Zeytin Dalı Hareketinin 9 . gününde, Suriye´deki Afrin´in kuzeydoğusundaki stratejik önemdeki Burseya dağı teröristlerden temizlenerek ele geçirildi. Şanlı bayrağımız Mehmetçiğin elleriyle dağın tepesine dikildi. Bayrağı diken yiğidimiz 2. Ulubatlı Hasan´dır, görünce göğsümüz kabardı. Bu yiğidi alnından öpüyorum.

İstanbul´un fethinde surlara Osmanlının bayrağını diken Ulubatlı Hasan gibi şanlıdır, yücedir. Burseya dağına dikilin bu bayrak benim bayrağımdır, senin bayrağındır, Yüce Türk Milletinin şanlı bayrağıdır. Bu bayrak o dağdan indirilmemelidir. Bu bayrak barışı simgelemektedir. Dosta düşmana karşı daima orada dalgalanmalıdır.
Zeytin Dalı Hareketinin icra edildiği bu günlerde bazı aykırı söylemleri de duymaktayız. Hareketin önemini kavrayamamış ve ya art niyetli olanlar görülmektedir. Bilinmelidir ki, bu hareket, ülkemiz sınırları yakınında yuvalanan ve ülkemiz için tehdit unsuru olan teröristlere karşı yapılan temizleme hareketidir. Teröristin ırkı, cinsiyeti, milliyeti olmaz. Terörist teröristtir, hiçbir şekilde mazeret gösterilerek savunulamaz. “Zaruret olmadıkça savaş cinayettir”. Doğru. Ama bugüne bakalım; Suriye´de, sınırlarımız yakınında yuvalanmış eli kanlı bir terörist yapılanması var mı? Var. Orada ki halk içinde, ülkemiz için de bir tehdit var mı? Var. Bu duruma seyirci kalmak olur mu? Hayır. Öyleyse bu hareket meşrudur, gereklidir, beklide geç kalınmıştır. Ortadoğu da emperyalist ülkelerin emellerine hizmet eden bu teröristler tamamen temizleninceye kadar hareket devam etmelidir. Ordumuzun arkasındayız, yanındayız. Burada şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; şanlı ordumuzun başarısı bütün Türk Milletinin başarısıdır. Bir guruba, bir zümreye, bir partiye mal edilemez. O ordunun içinde her görüşte, her düşünde, her yöreden askerimiz mevcuttur. Tıpkı Çanakkale de, Sakarya´da, Afyon´da, Antep´te, Urfa´da, Kars´ta, Maraş´ta, bütün yurt savunmasında birlikte olduğumuz gibi şimdide Zeytin Dalı Hareketin de birlikteyiz. Başarıda, övünçte, tasa da, üzüntü de hepimizindir. Bu arada şehitlerimizde oluyor. Onlara Allahtan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun.Yakınlarının ve Milletimizin başı sağ olsun. Gazilerimize, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.

DEVLETTE KÜS OLMAZ
Merhum Sayın Süleyman Demirel söylemişti. “Devletin tepesinde küslük olmaz, devlet meselelerinde küslük olmaz”. Şehit cenazelerin de birbiriyle tokalaşmayan, birbirinin yüzüne dahi bakmayan devlet büyüklerini görmekteyiz. Şahsi kinleri ve öfkeleri yüzünden sergiledikleri bu davranış hiçte hoş değildir. Ayrıştırıcılığı körükler, yazıktır, günahtır. Müslümanlıkta küslük olmaz. Devleti yönetenlerin buna dikkat etmesi gerekir. Devletin tepesinde esen rüzgar, halkta tabanda fırtınaya dönüşür. Bunu yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Milli meseleler de birlik olunmalıdır. Teröre karşı, yurt savunmasında tek yürek olan bu insanlara karşı sorumluluklarınız vardır. Ayrıştırıcı olmayın, bütünleştirici olunuz. Devleti yönetenleri eleştiren muhalifler olabilir. Bunları hemen ucuz siyasetle sen teröristten yanasın, sen teröristsin diye yaftalamak ta doğru değildir. Eleştiriler de kayda değer haklılık yanlar olabilir, bunlardan yararlanmak icap etmez mi? Milleti yaşat ki devlet yaşasın. Ayrıştırmakla millet yaşatılamaz.

Milli meseleler de kesinlikle ortak akla ihtiyaç vardır. İktidarı ile muhalefetiyle birlikte karar alınması daha faydalı olur. Biz vatandaş olarak bunu beklemekteyiz. Ancak ne var ki siyasi partilerdeki lider sultalığı demokrasinin tam işlemesine engel teşkil ediyor. Parti içinde dahi demokrasi işletilemiyor. Hele hele aradaki yalakalar parti liderini iyice gaza getirip yanlış yapmalarına neden olmaktadırlar. Milli meselelerde, bir gurubun, bir zümrenin, bir partinin, bir ailenin çıkarı söz konusu olamaz. Vatan savunmasında ortak mücadele ediyorsak, milli geliri oluşturmada hepimizin katkısı varsa, övünçte, kıvançta, tasada ortak isek, çıkarlarımızda da ortak olmalıyız.

Zeytin Dalı Hareketinin icra edildiği bu günlerde, siyasilerin söylemleri çok önemlidir. Bu hareketi, birkaç kendini bilmezin dışında, tüm ulusumuz desteklemektedir. Ordumuzun başarısı, ulusumuzun başarısıdır. Ayrık ve ayrılıkçı konuşmalar halkı böler. Bayrakta, dinde, vatanda, halkta bizim ortak değerlerimizdir. Halkı bölersen vatanın bütünlüğünü sağlayamazsın. Burada en büyük görev devleti yönetenlere düşmektedir. Aklıma gelmişken devleti yönetenlere Şeyh Edebali´nin Osman Beye öğüdünden birkaç hatırlatma yapmak isterim.

EY OĞUL,

Ululanma, rakibini hor görme,
Öfke bize, uysallık sana,
Suçlamak bize, gönül alma sana,
Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize, adalet sana,
Kötü söz, şom ağız, haksız yorum bize, bağışlamak sana,
Ey oğul; bölmek bize, bütünlemek sana düşer.
Sabretmesini bil.