Evet, hem gür ve tok sesli şiirlerin sahibi bir şair, hem de Maraşlı bir Beyzade kimden bahsediyorsun derseniz, hâlâ bazı Edebiyat Fakültelerinin, edebiyat öğrencileri ve öğretmenlerinin bile kitaplarından, şiirlerinden ve hatta isminden bile haberleri olmadıkları, ülkemizin yetiştirdiği Bilge bir şairden bahsediyorum. Bu konuda çok şanslıyım. Rahmetli Bilge şair, Erdem Bayazıt’ı daha çok küçük yaşlarda ilkokula başlamadan önce, okumayı çok seven rahmetli Babamın almış olduğu, Dergi ve Gazetelerde resmini görerek, varlığından, isminden haberdar olarak tanımak kısmet olmuştu. Ortaokul sıralarında da,  usta şairin 1972’de yayınlanan ilk şiir kitabı olan “ Sebep Ey ” isimli şiir kitabı ile kitaplarının varlığından haberim olmuştu.

Ondan sonra da, dergi ve gazetelerde yayınlanan şiir ve yazılarının çok yakından takipçisi olarak hakkında yazılan, dergi, kitap ne bulabilirsem kaçırmadan alarak iyi bir Erdem Bayazıt okuyucusu haline gelebilmek kısmet oldu. Daha sonra da Ankara’da kendisi ile tanışarak 40 yıllık dostmuşuz gibi, Dostluğumuzun temellerini Ankara’da atmış olduk.

Çok Alçakgönüllü ve cömert bir insandı. Dostlarına ikramda bulunmayı sever. Yeni tanıştığı insanlara karşı da ikramını eksik etmezdi. Bu da, onun bir Beyzade olmasından geliyor olsa gerek. Erdem Bayazıt’ın ailesi Maraş’a Yavuz Sultan Selim, Maraş’ı fethettiği tarihte, Doğu Bayazıt’tan getirilmiş bir aile, Erdem Bayazıt’ın ailesinin geçmişi Maraş’ın, Dulkadiroğulları Beyliği’ne dayanıyor. Erdem Bayazıt kendisi gibi şair ve yazar olan, Şair Nuri Pakdil ile de akraba. Ayrıca yine Maraşlı şair, üstat Necip Fazıl ile de yanlış hatırlamıyorsam, sıhhi akrabalığı vardı. Erdem Bayazıt üstat Necip Fazıl’ın ikliminde yetişmiş, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil ve Mavera’daki arkadaşları ile bir dönem kuşağı üzerinde varlığını hissettirmiş.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’da kendisine, ağabey diyebilmiş olmaktan büyük bahtiyarlık duyduğunu, bir konuşmasında dile getiriyordu. Rahmetli Erdem Bayazıt’ta, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı seven ve çalışmalarını takdir eden birisiydi. Hayatta olmuş olsaydı, büyük ihtimal ile yine Milletvekili olabilirdi. Güzel şiir okurdu, şiir sesine yakışıyordu. Gür ve tok sesi ile de kendi şiirlerini seslendirdiği bir şiir kaseti de vardı. Şiir dinlemeyi sevenler için güzel bir çalışma. Ayrıca yanılmıyorsam, Sayın Cumhurbaşkanımızın seslendirdiği şiir kasetinde, Erdem Bayazıt’ın şiirleri de yer alıyor.

İnegöl’de, rahmetlinin ismi bir ortaokula verilmişti. Kim düşündüyse bu da güzel bir şey. Erdem Bayazıt, çünkü sadece Maraş’ın gür sesi değil, tüm dünya coğrafyası Müslümanlarının sesi, hatta dünyadaki tüm mazlumların gür sesiydi.

Erdem Bayazıt, Yedi Güzel Adam’dan birisi, mavera şairi. Diriliş Şairi gibi isimlerle anılan bir bilge şair.

Şair olarak, kendi inancını, kendi tarihini, kendi kültürünü sahiplenerek sanatını Edebiyatını oluşturabilen bir şairdi.

Kendisi çok kitap yazmadı ama yazdıkları az da sayılmaz. Haç kitabı yayınlanmasaydı bile, çok güzel şiirleri kalem ile kağıda dökebilmiş olmak, onun güçlü bir şair oluşuna engel olamazdı. Belki çok fazla yazmadı ama yazdıkları, Edebiyatımız için yeterlidir ve büyük bir kazançtır.

Vefatına yakın, bana “Üsküdar Risalesi” adı altında bir şiir kitabı çalışması içerisinde olduğunu, fakat rahatsızlığım sebebi ile gecikiyor. Dualarını beklerim, dua et demişti, rahmetli. Ne yazık ki bu hayalini gerçekleştirmek nasip olmadı, vefat etti.

İnsani ilişkilerinde, insani yönü çok iyi olan bir şairdi. Merhametli, cömert, haya sahibi bir gerçek dost idi.

Erdem Bayazıt’ın, en takdir ettiğim vasfı yönü, bugün tüm insanlık için ihtiyacımız olan, gerçek dost ve arkadaş canlısı ve sırtınızı döndüğünüzde, size ihanet etmeyeceğinize, emin olacağınız bir kişiliğe sahip oluşuydu.

Gün geçtikçe, yokluğu daha çok anlaşılıyor ve kalblerde daha çok yer almaya devam ediyor. Erdem Bayazıt unutulacak bir şair değil. Bazı insanlar vardır. Daha öldüğünde unutulur. Bazı insanlar vardır. Ölümü ile ebediyete kadar unutulmaz, her zaman yokluğu hissedilir. Şimdi çıkıp gelebilse, diye hafızalarda hep canlanır. Rahmetli öyle bir insandı. Bu yüzden, Erdem Bayazıt’ı hiç unutamıyoruz.

Okumayı sevenleri ve onu keşfedemeyenleri Erdem Bayazıt’ın değerli kitapları keşfedilmeyi bekliyor.

- Bilge Şair, Erdem Bayazıt’ın kaleminden dökülen inciler
“Göğü kapatan çatıları yıkıyoruz ellerimizle ve şunu iyi anlıyoruz.
En iyisi yürüyerek gidilir yaşamağa”
-Sabah Koşusu-

HABER VERİYORUM
Altımızda kayan bu ölü şehri durdursana
Ey gücü toprak kadar eski
Ey gücü yer kadar ağır çocuk

Büyüyen elimin üstüne koy elini
Sana bir yürek vuruşu gibi belirli
Gelen zamanı haber veriyorum
-Ankara 1967-

YOK GİBİ YAŞAMAK
Şu yalnızlık çıkmazında önümde niye sen varsın
Niye her şey bir anda kayıyor sen kayıyorsun
Kalbim niçin bu kadar yabancı sen niye yoksun
Birsam yüklü geceleri içimden atamıyorum
Niye bunları bir anda unutamıyorum
Hadi tut elimden gök gibi ölü kadar yalnızım.
Maraş, 1959