En Uzak mesafe ne Afrika´dır
Ne Çin,
Ne Hindistan,
Ne Seyyareler,
Ne yıldızlar geceleri ışıldayan...
En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir birbirini
anlamayan.....

Der Can YÜCEL. Neden birbirimizi anlamıyoruz?, diye sorduk mu kendimize. Kendimce bazı çıkarımlar yaptım:

1- Ne sözde ne de davranışta ifade etmek istediklerimizi, ortaya koymaktan uzağız. Yani net değiliz.

2- Ortak payda da veya asgari müşterekte buluşma anlayışına sahip değiliz.

3- Olayları kendi penceremizden (subjektif) değerlendirmek hoşumuza gidiyor.
4- Bilgi sahibi olmadan biliyormuş moduna (ukalalık) giriyoruz.

5- Kısa yoldan sonuca ulaşmak istiyor ve sabırsız davranıyoruz.

6- Karşımızdakini anlama gayreti içine girmiyor, empati yapmıyoruz.

7- Ya kendimizin mükemmel olduğu kibrine ya da hiç olduğumuz aczine düşüyor, orta yolu bulamıyoruz.

8- Ön yargılardan kurtulamıyor, çevreden çok etkileniyoruz.

9- Asıl, kaynak bilgiden ziyade, adetler, duyumlar ve temayül kolaylığına kaçıyoruz.

10- Yeniliğe ve gelişmeye direnç gösteriyoruz.

11- Bir, iki, bir kuralını uygulamak hoşumuza gidiyor. (1-Ben haklıyım; 2- Sen haklı olduğunda birinci maddedeki kural geçerlidir.)

12- İnsanı okumak, doğayı okumak, hayatı okumak ve en önemlisi kitap okumak zor geliyor.

13- Farklı pencerelerden bakma becerisine sahip değiliz.

Aslolan birbirine fiziksel olarak yakın olmak değil, ruhsal olarak beyinsel olarak yakın olabilmektir. Bu şekilde bağlı olmayanlar birbirleriyle sağlıklı iletişim kuramazlar, hani denir ya ”Sen ne söylersen söyle söylediğin karşındakinin anladığı kadardır” diye işte tamda böyleyiz aslında. Biri konuşurken dinlemek anlamak için beklemiyor, konuşması bittiğinde söylediklerinin altında kalmamak için dinliyoruz. Bu nedenlerden dolayı görünürde yakın; ancak gerçekte birbirimize uzağız.

Hintli bilge nehir kıyısında öğrencileriyle ders yaparken yanlarından birbirlerine öfkeyle bağıran bir aile geçer. Öğrencilere dönüp şunu sorar bilge:”İnsanlar kızdıkları zaman neden bağırırlar?”Önce her kafadan bir ses çıkar sonra içlerinden biri “Çünkü sükûnetimizi kaybederiz”diye cevap verir.Ama hemen yanıbaşımızdaki insana neden bağırıyoruz?diye sorar tekrar bilge.Öğrencileri cevap veremez.Bu sessizlik karşısında şu sözler dökülür ağzından “İki insan birbirine kızgınken kalplerı uzaklaşır.Bu uzaklık yüzünden de sesini duyurabilmek için bağırmak zorunda kalır.Kısaca insan ne kadar kızgınsa uzağı yakın edebilmek için o kadar bağırır..”der.

O halde uzaklaşmamak adına biraz gayret gösterip birbirimizi anlamaya çalışalım.