Türkiye ve yanı başımızdaki, bizim de içinde olduğumuz Ortadoğu bölgesi çok zor günlerden geçiyor. Ayakta kalabilmemizin hem de bağımsız yaşayabilmemizin mücadelesini veriyoruz. Eşkıya, dayatmacı devletlerin bitmek bilmeyen baskısı, psikolojik zulmü altındayız. Bir misal verecek olursak, biz güçlüyüz, biz yaparız ama bizden başkaları yapamaz diyorlar, hep emperyalistler.

Felaket tellallığını hiç semem ama daha meşakkatli, çok zor günler bizleri bekliyor gibi. Bütün dünyadaki ne kadar Türkiye düşmanı varsa, onları üstümüze saldırtıyorlar. Bazıları ülkemizin zararına olan konuşmalara, yaşananlara seviniyor. Sürekli hata arıyor ve devleti aşağılıyorlar. Sanki Türkiye´yi yok etmek isteyen, her yolu deneyen batı dünyası ile aynı ağzı konuşarak, onlarla uyum sağlıyorlar.
Zalimler her bakımdan Türkiye´yi zayıflatmaya çalışıyor. Bu ne bitmek bilmeyen kirli bir işbirliğidir. Düzenbazlar oyun üstüne oyun kurmaktan yorulmuyor ve bıkmıyorlar. Ama şu kirli geçmişleri üzerine asla temiz bir gelecek kuramayacaklarını unutuyorlar. İçerde ve dışarda birbiriyle bağlantılı olarak gelişen olayları yutmuyoruz. Artık, millet olarak da bundan sonra hiç yutmayacağız. Türkiye hepimizin gemisi. Geminin hiçbir yerine zarar verdirtmemeliyiz. Yoksa gemi su alıp batarsa, içinde hepimiz batarız.

Birbirimizle uğraşmayı, kavga etmeyi bırakarak, devlet, millet, bütün partiler, alevi, Sünni, Kürt, Türk, Çerkez, Abaza, Gürcü, Arnavut, Boşnak, Pomak, Roman, yaşlı, genç, kadın, erkek beraber geleceğimizi, bizi engin denizlere götürecek gemimizi, yani güzel Türkiye´mizi hep beraber, tüm Türkiye düşmanlarına karşı birlikte korumak zorundayız. Herkes bize muhacir olarak geliyor. Allah korusun, gemi batmaya başlarsa, biz nereye gideceğiz? Bizim ne yazık ki, gidecek yerimiz de yok. Zararın neresinden dönülürse kardır. Gün kenetlenme ve birlik günüdür. Birlikten kuvvet doğar. Yaşasın Türkiye sevdalıları ve zulme uğramış tüm mazlumlar. Kahrolsun tüm Türkiye düşmanları, emperyalistler ve maşaları.