Dişler sert ve yumuşak dokulardan oluşuyor. Dış kısmında sert olan mine dokusu bulunur. İç kısmında ise kök boyunca uzanan damar ve sinir paketinden oluşan bir boşluk yer alıyor ve bu kısım pulpa olarak isimlendirilmektedir. Pulpa kök kanalı denilen bu boşluk içinde dişin gelişiminden, beslenmesinden ve savunmasından sorumlu dişe canlılık bir bağ dokusudur. Bu doku çeşitli nedenlerle iltihaplanabiliyor veya mikroorganizmaların yerleşmesi ile enfekte olabiliyor. Bu durumda, kökün içindeki pulpa dokusunun çıkartılarak kök kanal boşluğunun temizlenmesi, şekillendirilmesi ve doku dostu kanal dolgu maddeleri doldurulmasıyla kanal tedavisi işlemi tamamlanıyor.
Kanal tedavisi çok uzun ve ağrılı olduğu düşünülüyor. Sanılanın aksine kanal tedavisi işlemi çok uzun sürmüyor. Hastanın koltuğa oturup anestezinin yapılması ve tedavinin bitirilmesi süreci en fazla bir saat sürüyor. Kök kanallarını genişletmek için kullanılan cihazlar ve sistemlerin gelişmesi sayesinde işlem oldukça kolay ve konforlu şekilde tamamlanabiliyor. İleri derecede iltihaplı dişlerde ise bir kaç seans sürebiliyor.
Her ağrıyan veya çürüyen her dişe kanal tedavisi yapılmıyor. Bunun için belli kriterlerin olması gerekiyor. Yani ağızdaki bakterilerden kaynaklı oluşabilecek hafif ağrı ile sinyal veren ya da hiç ağrı yapmayan bu çürükler ilk etapta sadece dolgu yapılarak kurtarılabiliyor. Ancak tedavi edilmemesi durumunda bakteriler dişin özü denilen kısmına ilerleyerek iltihaplanmaya neden oluyor. Bu durumda kanal tedavisi gündeme geliyor. İltihabın çok ilerlemesi halinde, şiddetli ağrı yaşanmasına karşın bu kişilerde kanal tedavisi mümkün olamıyorsa dişin çekilmesi gerekiyor. Ancak her ağrıyan diş çekilecek diye bir kuralda yok...
Dişin canlılığını sağlayan pulpa dokusunun çıkartılmasına bağlı olarak tedavi edilen diş kırılmaya karşı daha hassas hale gelebilir. Çünkü haliyle diş canlılığını yitirir. Bu noktada üst restorasyon için dişe dolgu veya kuron yapılması kararında dikkat etmek gerekir. Yani tedavisi yapılan dişin ömrü kısalmaz. Ancak dişin kanal tedavisi sonrası ağızda fonksiyon göstermesi için üst restorasyon dikkatli bir şekilde yapılmalıdır.
Kanal tedavisi yapılacak dişin özünün canlı olduğu durumlarda, hastanın genel bir sağlık problemi, sistemik bir hastalığı yoksa tedavi yapılmadan önce veya tedaviden sonra antibiyotik kullanmaya gerek duyulmuyor. Ancak hastanın kalp kapak probleminin varlığı ya da organ nakli gibi nedenlere bağlı olarak bağışıklık sistemi yetersizliği ilaçları kullanıyorsa tedaviden önce koruma amaçlı antibiyotik kullanılıyor. Sonuç olarak çok geç kalmadan yapılacak müdahale ile ağrıyan dişlerinizi kanal tedavisi ile kurtarabilirsiniz.