Benim 6,5 yaşında ilkokul 1.sınıfa giden bir oğlum var. Okul çocuğu tecrübesini yeni edinen bir veli olarak bazı gözlemlerimi yazmak istiyorum.

Çocuk bütün gün okulda ders görüp eve geldiğinde şöyle azıcık dinleneyim, oyun oynayayım, arkadaşıma gideyim falan diyemiyor. Neden ? Çünkü öğretmen gece yarılarına kadar sürecek ders veriyorda ondan. Hangi okulda okuduğu veya hangi öğretmenle okuduğu önemli değil. Bunlar işin detay kısmı. Çünkü neredeyse tüm okullarda ve bütün öğretmenlerde aynı sorun var.

Aslında sorun okul ve öğretmende de değil bir türlü düzelmeyen eğitim sisteminde. Erdoğan´da itiraf etti bunu. “Bu işi beceremedik” dedi. Eğitim sistemi tam bir yap boz oldu. Gelen gideni aratır oldu. Milli Eğitim´e Bakan dayanmadı.

Yani demem o ki, İlkokul 1.sınıf öğrencilerini ödev manyağı yapan böyle eğitim sisteminin içine tüküreyim. Gece 23.30 lara kadar süren dersler. Hiç mi vicdanınız yok sizin. Çocuk çocukluğunu yaşamasın mı?! Yarış atına çevirdiniz zavallı öğrencileri. Ayrıca çocukların yazmaktan elleri acıyor. Küçücük elleri var kocaman dersleri var. Olacak iş mi!? Allah bile taşıyamayacağınız yükü size yüklemem diyor Amenerresulu´de.. Af edersiniz ama efendiler siz çocukları manyak mı yapacaksınız..?! Daha bu yaşta nedir bu yarış !? Nedir bu vurdumduymazlık...!? Nasıl bir müfredat!? Neden Amerikayı yeniden keşfetmeye çalışıyorsunuz? Bu işi en iyi yapan hangi ülkeyse yollayın bir heyet araştırın. Siz nasıl yapıyorsunuz? diye sorun. Kovacak değiller ya. İçeriği siz düzenledikten sonra tekniğini aynen almanızda ne beis var !?

Size daha önce yazdığım Kore´li Ji´nin hikayesini bir kez daha aktarayım. Haa hatırlatayım ki, örneğini vereceğim bu ülke işini iyi yapan bir ülke değil benim nazarımda. Örneklemenin buradan alınmamasını özellikle belitmeliyim. Neden olduğunu hikayeyi okuyunca anlayacaksınız.

Dünyanın en başarılı öğrencileri Güney Kore´den çıkıyor. Evet görünürde bir başarı gibi ama hakikatte öyle mi!? Değil. Neden? Okumaya devam edin.

Uluslararası eğitim başarısını sınıflandıran PISA sisteminde hep üst sıralarda. En son beşinciydi. Diğer ilk dördü de uzak doğudan. Fakaat Kore´de standart bir okul günü 08.00´de başlayıp 17.00´de bitiyor.

Ama durun daha bitmedi.. Ardından HAGWON isimli bir sistemin kurbanı durumunda Kore´li yavrucaklar. Bir çeşit etüt merkezi diyebileceğimiz HAGWON´da öğrenciler ekstranın ekstrasını alıyorlar.

Böylelikle sabah okula gitmek için evden 07.30´da çıkan çocuk eve gece yarısında dönüyor. Oyun mu? Eğlence mi!? O da nasıl bir şey ki!?

Peki sonuç!? dünyanın en başarılı 4.eğitim sistemine sahip oluyorsun.. Her başarı iyidir anlamına gelmez. İyi başka bir şey başarı başka bir şey. Bununla ilgili çok örnek veririm de yerimiz müsait değil. Sonra..?

Sonra çoğunluğu gençlerden oluşan günde ortalama 40 intihar vak´ası.. 9 yaşından sonra antidepresan kullanmayan çocuğu dövüyorlar desek yeri... Strese bağlı davranış ve kişilik bozukluğu teşhisi konmayan Kore´li çocuğu müzede sergileyecekler neredeyse...

Ji´nin hikayesi var ki akıllara durgunluk verecek cinsten. Ji 14 yaşında, evden okula, okuldan eve gidip gelen Kore´li bir velet. Üstelik Kore´de ki tüm öğrenciler arasında %1´lik dilimin içinde. Hafız gibi oğlan... Annesinin, neredeyse diğer bütün Kore´li anneler gibi Ji´ye durmadan söylediği bir şey var: “Ne pahasına olursa olsun, bir numara olmalısın.

Ji´nin kendilerinden ayrı yaşayan babası günün birinde eve geldiğinde, ortada bir terslik olduğunu anlıyor. Kısa süre sonra da kapıları bantla kapatılmış bir odadan Ji´nin annesinin cesedini çıkarıyorlar. Ji, annesini öldüreli tam 8 ay olmuş. Üstelik kokmasın diye cesedi koyduğu odanın kapısını bantlarla kapatmış, bir terslik olduğu anlaşılmasın diye de ‘annem şehir dışında´ demiş konu komşuya. Daha da üstelik bazen arkadaşlarını çorba içmeye davet etmiş falan. Bütün bu süre zarfında da okula gidip gelmeye devam etmiş. ‘Anneni niçin öldürdün?´ sorusuna verdiği cevap kısa olmuş. Ji´nin: ‘başarısız olmaktan korkuyordum. Annemin beni başarısız biri olarak görmesinden korkuyordum.”

Yani sayın eğitimciler başarı herşey demek değildir. Çocuklarımızın okumuş bir manyak olmasındansa okumamış bir insan olmasını yeğlerim. Çocuğumun okumuş manyak bir mühendis olmasındansa, okumamış akıllı uslu normal insan standartlarında bir işçi olmasını daha tercih ederim. Tabi en iyisi çocuklarımızın, eğitim sistemi düzeltilmiş, sağlıklı, akıllı uslu, doktor, mühendis, mimarlar olarak yetişmeleri.