Son zamanlarda en çok konuşulan meselelerden biri de Neo-Osmanlıcılık meselesi. Osmanlı´nın yeniden diriltilmesi ve ümmetin başını toplayacak, kan ve gözyaşının sona erdirilmesini sağlayacak bir iradenin dünyaya hüküm sürmesi. Bu sadece bizim Osmanlıcılarımız nezdinde değil yahudilerin nezdindede tartışılıp ve hatta çok şaşıracaksınız savunulmuştur. Çünkü her yüzyılda bir sürgün yemiş olan bir kavim yahudiler. En çok rahat ettikleri dönem ise 600 yıl boyunca Osmanlı dönemi. Fakat elbette kendi istedikleri bir Osmanlı olmalı bu. Yoksa dedem Osman Bey´in, Fatih´in, Yavuz´un, Abdulhamid´in Osmanlısı değil. Her ne kadar en rahat ettikleri dönemlerin anlayışı da olsa bu böyle değil. Aksi halde o zamanlar mazlumken zalim duruma geçmiş olan yahudi zihniyeti huzur bulamaz. İşte bu yüzden simüle edilmiş Neo-Osmanlıcılık arzu ettikleri. 

Fethullah Gülen´i 1950-60´lardan bu yana bunun için hazırladılar. Fransız düşünür De Maistre diyor ki, “bir ülkenin rejimini sadece tarihi belirler.” Tarih Osmanlı´nın bıraktığı yerden devam edecek. Tabi bunun ismi Osmanlı olmayabilir ama yarım kalmış bir serüven var ve tarihi gerçeklik bizi buna zorlamaktadır. 

Jean Baudrillard´ın “Simülakrlar ve Simülasyon” eserinde bahsettiği Simülasyon Kuramı vardır. Bu adamlar birazda buradan besleniyorlar. Ortada bir gerçek var ve bu gerçeği bulandırmanın en iyi yolu bu gerçekliğe karşı benzer bir gerçeklik yaratmaktır.

Ama 2.yaratılan bu gerçeklik yahudilerin kontrolünde olmalıdır. Bizim  kontrolümüzde ve insiyatifimizde bir anlayış ile dirilen Neo-Osmanlıcılık İsrail´in zokayı yuttuğu anlamına gelir. Onların istediği kendi kotrollerinde yapay gerçeklik ile hilafeti Fethullah Gülen eliyle getirmek ve hilafette ki biat kültürü ile tüm müslümanları bu yapay gerçeklik ile yarattıkları kendi kontrollerinde ki halifeye bağlamak. Biata zorlamak. Böylece dünyayı daha kolay hükmedilir hale getirip müslümanların cihatçı/savaşçı yönünü kontrol altında tutmak istiyorlar.

Bu yapay gerçeklik ile ne oldu şimdi? Ortada bir gerçeklik var ve 2.bir gerçeklik yaratılarak o gerçeklik üzerinden kitleler kandırılıyor. Adamlar yarattıkları yapay gerçeklik ile doğal gerçekliğe yön veriyorlar. Vermek istiyorlar. Simülasyon kuramı böyle bir şey. 

Erdoğan´ın kontrolünde bir doğal gerçeklik İsrail için ve dünya lordları için büyük bir tehlike. Yokoluşlarını başlatan bir başlangıç. Bu gerçekliğin önüne ancak benzer bir gerçeklik ile geçebilirler.  Simüle edilmiş, kendi kontrollerindeki bir gerçeklik... Seçimlere müdahale etmelerinin en büyük sebeplerinden biri de buydu zaten.

Ayrıca konuya ilgi duyanlar içni Jean Baudrillard´ın “Simülakrlar ve Simülasyon” eserini şiddetle tavsiye ederim.