Farklı açılardan bakabilmeli insan, önyargılardan (taassub) uzak.
Hepimiz hayatta farklılıklarımızla kendi kimliğimizi oluşturuyoruz. Farklılıklar zenginlik olduğu gibi farklı bakış açıları da geliştirmek düşünce zenginliğidir. Farklılıklara tahammül erdem ve medeniliktir (şehirli olma).

Olaylara ve insanlara tahammülsüz ve sabırsızca bakış bizi doğru karar vermede yanıltır. Çok sevdiğim bir sözdür: “görmediğine inanma; gördüğünün de yarısına inan” diye. Bunu hepimiz biliyoruzdur. Hani Türk filmlerinde bir sahne vardır. Oğlan kızı sever, kız zengin oğlan fakir. Kızın babası ‘davul dengi dengine´ düşüncesinden hareketle bu ilişkiye/evliliğe razı değildir. Oğlanı çağırır. Bu işten vazgeçmek için al sana açık çek istediğini yaz der. Ne hikmetse her defasında odanın kapısı yarı açıktır ve kız olanları görür. Oğlanın çeki eline aldığı sahne ve her şey ortadadır. Kız beyninden vururmuşa döner, sevdiği oğlan aşkını paraya kurban etmiştir. Sahnenin devamı kız için önemli değildir. Göreceğini görmüştür. Uzun yıllar sürecektir gerçeğin ortaya çıkışı. Sahneye devam ettiğimizde oğlan çeki alır, parçalar babanın yüzüne fırlatır. Baba da kızının yarım gördüğü sahneyi kendi lehine kullanarak gördün mü sevdiğin adam aşkını paraya sattı der, pis pis kahkaha atar. Hayatta bundan farklı değildir. Gördüğünüz olayları, insanları sonucunu/devamını görmeden yargılamak. Bizi yanlış ve hatalı karar vermeye götürür. Bu işin içine bir de vebal girerse vicdan azabı çekersiniz. Arkadaşlıklar, dostluklar, sevgiler yerle yeksan olur. Bu sebeple olaylara ve insanlara farklı açıdan geniş perspektiften bakmak önemlidir.

Farklı bakış açısı gerçekleştirme gücünde, kendinizde eksiklik hissediyorsanız, bununda panzehiri ‘tebdil-i mekanda ferahlık vardır ‘ ilkesi gereği kısa da olsa bulunduğunuz mekanı terk etmektir. Yeni mekan, yeni düşünce kısacası yenilik. İnsana rahatlık ve huzur sunar.

Farklılıklar sosyal ve düşünce dünyamıza artı katar, bizi zenginleştirir. Doğan Cüceloğlu Amerika´ya akademik kariyeri için gittiğinde, yabancı bir arkadaşı vardır. İçtikleri su bile ayrı olmayan kavlinden. Bir zaman geçtikten sonra bu arkadaşı ondan uzaklaşır. Bu olaya Doğan Cüceloğlu çok şaşırır ve sorar. Seninle çok iyi arkadaştık; ama sen neden uzaklaştın? Der. Arkadaşı evet biz iyi anlaşıyorduk ve birbirimize çok benziyorduk. Sana baktığımda kendimi görüyordum. Bundan dolayı ayrıldım. Çünkü senin bana kazandıracağın bir farklılığın yoktu der.

Size değer ve farklılıklar sunan insanlarla beraber olun, yoksa hayatınız monotona bağlanır ve rutinleşir çekilmez olur.

İşin özü farklı açılardan bakabilmektir. Yoksa kendi kafesinizde hapis kalırsınız.