Doğuştan ya da sonradan yaşadıkları rahatsızlıklar sonucu fiziksel, zihinsel ya da duyusal açıdan hareketleri sınırlanan kişilerin günlük hayatta yaşadıkları veya karşılaştıkları sorunlara dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak adına her yıl Mayıs ayının 10-16 Mayıs tarihleri Engelliler haftası olarak kabul edilmiştir.

Engelleri aşmak için öncelikle toplum olarak engelli bireylere olan bakış açımızı değiştirmeli ve değişime kendimizle başlamalıyız. Engelli bireylere acıyarak bakmayı, ötekileştirmeyi bırakıp farklılıklarla birlikte eşit şekilde yaşamayı kabul etmeli ve toplum olarak engelli bireylerle doğru iletişim kurmayı öğrenmeliyiz.

Engelli birey; hayata katılımı çeşitli şekillerde engellenen bireydir, bu nedenle sadece seviyor olmak hiçbir engeli aşmaz !... Engelliler haftasında kutlama etkinlikleri yapmak yerine engelli bireylerin yaşadıkları sorunlara dikkat çekmek, bu sorunlara çözüm yoları geliştirmek ve engelli bireylerin hayatın her alanına eşit ve bağımsız katılımını sağlayacak faaliyetler ve etkinlikler üzerine kafa yormak gerekir. Herkes için erişilebilir bir dünya diliyorum. Neşe Yeni Üçel Özel Eğitim ve Rehabilitasyon merkezi rehber öğretmeni

Ben Fatma Atan Üçel Özel Eğitim ve Rehabilitasyon merkezinde 12 yıldır çalışıyorum. Okul öncesi öğretmeniyim, yıllar geçtikçe özel eğitim alanında elimden geldiği kadar kendimi geliştirmeye ve çocuklara faydalı olabilmeye çaba gösteriyorum. Eğitim ve öğretim uzun bir süreç ve gelişim hiç durmayan bir nehir… Ne kadar çok yeni bilgilere ve deneyimlere açık olursanız, kendinizi geliştirip, karşınızdaki aile ve çocuklara o denli faydalı olabilirsiniz.

Bu alanda çalışmak benim için bir sevda olsa da, bu alanın daha çok gelişmesi, farkındalığın daha çok artması gerekmekte. Bu farkındalığı arttırabilmek ve geliştirebilmek bu alandaki, öğretmen, müdür, kurum sahipleri, özel eğitim okulları Milli Eğitimde örgün eğitim veren tüm okullar, özel çocuk velileri ve tüm veliler tarafından, görev olarak üstlenilirse daha hızlı bir ilerleme olacağını gözlemlemekteyim.

Özel çocuk aileleri ve özel çocuklara eğitim ve öğretim veren tüm özel ve kamu kurumlarına daha büyük bir sorumluluk düşmektedir.

Özel eğitim demek, farklı okul, farklı öğretmen ve farklı sınıflar demek değil, kaynaştırma sınıflarında kendi sınıf öğretmenleri ve özel eğitim öğretmenleriyle birlikte, akran eğitimi ile beraber çalışmaların yapılması demektir.

Günümüzde görmekteyim ki biz eğitimciler ve bu alanda çalışan idareciler, değerlendirmeciler özel çocukları kendi sınıflarında akranlarıyla kaynaştırma çabasında olmak yerine farklı okullara ve özel alt sınıflara mecbur bırakmaktayız. Bizler ne kadar ayrıştırırsak o kadar sosyal yaşamda da özel bireylere yer vermemiş oluruz. 12 yıllık özel eğitim deneyim ve gözlemlerime bakarak ayrıştırmanın yerine kaynaştırmanın arttırılmasıyla, özel çocukların aramıza kaynaşmalarının daha kolay olacağını söyleyebilirim.

Bu farkındalık günlerinin aileler ve bizler tarafından kaynaştırma eğitimlerinin faydaları ve hayata karışan özel çocukların daha mutlu umutlu olacaklarının fark ettirilerek geçirilmesini temenni ediyorum.