Yer Ankara Orduevi yıl 1972 o dönemde sınır şehirlerimizden birinde görev yapan İnegöl´lü bir subayımız eşinin sağlık problemi için Ankara´dadır. Geceyi orduevinde geçirip ertesi gün tedavi olmayı planlamaktadırlar. Fakat orduevinde yer problemi vardır. Bir süre bir değişiklik olup olmadığını bekleyip daha sonra teğmenlik dönemi Isparta Eğridir Dağ Komando Okulu´nda birlikte görev yaptığı Okul Komutanı Süleyman Güncan Paşa´yı arar ve durumunu bildirir. Paşa o dönemde Ankara´dadır Tümgeneraldir ve Etimesgut Zırhlı Birlikler Tümen Komutanlığı görevini yapmaktadır. Biraz bekle der kısa bir süre sonra da orduevine çıkar gelir.

Subayımızın beklentisi Paşa´mızın oraya telefon edeceği dolayısıyla da yer probleminin genç bir subayın isteği olmaktan çıkıp, bir Tümgeneralin isteğine dönüşeceğidir. Ama öyle olmaz Paşa´mız çıkar gelir. Paşamız gelince de görevliler bir odanın boşaldığını subayımızı ve eşini misafir edebileceklerini söylerler. Paşa´mız görevlilere teşekkür eder ve ben onları evime götürmek istiyorum der ayrılırlar Paşamızın evine giderler. Hikayenin sonrası da aynı  güzellikte devam ediyor da ben burada hikayeyi kesiyorum. Başlıkta kullandığım o iddialı “Erdem” sözcüğüne dönüyorum. 

Türk Dil Kurumuna göre Erdem(Fazilet) Ahlakın övdüğü ve ahlaklı olmanın gerektirdiği doğruluk, yardımseverlik, yiğitlik, bilgelik, alçakgönüllülük, iyi yüreklilik, ölçülülük gibi niteliklerin ortak adı. Görüldüğü gibi insanı titreten anlam zenginliği içeren bir sözcük. Sonrasında Biyografilerini oluştururken yakından tanıma fırsatı bulduğum bu iki “Erdem”li insandan Paşamız Süleyman Güncan´ın eski bir teğmenini evinde misafir eden Paşa olmaktan öte nüfuz kullanmak istememesi çok daha etkiledi beni. Kızı Sibel Günçan Erez´in ifade ettiği gibi çocuklarınızın “Biz babamızın makam aracına hiç binmedik” diyebilmesi ne büyük bir zenginliktir, erdem´dir. Böyle bir amirinizin, meslektaşınızın, komşunuzun, arkadaşınızın, akrabanızın vatandaşınızın vb. tabii ki hemşehrinizin olması ne güzel şeydir.

Onu tanımış olan insanların olumlu etkilenmediğini söyleyebilir misiniz. Böyle bir kişinin İnegöl´lü  olması da ne hoş´tur gerçekten. Ya da öyle bir komutanınız, amiriniz, öğretmeniniz, ustanız, imamınız, patronunuz ya da antrenörünüz, anneniz, babanız kardeşinizin olması ne güzel şeydir. Ben böyle çok İnegöl´lü olduğunu düşünüyor ve kıvanıyorum, eminim siz de en az benim kadar böyle İnegöl´lüler tanıyorsunuzdur. Saygılarımla.