmış. Günümüz seküler eğitim sistemiyle elde edilebilir şeyler olmuş.

Yeşile karşı alerjisi olup onları yok ederek dünyanın nefesini kesen o koca koca binaları yapan mimar ve mühendisler... Şimdiye kadar milyarlarca insanın ölümüne sebep olan nükleer ve balistik silahları geliştirip üreten bilim adamları...

Sanayi pisliği ile hem havamızı hem de suyumuzu kirleten makineleri yapanlar ve böylece geleceğimizi çalanlar...

Ahlaksızlık ve yozlaşmışlığı yayıp, ekran ve gazetelerini yalan, iftira, tehdit ve şantaj unsuru birer silah gibi kullanan basın yayın mezunu yayın yönetmeni, tetikçi köşe yazarları ve medya patronları...

Ekini ve nesli yok eden ülkelerin yönetici ve vekilleri... BM - Nato - AB gibi bu bozuk düzenin koruyucusu örgütlerin yöneticileri en saygın (!) üniversite mezunları değil mi!? Hep diplomalı okumuşlar değil mi!?

Bu seküler düzenin gönüllü kurşun askeri ve modern dünya bıçkısının ürettiği aynı boy ve kalınlıkta kerestler haline getirilen şu “okumuşlar” takımı değil mi!?

Havanız kime..!?
Gırtlağınıza kadar pisliğe batmış durumdasınız...

Böylelerine Fransız müslüman düşünür Rene Guenon ne güzel cevap vermiş: Guenon, Doğu ve Batı eserinin 57. sayfasında der ki;

“Özellikle genç beyinlere sokulmuş olduğu için sökülüp atılması olanaksız ölü fikirlerle kirletilmiş bir kafaya sahip olmaktansa, hiç bir şey bilmemek daha iyidir...
Cahil adam, en azından, fırsatını bulursa, öğrenme olanağını koruyan kişidir. Cahilin bozulmamış bir “sağduyusu” vardır ki bu, genellikle yetersiz olduğunun bilinciyle birleştiğinde bir takım budalalıklar yapmasına engel olur...

Buna karşılık, yarım-öğrenimden geçmiş adamın kafası hemen her zaman bozulmuş olur; bildiğini sandığı şeyler öyle bir yeterlilik duygusu verir ki, ne olursa olsun her şey hakkında konuşabileceğini sanır, yerli yersiz konuşur, hem de yetersizliği oranında rahat yapar bunu. Hiç bir şey bilmeyene her şey ne kadar kolay..!”

Aslına bakarsanız cehalet ve cahil kavramları günümüzde anlam kaymasına uğramış kelimelerdir. Biz "cahil" kavramını müslüman olmamız hasebiyle İslam kaynakları itibar-ı nazara alarak değerlendiririz.

Mesela Ebu Cehil´i hepimiz biliriz. Bu bir isim değil. Bu bir lakap. Türkçe anlamı “Cahillerin babası” demek. Ebu Cehil´in asıl ismi Amr b. Hişâm el-Muğira´dır. Lakin kimse bu isimle tanımaz. Ebu Cehil ismiyle nam salmıştır. Kötü bir nam da olsa namı böyle yürür. Neden “Cahillerin babası” denmiştir peki? Yoksa okuma yazma bilmeyen, dünyadan, çevresinin sosyo kültürel yapısından, psikolojisinden bi haber birimiydi? Hayır aksine Mekke´nin en ileri gelen, nüfuz sahibi, bilgili insanıydı Amr Bin Hişam. Ona “Cahillerin babası” lakabının takılması İslam´a karşı olan düşmanlığından ve küfrün ileri gelen bireyi olmasındandır. İslam da cahil kavramı, İslam´ı ve Allah´ı bilmemek, tanımamak, Resullerini inkar etmekle mündemiçtir. Cehalet bu sıfatlara haiz olunduğunda bir insanda mücessem hale gelir. Yani bizim zaviyemizden bakıldığında bu ülkenin inançlı ve ferasetli kesimine devamlı “cahil” “koyun” “çomar” diye hakaret eden kesim aslında tam tersi cahillerin babası ile hem fikirdaş hem de kardeştir... Yani bayım ! asıl cahil sensin.. Lakin kibrin o kadar büyük ki bunu görmene engel oluyor...