İnegöl Meslek Yüksekokulu Pazarlama Programı Öğretim Görevlisi Cihad Doğan, “Sevgili öğrenciler ve değerli aileler; üniversite tercihi aslında sadece bir bölüm ya da şehir seçme değil aynı zamanda bir meslek seçimidir. Gelecekte hayatınızı şekillendirecek mesleğinizi hangi şartlarda ve hangi yöntemlerle belirlemenizi bilmek, gelecekteki hayatınızı daha rahat ve daha mutlu geçirmenizi sağlayacaktır. Bilmeden yapılan üniversite tercihleri sadece öğrencinin kendisine değil, ailesine ve hatta içinde yaşadığı topluma bile olumsuz durumlar yaşatmaktadır. Yaşanabilecek bu olumsuzları ortadan kaldırabilmek adına daha dikkatli karar almanız için bilmeniz ve öğrenmeniz gereken önemli ayrıntılar vardır.” dedi.

SIRALAMANIZA GÖRE TERCİH YAPIN!

Doğan konuşmasını şöyle sürdürdü; “Bu ayrıntıların başında tercihlerinizi puanlarınıza göre değil sıralamalarınıza göre yapmanızdır. Üniversite tercihleri yapılırken öğrenciler tercihlerini başarı sıralamalarına göre yapacaklardır. Öğrenciler tarafından en çok merak edilen noktalardan biri başarı sıralamalarının nasıl hesaplandığıdır. Örneğin; sınava giren iki adayın matematikten çözmeleri gereken soru sayısı 40, diyelim ki adaylardan biri 40 soruda 32 doğru 8 yanlış yaparak 30 net elde etti. Diğer aday ise 30 doğru 0 yanlış yaparak 30 net elde etti. Her iki aday da 30 net yapmış olmalarına rağmen hiç yanlış yapmayan adayın sıralaması 8 yanlış yapan adaya göre daha yukarıdadır. Bu sebeple adayların her ne kadar puanları aynı olmuş olsa da sıralamaları farklıdır. ÖSYM tarafından yapılan sınavlarda önemli olan az yanlışla yüksek net yapmaktır.”

GEÇMİŞ YILLARA GÖRE SIRALAMALARDA DEĞİŞİKLİ OLUR MU?

“ÖSYM, bu yıl ilk kez uyguladığı Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı (YKS) geçtiğimiz yıllarda uygulanan YGS ve LYS puan türlerinin fazlalığını ÖSS döneminde olduğu gibi Sayısal, Sözel, Eşit Ağırlık ve Dil puanları olmak üzere dört temel puan türünde birleştirdi. LYS’de yalnızca Sayısal puan türü kendi içerisinde dört farklı puan türüne ayrılıyorken YKS’de bu durum teke indirildi. Eski sistemde Matematik MF-1’den, Kimya MF-2’den, Eczacılık MF-3’den ve Bilgisayar Mühendisliği ise MF-4 puanlarına göre öğrenci alıyorlardı. Yeni sistemle sayılan bölümler artık sadece Sayısal puan türünde öğrenci alacaklardır. Öğrencilerinde cevabını merak ettiği soru da bu durumda ortaya çıktı. Bu noktada sıralamaların geçtiğimiz yıllardaki sıralamalara göre çok ciddi oynamaların olacağını düşünmüyorum. Zira geçtiğimiz yıl ile bu yıl da sınava giren adayların sayıları ve ders bazlı sağladıkları toplam net başarıları hemen hemen aynı. Yeni sistemde puanlar düşecek algısının doğru olmadığı kanaatindeyim. Ancak yazılmak istenilen bölümün popülerliğini yitirmesi ya da arttırması, üniversitenin ait olduğu şehrin cazibesi ya da çekiciliği gibi unsurları mutlaka göz önünde bulundurmak gerekir. Bölümlerin sıralamalarının artması ya da azalması sınavın kolay ya da zor olmasıyla değil bölümün iş yaşamındaki etkinliği, devletin bazı meslek gruplarını gerek devlet kademelerinde gerekse özel sektör işletmelerine zorunlu kılması gibi faktörlerle de değişkenlik gösterebilir.”

NASIL TERCİH YAPILACAK?

“Genellikle tercih yapılırken aşağıda gösterilen yönteme göre yapılmasında fayda olacaktır. Örneğin; İşletme bölümünün son üç yıldaki başarı sıralamaları; 2015 için 224 bin, 2016 için 260 bin ve 2017 yılı için 250 bin’dir. Yıllara göre +/- oranında oynamalarda ilk yıl; -36 bin , ikinci yıl; +10 bin , bu durumda toplam hareketlilik -26 bin dir. 2017 yılı yani son yıl tercihte dikkate alınacak olan sıralama 250 bin’dir ve bu durumda adaylar; “276.000 kendi sıralamanız 224.000” şeklinde yapabilirler. Elbette ki bu sistemin dışına da çıkılabilir sıralaması 300.000 olan bir aday bu bölümü yazabilir ancak bu gibi tercihler “ölü tercih” olarak nitelendirilir. 24 tercih hakkının olduğu bir sistemde mantıklı sıralamalara göre tercih yapmak daha akılcıdır. Yine de şansınızı denemekte serbestsiniz.

GELECEĞE IŞIK TUTACAK BÖLÜMLER

“Geçmişte popüler olan ve o günlerde garanti meslek olarak görülen birçok bölüm günümüzde etkinliğini maalesef yitirmiştir. Örneğin Tekstil Mühendisliği, 1998 yılında neredeyse Tıp Fakültesi ile aynı puan ve sıralamaya sahipken 20 yıl sonra bu bölüm artık tercih edilen ve gözde bir bölüm olmaktan çıkmıştır. Elbette ki her dönem de gelişen ve değişen dünya piyasaları, yaşantıları, sosyo-kültürel etkiler, psikolojik yapılar, üretim olanakları ve imkânları yeni ihtiyaçların oluşmasına ve bu bağlamda da yeni bölümlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Ortaya çıkan bölümler eğitim ve iş dünyasında bazen kısa süreli bir etki yaratırken bazen de uzun soluklu bir seyir ve istihdam olanaklarına sahip olmuştur. Üniversite tercihleri aslında her ne kadar 2018 yılında yapılıyor olsa da 2022-2023 yıllarına nitelikli eleman yetiştirmek için yapılmaktadır. Dolayısıyla bugün yapılan üniversite bölüm tercihi gelecek için yapılmakta ve gelecekteki oluşabilecek konumuna göre belirlenmelidir. Aileler ve öğrenciler her şeyden önce gelişen dünya koşullarını iyi analiz etmeli, dünyanın sahip olduğu yeni yollar iyi bir biçimde okunmalıdır. Ancak bu koşullar sağlanırsa gerçek anlamda doğru bir tercih yapılmış olur. Bunun yanında doğru tercihin oluşmasında en kilit nokta öğrencilerinin kişisel istek, beğeni özellikle kişisel yeteneklerine ve karakterlerine uygun bölümlerin seçilmesidir. Tercih sürecini bölüm ya da üniversite tercihi olarak adlandırmış olsakta aslında yapılacak tercih bir meslek seçimi bir başka ifade ile gelecek seçimi olacaktır. Şu an alınan kararlar gelecekte sahip olunacak mesleğin şekillenmesi doğrultusundadır. Öğrenciler her ne kadar hedefledikleri meslek ya da bölümler için yeterli sıralamaları alamamış olsalar da mevcut sıralamalarına göre tercihler yapacaklardır. Bu sebeple hedefinize tam ve net olarak ulaşamamış olsanız dahi en azından alacağınız kararlar sizleri yeni mesleğinizle, yeni hedefinizle buluşturacaktır. Hedeflediğiniz menzile ulaşamadıysanız yeni hedefler belirlemeniz gerekmektedir. Sisteme yükleyeceğiniz bütün bölümler sizin gelecekteki yaşayacağınız hayatınız olacağınızdan kararsızlığa düşmeden akıl ve duygu perspektifinde tercih yapmalısınız. Gelecek dünyadaki ön görülerim; Tıp, Psikoloji, Beşeri Kaynaklar, Hizmet İşletmeleri, Yazılım, Enerji Sistemleri, Ekonomi ve Teknolojik Üretim alanlarının daha da gelişeceğidir. Bu bağlamda öğrenciler tercihlerinde; Tıp, Psikoloji, Yazılım, Genetik ve Enerji Sistemleri Mühendisliği, Veri Madenciliği, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon, Odyoloji, Beslenme ve Diyetetik, Dil ve Konuşma Terapisi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinin “İngilizce” programları, Uluslararası Ticaret ve Finans bölümleri öğrenciler tarafından mutlaka tercih edilmesi gerekmektedir.”.

ŞEHİR- ÜNİVERSİTE-BÖLÜM ÜÇGENİ

“Ülkemizde 129 devlet, 72 vakıf ve 5 adet vakıf Meslek Yüksekokulu olmak üzere toplamda 206 adet üniversite vardır. Sadece devlet üniversitesini tercih etmek isteyen bir öğrencinin 129 farklı üniversiteyi alternatifleri arasında düşünmekte ve alternatif çokluğu karar almayı zorlaştırmakta ve geciktirmektedir. Öğrencilerin genelinin düşmüş olduğu hata şehir-üniversite-bölüm üçlemesini beraber düşünmeleri gerekirken yalnızca şehre odaklanmalarıdır. Bir şehirde deniz olması bir tercih nedeni olabilir ancak sadece bu nedenden dolayı tercih yapılması yanlıştır. Şehrin sunmuş olduğu sosyal yaşam güzel bir üniversite hayatı sunabilir fakat mezuniyet sonrası getiriler bizim için şehirde geçirilecek dört ya da iki yıldan daha önemlidir. Çünkü bazı üniversiteler bazı bölümlerde ihtisaslaşmıştır. Şehir ve üniversite entegresi, aralarında yapılan özel antlaşmalar üniversite öğrencilerinin kolay iş bulmalarına imkân vermektedir. Mühendislik bölümünü okumak isteyen bir öğrencinin Kocaeli ya da Sakarya Üniversitelerini seçmeleri öğrencilere gerek okul dönemin de gerekse mezuniyette önemli fayda sunmaktadır. Turizm bölümlerini Türkiye’nin turistik yerlerinde, sanayinin geliştiği bölgelerde mühendislik ya da iktisadi ve idari programları okumak, enerji sistemlerinin yenilenebilir enerji kaynaklarının olduğu bölgelerde ya da kentlerde okumak daha mantıklıdır. Çünkü iş hayatının beklentilerinin arasında “iş deneyimi” ilk sıradadır. Şehir-Üniversite-Bölüm üçgeniyle sizler daha öğrenciyken teorikte aldığınız öğretileri hızlı bir şekilde uygulamaya döküp iş yaşamına hazır bir biçimde girebilirsiniz. Bütün bunları üniversitelerin web sitelerine girerek öğrenebilir ve karar sürecinizi mantık temeline oturtabilirsiniz. Optisyenlik, odyometri, dil ve konuşma terapisi bölümleri gibi garanti meslek olarak görülen spesifik alanları okumak için şehir ayrımı gözetmeksiniz tercih yapabilirsiniz. Öğrenciler tarafından düşülen başka bir hata bölüme bakmaksızın arkadaşının olduğu şehri ya da üniversiteyi yazmayı ve ya beraber ev tutar kalırız fikri ile ortak arkadaşların aynı tercihleri yapmasıdır. Lütfen bu hataya düşmeyin! Önceliğiniz bu olmamalı.”.

MESLEĞİ HALİ HAZIRDA YAPANLARLA MUTLAKA GÖRÜŞÜN

“Hepimiz birçok mesleği duyuyor ve az da olsa o meslek hakkında bazı bilgilere sahip olabiliyoruz. Ancak tercih sürecinde az bilgi ya da kulaktan dolma bilgilerle karar vermek baştan atılmış yanlış bir adımdır. Eğer ki bir bölüm size mantıklı geliyorsa hemen o mesleği yapan kişilerle irtibata geçin ve bütün ayrıntıları danışın. Özel Eğitim okumak isteyen bir öğrenci mutlaka bir rehabilitasyon merkezine gitmeli ve orada çalışan bu mesleği yapan kişi ya da kişilere danışın. Mesleğin getirilerini, eksiklerini ya da zorluklarını onlardan iyi kimse bilemez. Tercih danışmanları sizlere sadece bölüm hakkında kısa bilgiler verebilir, bu bilgiler asla yeterli düzeyde değildir. Hatta elinizden geliyorsa kısa bir süre içinde tercih etmek istediğiniz bölümün uygulamalarını bizzat deneyimleyin.”

BÖLÜM İSMİNE ALDANMAYIN

“Bazı bölümlerin isimleri kulağa gayet güzel gelmekte ve söylediğinizde karşı tarafta bir hayranlık yaratabilir. Örneğin Mekatronik Mühendisliği gibi. Sizlerin burada yapmanız gereken bölümün ismi değil bölümde okutulacak olan dersler ve mezuniyet sonrası size sağladığı faydalar olmalıdır. “.

KONAKLAMA-ULAŞIM- OKUL VE SOSYAL İHTİYAÇLAR İÇİN GİDERLER

“Bir öğrencinin ailesinin yanından ayrılıp şehir dışına üniversiteye gitmesi aile için önemli maliyetlerin oluşmasını da beraberinde getirir. Bu maliyetlerden en önemlisini ise konaklama maliyeti oluşturmaktadır.

Öğrencilerin konaklama noktasındaki ilk tercihleri Kredi Yurtlar Kurumu’dur (KYK). Yurt fiyatları aylık 168 TL ile 285 TL arasında değişmektedir. Bu fiyatların içerisinde yemek bedeli de dâhildir. Gerek fiyatlarından gerekse devlet kontrolünde olduğundan ailelerin tercihinde ilk sırada yer almaktadır. Ancak öğrenci sayılarının fazlalığı ve KYK yurt kontenjanları düşünüldüğünde her öğrenciye yurt imkânı maalesef sunulamamaktadır. Bu nedenlerle aileler özel yurtları da alternatifleri arasına almaktadırlar. Özel yurtlarda net bir fiyat aralığı vermek mümkün değil. Tek kişilik lüks odalardan tutun da sekiz kişilik yatakhane hizmeti veren yurtlara kadar çeşitlilik vardır. Türkiye genelinde özel yurtlarda üç öğün yemek verilmemekte verilecek yemeklerde yurt fiyatından hariç tutulmaktadır. Bu durum ise ailelere ve öğrencilere öğrenci evi tercihini sunmaktadır. Bazı kentlerde ev sahiplerinin öğrencilere ev vermek istememeleri, kiralık evlerin ısınma, barınma gibi temel ihtiyaçları tam olarak karşılayamadıklarını ve kira bedellerinin yüksek olduğunu (kentten kente ve kent içindeki bölgeden bölgeye farklılık göstermektedir.) söyleyebilirim. Öğrenciler için bir diğer maliyet ise ulaşım maliyetidir. Türkiye’de birçok üniversite belirli kampüs alanlarında konumlandırılmıştır. Bu nedenle öğrencilerin yurtlarından ya da evlerinden üniversitelere ulaşmaları hem zaman hem de maliyete neden olmaktadır. Ancak birçok şehir de belediyelerce öğrencilere verilen öğrenci indirim kartları ile ulaşım maliyetleri minimize edilmektedir.”.

ERASMUS, YURTDIŞI EĞİTİM (STAJ) GİBİ GLOBAL İMKANLARI GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURUN

“Günümüzde üniversitelerin sundukları en önemli hizmetlerden biri Erasmus, yurtdışı staj gibi uygulamalar ve hizmetlerdir. Türkiye’de ki üniversitelerin tamamının Avrupa’da ki farklı ülkelerde yer alan üniversitelerle protokolleri vardır ve bu anlaşmalar gereği her bir bölümde her yıl kontenjan dâhilinde öğrenciler bir yarıyıl ya da bir yıl gibi sürelerle yurtdışına çıkmaktadır. Erasmus’un olduğu bir sistemde bu hizmeti kullanmamak kendinize yapacağınız olumsuz davranışlardan bir tanesidir. Zira Erasmus deneyimi öğrencilere hem dil öğrenme noktasında, hem dünya ufkunuzu açma bakımından hem de ileride kariyerinize sağlayacağı katkı açısından hayati derecede önemlidir. Ayrıca bazı üniversiteler yine anlaşmaları gereği yurtdışına staj yapmak adına öğrenci göndermektedirler. Bu imkanın olduğu üniversiteleri tercih etmek ve bu uygulamayı kullanmak sizlere yarar sağlayacaktır. Bütün bunların yanında Farabi adında yurtiçinde öğrenci değiştirme uygulaması vardır. Örneğin Adnan Menderes Üniversitesinde okumaktasınız üniversiteniz sizleri bir yıl için Ege Üniversitesine göndermektedir. Böylece aynı bölümü farklı üniversitede okursunuz ve farklı hocalardan ders alarak vizyonunuzu genişletirsiniz. Work and Travel: Üniversitelerin sunduğu bir imkan değil ancak fakülte düzeyinde okuyan öğrencilerin özel şirketlerce Amerika Birleşik Devletleri’ne 100 günlüğüne çalışmaya göndermesi. Work and Travel’ın dönemlik değişen ücretleri vardır. Belirlenen bedeli ödeyen öğrenciler Amerika’da farklı eyaletlerde genellikle hizmet sektöründe çalışmaktadırlar. Amaç, dil eğitimi almaları ve Amerika’da iş deneyimi yaşamalarıdır.”.

İKİNCİ ÜNİVERSİTE UYGULAMASI

“Ülkemizde Anadolu Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Atatürk Üniversitesi tarafından açık öğretim eğitimleri verilmektedir. Eğer her hangi bir bölüme yerleşirseniz bahsi geçen üniversitelerden birinde açık öğretim de lisans eğitimi almalısınız. Örneğin; Bilgisayar Mühendisliğini kazanan bir öğrenci açık öğretimden İşletme bölümünü yazarak hem mühendis hem de işletmeci olabilir. Ya da İktisat bölümüne yerleşen başka bir öğrenci Sosyoloji bölümünü ikinci üniversitesi uygulaması kapsamında okuyarak İktisat bilimini Sosyoloji bilimi ile entegre edip hem iş bulma konusunda hem de kişisel katma değer sağlama konusunda kendisine önemli yatırımlar yapabilir.”.

YATAY GEÇİŞ VE DİKEY (ÖNLİSANS (2 YILLIK) DÜZEYİNDEN LİSANS DÜZEYİNE) GEÇİŞ YAPMAK

“Genellikle öğrencilerden duyduğum; iki yıllık bölüm okuyayım sonra üstüne tamamlarım fikri. Evet, bu bir fikirdir ancak fikirler oluşurken mevcut düzeni ve sistemi de tanımak ve ileride karşılaşılacak durumu iyi bilmek gerekmektedir. Böylesine bir fikri uygulamak için öğrencinin Dikey Geçiş Sınavına girmesi gerekmektedir. DGS, ÖSYM tarafından sayısal ve sözel olmak üzere iki farklı bölümden oluşan ve uygulanan bir sınavdır. DGS’de öğrencilere önlisans da aldıkları eğitimle ilgili soru sorulmaz. Günümüzde uygulanan DGS’de öğrencilere sayısal bölümde analitik düşünmeyi, sözel bölüm de ise muhakeme yeteneğini ölçen sorular sorulur. DGS’de okuduğunuz bölümden her bölüme geçiş yapamazsınız, açık öğretim de okumak için bile bu sınava girmek zorundasınız. Kontenjanlar YKS’ye göre daha azdır. Bir başka husus ise yatay geçiş yaparım düşüncesi. Özellikle sıralaması Türkiye’nin batısında bir üniversiteye yetmeyen öğrenci yatay geçiş yaparım, gelirim der ancak yatay geçiş yapmakta kolay değildir. Yatay geçiş yılsonlarında ve nadir de olsa dönem sonlarında olur. Yatay geçiş, iki temel esas üzerine gerçekleşir. Biri sizin kazandığınız okulda aldığınız derslerin genel ortalamalarına göredir. Alttan derslerinizin olmaması ve aynı zaman da idari ceza almamanız gerekmektedir. Kontenjanlar genelde düşüktür. Bütün bunları sağladığınız zaman yatay geçiş hakkını elde edersiniz. Diğeri ise 2018’de YKS’de almış olduğunuz puana göredir. Örneğin sizin puanınız 270.000’dir yatay geçiş yapmak istediğiniz okul 2018’de 270.000 ve üzerinde bir puanla öğrenci almış olsun ki siz buraya başvurabilesiniz. Ve yatay geçiş sonrası eski okulunuzdan aldığınız her ders muaf sayılmaz. Tekrar okumak durumunda kalabilirsiniz. Sonuç olarak, üniversite seçimi meslek seçimidir. Lütfen, tercih yaparken Öğrenim dili İngilizce olan bölümleri tercih edin, Üniversitelerin web sitelerini mutlaka ziyaret edin, Tercih etmek istediğiniz bölümlerin ders içerik ve ders planlarını kontrol edin, Uzman desteğini kesinlikle alın, hayalle ya da bekliyle tercih yapmayın. Unutmayın; hiçbir işin geleceği yoktur, o işi yapan kişinin geleceği vardır. Şimdiden başarılar dilerim. “.

Editör: TE Bilişim