İnsanlar vardır. Onları insan yapan düşünceleriyle… Düşünceler vardır. Onları düşünce yapan pencereleriyle… Ve insanların pencereleri vardır. Düşüncelerini düşünce yapan insanlar, alanlar bırakmak isterler kendilerine. Bazıları ise pencereler ile yetinmez. Geliştirmek için bakış açılarıyla beraber farklı bakış yerleri bulurlar. Onların hikayesi bu konunun dışında ayrı bir dünya oluşturur. Onlar ki kiracılar vardır evlerinde. Bu evlerin penceresinde; kimisininki yağmur sularının izlerini taşır, kimisinin penceresi ise aralıktır her daim. Hırlısı da hırsızı da süzülüverir oradan.
Pencereleri dar ve az olanlar ile çok ve geniş olanlar karşılıklı bakarlar genelde. Bundandır ki biri münasebet kurmak istemezken diğeri tarafından tek yönlü taş yağmuruna tutulur. Penceresi çok olanın kaybı yok denecek kadar azken, yağmuru başlatan -penceresizlikten hallice- at gözlükleri geçirerek bakmaya başlar bir yöne. Baktığı yönden gelen de geçen de yer ediniverir düşüncelerine.
Ben buna kısaca bakış açısının getirileri diyerek geçiyorum. Ancak geçtiğim yerlerde takılıp düşenler olduğunun farkına vardım bir yerden sonra. Bir yol vardı burada. Düşenlerin kaldıracak kimsesi yoktu bu yolda. Kimseliler düşmezdi çoğunlukla. Düşenler, düştükleri yerden bakarlar dünyaya. Kalkmak için çabalayanları manipüle ederler. Kendileri de düştükleri yerde kök salarlar. Yeniliğe açık olmadıkları içindir ki uzatılan yeni eli göremezler, görmezden gelirler. Onlar için hayat, çamurlu sulardaki yansımalarından ibarettir. Kendilerinin bulanık olduğunu çevresindekilere bakmadıkları için anlayamazlar. Yanlarından geçenlerin ayak izlerine takılırlar. Atılan adımların onlar için bir ehemmiyeti yoktur. Kategorize edildiklerini karmaşaya daldıkları için anlayamazlar. Kendilerine çok inanan ve az inananlar olarak tehlike barındırırlar. Bu gözlemlerimin sonucunda sık sık pencere değiştirmek gerektiğini fark ettim. Pencereyi her değiştirdiklerinde artan kirayı göze alabilecekler farkındalık geliştirir. Bu da bir bedeli simgeler.
Çoğu insan başkası konuşurken konuyla ilgili kendi görüşünü cümlenin ortasına bırakıveriyor. Tek taraflı düşüncesi, karşısındaki tüm düşünce yollarını tıkayabiliyor. O halde konuşmadan önce yeniden düşünün. Pencereleriniz hakkında yeniden düşünün. Başarıya giden yolda gördüğünüz mübahları yeniden düşünün. Yeniden düşünebilmek için daha önce düşünmüş olmanız gerektiğini unutmayın. Pencerelerimiz, onların sunduklarını fark edebildiğimiz yere kadar götürür bizi.
Düşünüyorsunuz, öyleyse var mı oldunuz? Ya düşünmeyenleriniz, onlar da yok mu oldu? Öyleyse sadece düşünmeniz yetmiyor. Onları geliştirmeniz ve uygulamaya dökmeniz gerekiyor. Bunu yapmadan önce bir kez daha düşünün.