İyiliği sonsuz, rahmeti bol, Rahman ve Rahim olan, Yüce Allah’ın adıyla!

Yıldırım gazetesinin kıymetli takipçileri! Sizleri selamların en güzeli olan Allah’ın selamıyla selamlıyorum.

Belki sizleri biraz rahatsız edeceğim ama niyetim sizlerin huzurunu bozmak değil. Ebedi âlemde huzura kavuşmak için hakikatleri hatırlatmaktır.

Kerim kitabımızda ZELZELE (Zilzâl) süresi var. Adını 1. Ayette geçen ve deprem anlamına gelen zilzâl kelimesinden alır. Sürede kıyametin kopması sırasında ki şiddetli yer sarsıntısının ardından, kıyamet gününde yaşanacak olan sıkıntı ve dehşet verici haller tasvir edilmektedir. Ayrıca dünya da iyi veya kötü lüklerin karşılığının ahrette ödül veya ceza olarak alınacağı, görüleceği bildirilmektedir.

Yer, o (son) müthiş sarsıntı ile sarsıldığında.

Ve yeryüzü ağırlıklarını attığında!

Ve insan: “Ona ne oluyor?” diye bağırdığında.

O gün yer, bütün haberlerini ortaya dökecek.

Rabbinin vahiy ettiği şekilde!

O gün bütün insanlar, (geçmiş) fiillerini görmek üzere biri öbüründen ayrılmış olarak ortaya çıkacaklar.

Ve kim zerre kadar iyilik yapmış ise, onun karşılığını görecek.

Kim de zerre kadar kötülük yapmış ise onun karşılığını görecektir. (Zilzal 99/1……8)

Sürede hiçte hafife alınmayacak dehşetli bir günün haberi verilmekte. Üstelik henüz bu dünyadayız ve bu son ile yüz yüze gelmekten kurtulabiliriz. Nasıl olsa hepimizin yanacağı bilgisi ile ateşi hafife almak, ebedi hayattan geri dönerek yanlışlarımızı düzeltme şansımız olmayacağı için acı pişmanlıklara sebebiyet verebilir.

Şunu bilmeliyiz ki, ölümden önce kim ne yapmışsa onun karşılığını görecek. Kur’an nasıl bir hayatı yaşarsak yaşayalım Allah’ın öteki dünyada günahlarımızı affedeceği tezini çürütüyor. Rabbimiz ölümümüzden sonra ki ilk karşılaşma anından bahsederken bizlerin nasıl bir istekte bulunacağını ve kendisinin de bizlere nasıl bir cevap vereceğini kitabında bildiriyor.

Cehennemin başında durduklarında onların iç çekerek: “Ah ne olaydı dünyaya geri gönderilsek de bir daha Rabbimizin ayetlerini yalanlamasak ve müminlerden olsak!” dediklerini keşke görseydin. (En’am 6-27)

Hayır, sadece daha önce içlerinde sakladıklarının akıbeti önlerinde belirdi diye böyle hayıflanıyorlar. Yoksa eğer dünyaya geri gönderilseler yine sakındırıldıkları yola dönerler. Onlar gerçekten yalancılar. (En’am 6-28)

Burada “yalancılar” olarak tanımlanmamızın sebebi, bu durumun dünyada iken bizlere bildirmiş olmasıdır. Yanlış davranmamıza neden olan unsur ise içimizde sakladığımız gizli sebeplerimiz olarak ifade edilmiş. Yani, iman ettiğimiz şeye aslında iman etmediğimiz anlaşılıyor.

Bu dünyada tüm ısrarlı uyarılara rağmen Allah’tan yana tavır almayanların öte dünyadan bu dünyaya tekrar geri gönderilseler dahi aynı tavırları sürdüreceği söyleniyor.

Korkunç bir durumla karşı karşıyayız. Allah’ın güvenini sonsuza kadar kaybetmişiz ve ateşe atılacağız. Peki, bu neden böyle oldu? Neden böyle bir son ile karşı karşıya kaldık? Hayatımızı doğru olanla / vahiyle değiştirme ihtiyacı duymadık? Çünkü hiçbir zaman Allah’a döneceğimizi düşünmedik.

“Bakın o adam, yeryüzünde ki hayatında kendi görüş ve anlayışında ki insanlar arasında keyifle yaşadı, çünkü hiçbir zaman Allah’a döneceğini düşünmedi. Evet, öyle! Hâlbuki Rabbi, onda olan her şeyi görmekteydi!” (İnşikak 13-14-15)

Burada kötü örnek teşkil eden bir şahsiyetin özellikleri ve farklı ayetlerde de akıbeti anlatılmış. Yeryüzünde ki hayatında Allah’ın uyarılarını dikkate almadan, kendisi ile aynı düşünceleri paylaşan yoldaşlarıyla birlikte keyif içerisinde yaşayan bir adam. Bu adam Allah’a döneceğini düşünmeyen, buna şüpheyle bakan, üstelik bütün bir hayatının kayıt altına alındığından habersiz bir şekilde sefil yaşantısına devam ediyor. Yani denilmek isteniyor ki: “Siz bu adam gibi olmayın!” İşte bunun için Rabbimiz bizleri görüp izlediğini, kendisine geri döndürüp, hesaba çekileceğimizi açık bir şekilde bildiriyor.

Yukarıda bahsi geçen adam gibi, sadece dünyayı düşünen, Allah’ın dikkate alınmadığı bir yaşam biçimini terk etmemizi öğütlüyor. Tabi ki bu değişim, bağımlısı olduğumuz onca ayartıcı mevcutken hiçte kolay olmayacaktır. Üstelik Allah’ın uyarılarını dikkate alıp hayatımızda önemli değişikliklere karar verdiğimizde yaşadığımız çevrede de bir takım sıkıntılar olacaktır. Yaşadığımız yörelerde ki bu olumsuz tepkilerden dolayı öz güvenimizi kaybedip Allah’ın sözlerini yaşamaktan çekinmemeliyiz. Bu hayatın süreli olduğunu, ölümümüzden sonra Allah’ın huzurunda hesaba çekileceğimizi unutmayalım.

Sizleri Allah’a emanet ediyorum.

(Büyük Deprem) haftaya devam edecek.