Güller ve gönüllerin efendisi peygamberimiz beni ihtiyarlattı dediği değerdir doğruluk. Kendisine doğruluğu değer ve ilke edinen peygamberimiz, çocukluğundan ve ömrünün nihayetine kadar doğruluk içinde yasamış ve bizlerinde doğru olmasını istemiştir. Bundan dolayıdır ki, peygamber olmadan önce ‘Muhammed´ul-emin´ ismi verilmiştir.

İnsan aklı insana doğru olmayı öğütler, yalanın akla-mantığa aykırı olduğunu söyler; ancak insan bazı küçük hesaplar, menfaatperest duygular, ihtiras ve hırsları sebebi ile yanlışa - yalana sürüklenir. Böylece onur ve saygınlığını yitirir. Bedbaht ve perişan olur. Doğruluğun zıddı olan yalan-dolan kirine bulaşan insan, kolay kolay kurtulamaz. Yalanını, örtbas etmek isteyen yeni yalanlara silinir. Her nerede ve ne durumda olunursa olunsun, yalan gibi kötü bir limana sığınan insan kendini felakete sürükler.
Erdemli insanların özelliğidir, doğruluk. Bu erdemi kendine ilke edinen insan atasözünde olduğu gibi sarsılır ama yıkılmaz. Çünkü Hak doğrunun yardımcısıdır. Doğru ve dürüst insanlar herkesin saygınlığını kazanır ve insanların gönüllerinde yer edinirler. Sevilen insan olur. Bulunduğu ortama huzur ve güven kazandırır. Diğer insanlara güzel örnektir.

Bu değeri hayatına kılavuz edinen insan, her iş ve davranışını doğruluk üzerine kurar. Yunus Emre, hocası Taptuk Emre´nin dergâhına yemek pişirmek için ormandan odun getirmeye gitmiş. Fakat özellikle düzgün olan odunları seçmeye dikkat etmiş. Sebebi sorulunca o şöyle cevap vermiştir. Bu dergaha eğri adam değil, eğri odun bile yakışmaz, demiştir.

Hz. Ömer bir gece yardımcısı ile birlikte tebdili kıyafet halkı kontrol etmek ve problemlerini bizzat dinlemek üzere dolaşır. Bir gece bir kadın kızına:
-Kızım kalk süte su kat ve yarın onu satmaya hazırlan.
-Kızı: Anneciğim Hz. Ömer´in süte su katmayı yasakladığını duymadın mı?
-Annesi: Kızım! Halife burada değil, bizi nereden görsün.
-Kızı: Halife bizi görmez; ama Allah bizi görür, bunu yapmamalıyız.

Hz. Ömer, bu kız ile annesi arasındaki konuşmayı duyar. Yardımcısına ‘bu kızı oğlu Asım´a eş olarak alacağını´ söyler. Daha sonra onu oğlu Asım ile evlendirir. Bu gelinin bir torunu tarihte ikinci Ömer olarak tanınan adaleti ile meşhur halife Ömer b. Abdülaziz´dir.
Bir yazar; erdemlerin en yücesi, nefsin bütün karanlık eğilimlerine muhalefet eden duygu doğruluktur, der. İnsan nefsi olan ben duygusu; hak etsin veya hak etmesin her şeyin kendisinin olmasını ister. Bencillik, ihtiras ve hırslarımız bizleri yanlış ve istenmeyen yollara sürükler. Ancak doğruluk insani kötü duygu ve davranışlara karşı kalkandır. İnsanı korur.
Hak, bizleri doğruluktan ayırmasın. Doğrulardan kılsın.