TÜRKİYE’NİN YENİ DİRİLİŞİ

Yeni hükümet sistemiyle Türkiye’nin yeni bir yola girdiğini ifade eden Türkiye Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) ve İstanbul Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Güleç, “Gerçekten biz bu sistem değişikliğini Türkiye’nin yeni dirilişi olarak değerlendiriyoruz. Çünkü halk artık direk olarak başkanını seçiyor. Cumhurbaşkanı seçilen kişi de Türk milletinin en az yüzde 51’nin oyunu alıyor. Dolayısıyla milli iradenin temsilcisi oluyor. Tabi özellikle seçim zamanı da bu işin ne kadar sağlıklı olduğunu gördük. Çünkü aynı anlayışa sahip partilerin özellikle ittifak kurarak seçime girdiklerini gördük. Bundan 20 yıl önce ki dönemlere baktığımız vakit, Türkiye yeri geldimi hükümetini seçmeyen ve kısa sürede 5-6 aylık zaman dilimlerinde Başbakanlarının değiştiği, hükümetlerin değiştiği bir dönemdi. Hatta 12 Eylül askeri darbesinin gerekçelerinden bir tanesi de, o zamandaki parlamentonun Cumhurbaşkanını seçememesi. Yıllardır Cumhurbaşkanının seçilmesi kriz haline gelmiştir. Şimdi Allah şükürler olsun ki, Türkiye bu süreçten geçti. Türkiye artık direk olarak yüzde 51’lik oyla Cumhurbaşkanını seçiyor ve direk yürütmeyi temsil ediyor. Yeni yapıyla halkın taleplerinin en yakın takipçisi seçilen Cumhurbaşkanını olacak. Artık Türkiye güçlü bir hükümet sistemiyle dünya arenasında söz sahibi oluyor. Nasıl ki, ABD, Rusya ve Çin başkanı ülkesini güçlü bir şekilde temsil ediyorsa, artık Türkiye’yi de güçlü bir şekilde Cumhurbaşkanımız temsil edecek” dedi.

EKONOMİ ÇOK ÖNEMLİ

Güleç, “Biz iş dünyası olarak şunu söylüyoruz; ekonomi çok önemli. Zaten hedef dünya pazarında daha fazla pay almak. Özellikle 2008 yılından bugün ki sürece kadar Türkiye dünya pazarında ki payını arttırdı. Bugün Türkiye dünya pazarından yüzde 0,90 pay alıyor. 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat, dünyanın ekonomik olarak ilk 10 ülkesi arasına girme ve dünya pazarından yüzde 1,5 pay alma hedefimiz var. Bu hedefi bu hükümet sistemimiz gerçekleştirecek. Onun için bu dönemin başarısı bizim geleceğimizin garantisi olacak. Bizler inanıyoruz ki, bu hükümet çok daha başarılı olacak. Dünya da ticaret savaşı diye lanse edildiği bir dönemde, özellikle ABD-Çin ve ABD-AB arasında ki ticaret savaşlarına Türkiye bir yandan Çin’le, bir yandan Rusya’yla, bir yandan AB ile, bir yandan ABD ile yaptığı anlaşmalardan daha karlı çıkacak. Çünkü Türkiye çok stratejik öneme sahip ülke konumunda” diye konuştu.

İHRACAT BİZİM İÇİN MİLLİ BİR GÖREVDİR

Türkiye’de en fazla ülkeye ihracat yapan sektörün mobilya sektörü olduğunu belirten Başkan Ahmet Güleç, “Geçen yıl 177 ülkeye mobilya ihracatı yapıyoruz. Bundan daha fazlasını yapma potansiyelimiz var. Zaten 2000 yılında 280 milyon dolar ihracat yapıyorduk. Karşılığında 300 milyon dolar ithalat yapan mobilya sektörü, 2017 yılında 2,7 milyar dolar ihracatla ve 700 milyon dolar ithalatla kapattı. Yani 2 milyar dolar net dış ticaret fazlası verdik. Ama 2023 yılına az bir zaman kaldı. Maçın en önemli noktalarındayız. Maçın bu noktasında bizim kazanabilmemiz için iç pazarda da özellikle firmalarımızın taleplerini Cumhurbaşkanımıza iletip, çözüm bulmamız lazım. Bizim 36 bin tane üreticimiz var. Bu firmaların kurumlaş altyapısı henüz bekleneni vermiyor. Bu firmalarımızın 13 bin 500 tanesi ihracat yapıyor. Ama sadece 614 tane firma 10 ve daha fazla ülkeye ihracat yapıyor. Geri kalan firmalar az ülkeye ihracat yapabiliyor. Bizim firmalarımızın kamuda ki desteklerden daha fazla yararlanmasının sağlanması gerekiyor. Firmalarımıza bu desteklerin anlatılması lazım. Çünkü ihracat bizim için milli bir görevdir. Bunun için, firmaların ihracat yapabilmesi ve kalıcı olabilmesi için uluslararası fuarlara katılması lazım. Kesinlikle Ticaret Bakanlığımızın desteklerinden yararlanmamız lazım. Firmalarımızın tasarımı ve inovasyonu önemsemesi lazım. Üniversitelerimizden daha fazla yararlanmamız lazım. Çünkü iş adamlarımızın üniversiteyle ne kadar çok işbirliği yaparsa, o kadar faydalı olurlar. Bir de karşılıklı etkileşim olur. Onlar bizim taleplerimizi, bizlerde onların araştırmalarından istifade etme imkanı olursa, sorunlarımızın çözümünü daha rahat buluruz” dedi.

5 MADDELİK REÇETE

Yeni dönem için hükümete önerilerde bulunan Güleç, “Mobilyacılar olarak, oligarşik bürokrasinin en kısa sürede sadeleştirilmesi gerekiyor. Destek yukardan çıkıyor ama aşağıya ininceye kadar ne vatandaşımız anlıyor ne de istifade ediyor. Kamu bürokrasisinin sadeleştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. İkinci olarak, Türkiye’de üretilmeyen malların özellikle bizim sektörden petrokimya ürünlerinin üretiminin teşvik edilmesi. Eğer üretilemiyorsa, ithalatının kolaylaştırılması. Gerekirse ithalatından hiç vergi alınmaması. Çünkü bu bizim ihracatımız için çok önemli. Üçüncüsü, bizim sektörümüzde ağaç çok önemli. Türkiye bir orman ülkesi. Ama ormanlarımızdan yeteri kadar istifade edemiyoruz. Onun için biz Avrupa’da, Rusya’da, Kanada’da, ABD’den çok daha pahalıya odun tedarik ediyoruz. Odun fiyatlarının en kısa sürede düşürülmesi gerekiyor. Bunun da çözümü şu; arzın artmasını istiyoruz. Çünkü şuan ki Orman Genel Müdürlüğünün bize yapmış olduğu arz bize yetmiyor. Ve Orman Genel Müdürlüğü de yapısı gereği ihaleyle sattığı için talebi çok, arzı az olduğu için odun fiyatı otomatikman yükseliyor. Bir de tevzi giderlerinin genel bütçeye aktarılmasını talep ediyoruz. Ormanın bakımı, yolların açılması gibi masraflar gidere ekleniyor. Bu da maliyeti arttırıyor ve odun fiyatlarını etkiliyor. Ama tevzi giderleri genel bütçeden karşılanırsa, odun fiyatları da düşecek. Dördüncüsü de, endüstriyel ormancılık yasasının biran önce çıkarılması gerekiyor. Çünkü Orman Genel Müdürlüğü yapısı gereği, mecburen köylüyü çalıştırıyor. Zor şartlarda, eski imkanlarla bu verimin artmasını engelliyor” diye konuştu.

İNEGÖL’E ÜNİVERSİTE ŞART

‘Bir sektör ne kadar bilimsel imkanlara sahipse, o kadar büyüktür ve geleceği vardır’ diyen Güleç, “İnegöl gerçekten kendi imkanlarına sahip müteşebbis bir kent. Ve müteşebbis bir ruhla mobilya sektörü dünyaya açıldı. Türkiye mobilya sektöründe de önemli bir noktaya geldi. İnegöl’ün 2002 yılında mobilya ihracatı 25 milyon dolar civarındaydı. Bugün 500 milyon dolar civarına çıktı. Bu son 16 yılda istikrarlı yönetim sayesinde oldu. Cumhurbaşkanımızın ‘Dünya 5’ten büyüktür’ sözü bizim dış pazarlarımızın yolunu açtı. Cumhurbaşkanımız özellikle yurtdışı gezilerinde işadamlarını yanına alarak, dünyayı dolaşarak işadamlarının önünü açtı, destek verdi. İşadamlarının da kendine güveni geldi ve mobilya sektörümüzde adından söz ettirir oldu. Son 16 yıla baktığımız vakitte mobilya sektöründe Çin’den sonra en fazla ihracatta büyüyen Türkiye’dir. Biz dünya mobilya ihracat sıralamasında 23’ncü sıradan 12’nci sıraya yükseldik ve yükselmeye de devam ediyoruz. Bunun kalıcı hale getirilebilmesi için bilim bizim için çok önemli. Bize ihracatçı da, teknik elemanda, sosyal bilimci de lazım. Yani çok yönlü olarak bize üniversite lazım. Yapılacak olan bir İnegöl Üniversitesinin, mobilya sektörünün tamamıyla hamisi olacak ve bilimsel imkanları olacak. Biz İnegöl’ün en kısa sürede bir üniversiteye kavuşturulmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilişim