27 Kasım günü uzaktan akraba sayılabilecek 40 yıllık bir dostumuzun cenazesi için bir köye gittik. Cenaze veya öğle namazından önce cemaate vaaz et-mek adettendir. Cenaze için köye gelen misafirlerden kendilerine iyi ve özel müslüman havasını veren özel kıyafetli bir grup da vardı. Bu gruba mensup bir kişi namazdan önce cemaate vaaz verdi. Din adına yapı-lan bu konuşmada tam 4 (Dört) yerde Allah ve Rasülüne iftira edildi. Bunları halkımıza anlatmamız lazımdır ki, dinin gerçeği öğrenilmiş olsun. 1- Konuşmacı Allah; “Ey habibim sen olmasaydın alemleri yaratmazdım..” buyurmuştur diyerek bilinen bu cümleyi tekrarladı. Din ilimlerinde “Allah şöyle buyurmuştur” de-mek Kur’an demektir, Ayet demektir. Veya bazı görüş-lere göre “Hadisi Kutsi” (sözü Allah’a, ifadesi Hz. Peygambere ait olan söz) demektir. Kur’an’da böyle bir ayet olmadığı gibi Hadisi Kutsi diye bilinen metinlerde de böyle bir ifade bulunmamaktadır. Bu konuda en iyimser din alimleri, “Evet bu lafızlarla Allah ve Rasülünden böyle bir rivayet yoktur ama manası doğrudur. Yani Allah ve Rasülü böyle bir şey dememiş fakat diğer insanlar tarafından Peygamberimizi övmek için böyle bir söz uydurulmuştur” demektedirler. Allah ve Rasülünün kesin demediği belli olan bir söz için “Allah böyle buyurmuştur” demek Allah’a İFTİRADIR. Kur’an-ı Kerim’de “Allah adına yalan söyleyenler, Allah’a İftira EDENLER ZALİMLERİN TA KENDİSİDİR” (Ali İmran ayet 94.75 ve 78) denilmektedir. 2- Konuşmacı her halde birilerine cevap vermek için “Peygamberimiz yaratılmışların en hayırlısı değilmiş, bunu diyenler yalan söylemektedirler” dedi. Kaynaklara bakalım: Kur’an-ı Kerim’de “Hz Peygamberin (as) yaratılmışların en hayırlısıdır” şeklinde bir ayet yoktur. Allah Rasülünden rivayet edildi- ğine göre bir adam kendisine gelerek “Ey yaratılmış- ların en hayırlısı” diye hitap edince Rasülü Ekrem (as) o adama, “Sus bana öyle deme, O İbrahim’di.” buyurmuştur. Sahih kaynaklarda geçen bu Hadise yalan di-yen Resülüllahı yalanlamış olmuyor mu? Rasülüllah (as) men kezebe aleyye... 3- Konuşmacı “Rasülüllah bütün peygamberlerinde peygamberidir, onlara da şefaat edecektir” diyor. Bu da Allah’a ve Peygamberimize iftiradır. Kur’an-ı Kerim’de bunu ispat eden bir ayet olmadığı gibi Rasülüllah’tan bir rivayet de yoktur. Bilakis Allah Kur’an’da Hz. Peygamberimize İbrahim’in yoluna ve diğer Peygamberlerin yoluna uymasını emretmektedir. “Sonrada sana; İbrahim’in dini- ne uy, zira o müşriklerden değildi diye vahyettik” (Hahl 123). “İşte O Peygamberler Allah’ın hidayet ettiği kimselerdir. Sende onların yoluna uy...” (Enam 90) Görülüyor ki, diğer Peygamberlerin Hz.Muhammed’e değil Hz. Muhammed’in diğer Peygamberlere uyması emrediliyor. 4- Konuşmacı, Hz.Peygamberimiz diğer Peygamberlere ve bütün Mü’minlere ŞEFAAT edecek, O’nun için “ŞEFAAT YARASÜLELLAH diyoruz” dedi. Yani denilmek isteniyor ki; Diğer Peygamberler ve bizler günahkarız, kıyamet günün de Peygamberimiz Allah’ a yalvaracak, rica edecek, “bunları affet Yarabbi” diyecek, Allah’ta affedecek. Kur’an-ı Kerim’de Peygamberlerin ve Hz.Peygam-berin günahkarlara şefaat edip, onların cehennemden kurtulmalarını sağlayacağı şeklinde bir tek ayet yoktur. Aksine ayetler vardır. “(Ey Muhammed!) HAKKINDA AZAP HÜKMÜ GERÇEKLEŞMİŞ KİMSEYİ VE ATEŞTE OLANI SEN Mİ KURTARACAKSIN?” (Zümer 19) Yine Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın altından yani ona yakın diye bilinen kişilerden ŞEFAATÇILAR edinmemiz yasaklanmıştır. “YOKSA ONLAR ALLAH’TAN BAŞKA ŞEFAATÇİLER Mİ EDİNDİLER. De ki; ON-LAR HİÇ BİR ŞEYE GÜÇ YETİREMEZLER VE AKIL ERDİREMEZLRSE DEMİ?” (Onları şefaatçi edinecekler). Rasülüllah Efendimizde Kızı Fatıma’ya, “Kızım, Allah’ın hesabından kendi amellerinle kendini kurtar. Babam Peygamber diye güvenme Vallahi yarın ben sana bir şey yapamam” buyurmaktadır. Kıyamet gününde Yüce Rabbimiz zaten bizim gibi gerçek Mü’minlerin hatalarımızdan dolayı işlediğimiz günahlarımızı tevbe etmemiz sureti ile af edeceğini onlarca ayette beyan etmiş açıklamıştır. De ki: “EY KENDİ NEFİSLERİ ALEYHİNE HAD-Dİ AŞMIŞ KULLARIM! ALLAH’IN RAHMETİNDEN ÜMİT KESMEYİN! ÇÜNKÜ ALLAH BÜTÜN GÜNAHLARI BAĞIŞLAR. ŞÜPHESİZ Kİ O, ÇOK BAĞIŞLAYAN VE ÇOK ESİRGEYENDİR” (Zümer 53)