Üç ayların sonuncusu olan Ramazan-ı Şerif ayı şükürler olsun ki geldi.
Ramazan ayı ile ilgili yüce kitabımız Kuran-ı Kerim´de şöyle buyurmakta;

(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur´an´ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah´ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir. (Bakara Sûresi 185)

Ramazan ayının ihyası Müslümanlar için adete bir spor takımının önemli bir turnuva öncesi kampa girmesi gibidir.
Çünkü bu aya ait olan farz ve sünnet ibadetler var.
Gündüzleri oruçla, geceleri teravih namazları ve Kuran-ı Kerim hatimleri ile tüm günü dolduran bir ay…
Adeta insan maneviyat depoluyor ve geriye kalan 11 ayı bu motivasyonla devam etmesini sağlıyor.
Tabi burada cümlelerimizi açık yazalım sonra farklı algılanmasın ibadet hayatı sadece bu aya ait değil tabi ki, insanın bütün hayatına, zamanına ve tüm nefesine aittir.
Lakin Ramazan ayında ibadetlerimizi arttırmamız gerekiyor.
Yukarıda zikrettiğimiz ayeti kerimede Mevlamız da bu şekilde emrediyor.
Bu ay içerisinde Mevlamızın bin aydan daha hayırlıdır dediği bir geceyi de saklıyor.

Biz onu (Kur´an´ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır. O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar. O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar. (Kadir Sûresi 1-5)

Efendimiz (asv) da bu ayın önemine dikkat çekmiştir;

Ebû Ümâme Sudayy İbni Aclân el-Bâhilî radıyallahu anh´den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem´i Vedâ hutbesi´nde şöyle buyururken dinledim demiştir:
“Allah´tan korkunuz. Beş vakit namazınızı kılınız. Ramazan orucunuzu tutunuz. Mallarınızın zekâtını veriniz. Yöneticilerinize itaat ediniz! (Bu takdirde doğruca) Rabbinizin cennetine girersiniz.” (Tirmizî, Cum´a 80)

Ebû Hüreyre radıyallahu anh‘den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Aziz ve celîl olan Allah “İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim” buyurmuştur.
Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da çatarsa: ‘Ben oruçluyum´ desin.
Muhammed´in canı kudret elinde olan Allah´a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.
Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır.” (Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163)

Ebû Hüreyre radıyallahu anh‘den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallalllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah´tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Îmân 28, Savm 6)

Daha pek çok hadis-i şeriflerde Ramazan ayı ve orucun önemi anlatılmıştır.
Bizlere düşen; Allah c.c.´nun rahmet kapılarının sonuna kadar açıldığı bu ayı en güzel şekilde eda edip, Mevlamızın rızasını kazanmak olsa gerek.
Eski Türkiye´de tartışılan o saçma sapan konulara girilmeden bu ayı değerlendirenlere ne mutlu…

Allah c.c.´u Ramazan ayınızı mübarek kılsın Selam ve dua ile….