6 aydır ara verdiğimiz Dipsizgöl Kıraathane sohbetlerimize, zorunlu hal zuhur etmiş olduğundan değişik bir versiyon olarak bu gün başlamış bulunmaktayız. Biraz İncili Çavuş Dedemin rahatsızlığı, birazda biz günahkar torunun eşşekliği okuyucularımızı bu güne kadar maalesef sohbetlerimizi öğrenmeden mahrum etti. Tüm okuyucularımızdan özür dileyerek, mikrofonu İncili Çavuş Dedeme veriyorum.

Evet evlat vatandaşı bir arıya toplayamadığımızdandır ki, caminin hopörlerinden mikrofona kabloyu döşedin demi, döşedim Dedem.

Dipsizgöl’de akşam ezanı okunmuş. Ezan bittiğinde imam; “Komşular zorunlu ihtiyaçlar dışında kimse sokaklara çıkmasın” diyerek, vatandaşı bilgilendirmiştir. Ve Dedem; “Komşular” diye seslendiğinde tüm köy pür dikkat kesilmiş. Dedemin hikayesine kulak vermiş olmalı. Çünkü çuk oturan hikayeler anlatılmakta.

Bu Günün Hikayesi: bir gün zamanın evliyası Behlül Dana Umre’ye gitmek için yollara düşmüştür. Tam Haram-ı Şerife gelende yasak olan beldenin kıyında aksaçlı bir ihtiyarı görür. Yanına varanda, bu ak saçlı ihtiyarın iblis Şeytan olduğunu görür. Aralarında geçen konuşma bir rivayete göre tamda şudur; Ey İblis sen ki büyük Şeytan’sın. Bizim ümmetimizi Müslüman kardeşlerimizi nasıl arkana katıp günaha kötülüğe sürüklüyorsun. Şeytan, aşırı Müslümanlara yular takıp sürüklüyorum. Behlül Dana, ya bana da yular takabilir misin? Diyende. Yok ben seni yularsız da gezdiririm der.

Behlül Dana, ha de be diyende. İblis, bana bir yardım ediver de şu mübarek beldenin dışına çıkalım. Bayağı bir yol alırlar. Behlül Dana, hadi göster nasıl yular taktığını? Biraz daha gidelim. Hadi göster. Biraz daha gidelim. Derken bir dere kenarına gelirler. İblis, ben yaşlıyım beni sırtına alda şu derenin karşısına geçiriver deyince. Merak bu ya Behlül Dana, Şeytanı sırtına alıp karşıya geçirdiğinde. Hadi göster artık dediğinde. İblis, sana yular takmaya gerek yok. Sen yular takmadan da beni sırtında taşıyorsun. Beni oyalama benim zamanım kıymetli deyip kaybolup gider.

Yani komşular demem o ki, ülkemiz çok zor ve meşakkatli günler geçirmekte. Biz vatandaşlar olarak, ulül emrin yaptırımlarına uyalım, uymayanları uyaralım.

Hepimiz Kelime-i Şehaadet getirip Elhamdülillah Müslüman olmuşuz. Amentünün esaslarına inanıp, kadere iman ederiz. Hayrın ve şerrin Rabbimden olduğuna inanırız. O zaman sorun yok. Aslolon şerden hayır, hayırdan şer gösteren Rabbimin dediğidir.

Ve hepimiz bilmeliyiz ki, bizler Korono’ya yakalanırız. Korona’dan ölürüz diye asla bir şüphemiz tereddüdümüz yoktur.

Lakin korkumuz o dur ki, haspel kader bu virüs mikrobunun biz taşıyıcısıyız. İnsanlara bulaştırmayalım düşüncesine istinaden, alınan tedbirlere eksiksiz uyalım, uymayanları uyaralım.

Çünkü vebali çok büyüktür. Ha bir vatandaşı çekmiş silahı öldürmüşüz ha mikrop bulaştırmış ölümüne vesile olmuşuz. Allah muhafaza...

Herkesin düşüncesi tam olarak bu olmalıdır. Bugünlük bu kadar. Zorunlu ihtiyaçlar dışında sokaklara çıkmayalım. Boşu boşuna da İblis şeytanını sırtımıza alıp yalan yanlış paylaşımlar yapmayalım Kalın sağlıcakla…