Seçim çalışmalarını


Seçim çalışmalarını sürdüren Saadet Partisi (SP) İnegöl ilçe yetkilileri ve Milletvekili adayları dün, İnegöl Bosna Hersek Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneğini ziyaret etti. Yapılan ziyarette konuşan Milletvekili adayı Salih Berber, Avrupa’nın ortasında, dünyanın gözleri önünde meydana gelen Bosna Hersek katliamlarının, Avrupa'nın da, batının da çağdaş ve medeni olmadığı dersini verdiğini belirtti.

Önceki gün saat 21.00'de gerçekleşen ziyarete SP İlçe Başkanı Bahri Urgun, İl Genel Meclis Üyesi Fahrettin Bayraktar, Belediye Meclis Üyesi Özgür Öztürk, SP Bursa Milletvekili Adayları Salih Berber, Ertan Sütçü ve SP İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı.

Dernek üyeleriyle birlikte Saadet Partilileri karşılayan İnegöl Bosna Hersek Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı İsmet Doyan, ziyaretten dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Bizler, Bosna Hersek kökenli Türkiye'nin asıl vatandaşlarıyız. Bosna Hersek’de yaşanan soykırım sırasında Saadet Partisi eski Genel Başkanı merhum Necmettin Erbakan’ın, Bosna'ya büyük katkılar verdiğine inanıyorum. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Bunu tüm Bosna Hersek camiası yakından takip etmiştir. Ben dernek başkanı olarak bizleri ziyaret eden Milletvekili adaylarına başarılar diliyorum" dedi.

Dernek olarak bütün siyasi partilere kucak açtıklarını ve eşit mesafede durduklarını ifade eden İnegöl Bosna Hersek Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Onursal Başkanı Cafer Peşteli ise, "Bosna'da insanlar öldürülürken, çağdaş Avrupa'nın göbeğinde çocuklar kesilirken, kadınların ırzına geçilirken, İnegöl'ümüzde ve Türkiye'mizde çok destek olan insanlar olduğu gibi Necmettin Erbakan’da bizlere çok büyük destek olmuştur. Bosna’da bir çok yatırımlar yapılmasına vesile olmuştur. Rahmetli İzzet Begoviç'le de çok iyi diyalogları vardı. Erbakan hoca ne kadar sevilse de bazı insanlar onun aleyhinde de konuşmuştur. Bugün Peygamber Efendimize bile laf edenler var. Bosna Hersek davasında sahip çıktığı için bizlerde her zaman Erbakan hocamıza sahip çıktık. İnegöl'de siyaset yaptıkları için ben bir ağabeyleri olarak birbirimizi kırmayalım istiyorum. Siyaset hizmet için yapılıyor. İnşallah arkadaşlar Milletvekili seçilir ve mecliste bir bütünlük sağlanır. Çünkü, bizlerin gidecek başka bir yeri yok. Burada kimimiz Kavaklaraltı mezarlığına, kimimiz Hastane Mezarlığına, kimimiz Deydinler Yolu Mezarlığına gidecek. İnegöl'de kimse İstanbul'da ki Zincirli Kuyuya gitmeyecek. Onun için birbirimizle dost olalım. Anadolu erenlerinde Yunus Emre ne demiş? 'Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz' Onun için, hizmet yapan kişileri de unutmamak lazım. Bu memlekette Özal, Ecevit, Erbakan iz bırakmış insanlardır. Allah mekanlarını cennet etsin" diye konuştu.

Saadet Partisinin hedefinde Türkiye'nin refah düzeyi yüksek bir yaşam sürmesiyle aynı anda tüm dünya insanlarının mutluluğu olduğunu belirten SP İlçe Başkanı Bahri Urgun’da, "12 Haziran tarihinde genel seçimler var. Bu seçimler nedeniyle İnegöl'deki derneklerimizi ziyaret ediyoruz. Saadet Partisi bir dava partisidir. Partimizin hedefinde Türkiye'nin refah düzeyini yüksek bir yaşam sürmesiyle, aynı anda tüm dünya insanlarının mutluluğu var. Bunun en güzel göstergesi de Erbakan hocamızın Bosna Hersek savaşı sırasında teşkilatları harekete geçirerek, ortaya koyduğu çalışma unutulmaz hafızalar bırakmasıdır. Bu bugün tekrar karşımıza çıktı. Biz Saadet Partisi teşkilatları olarak yeni bir dünyanın temellerini atmak üzere yola çıktık. 42 yıldan bu yana yolumuzdan hiç sapmadan devam ediyoruz. İnşallah 12 Haziran seçimlerinden sonra Saadet Partisi meclise girecek ve ülke insanımızın hak ettiği gibi rahat bir hayat sürmesini sağlayacaktır" dedi.

AVRUPA’YA GÜVENENLER HEP YARI YOLDA KALDI

Avrupa'ya güvenenlerin hep yarı yolda kaldığını ifade eden SP Bursa Milletvekili Adayı Salih Berber ise, "Rabbimden 2 dileğim vardı. İlk yurt dışı seyahatim inşallah Kabe'yi Muazzama'ya olsun. İkincisi de Rabbim nasip etsin Bosna'ya olsun. Sadece dilemiştim. Bu temennim gerçek oldu. Bu ziyaretler sırasında gerçektende anlamlı şeyler hissettim. Mekke'ye gittiğiniz zaman sarp kayalar görürsünüz. Onun ortasında Kabe'yi Muazzama. Şartlar ne kadar zor olursa olsun inanç Rabbim dilediği zaman o ortamda yeşerir. Mekke'de biz bunu gördük. Bosna Hersek'te de yeşilliğe rağmen o kardeşlerimizin ne zorluklar çektiğini görüyorsunuz. Mekke'de zor şartlar altında inancın zaferini görürken, Bosna'da yeşil alanda Müslüman Boşnak kardeşlerimizin ne kadar zorluk çektiğini görüyorsunuz. Mekke bize, şart ne kadar zor olsa da inancına sarılanların sonunda kazandığını gösteriyor. Bosna'daki kardeşlerimize katliamdan önce 'Bu Avrupalılar sizi katledecek. Çocuklarınızın, kadınlarınızın ırzına geçip, öldürecekler' denseydi, 'Ya en son bize sıra gelir' diye düşünürlerdi. Nasıl olsa beraberlik içerisinde yaşıyoruz. Aynı mahalleri paylaşıyoruz. Avrupa'nın suyunu içiyoruz. Herhalde Müslümanları katletseler ilkin Ortadoğu'da kini katlederler. Sonra Türkiye'dekileri sonrada sıra bize gelir diye düşünüyorlardı. Ama öyle olmadı. Bir düğmeye basıldı. Şu çağdaş denilen Avrupa, medeni denilen Avrupa, Bosna'daki kardeşlerimize soykırım yaptılar. Utanmadılar, sıkılmadılar değil kadınların, erkek ve kız çocuklarının dahil ırzına geçtiler. Bu kadar alçakça hareket ettiler. O yüzden Bosna bize çok şey anlatıyor. Bosnalı Müslüman kardeşlerimizin hali bize çok şey anlatıyor. Ama haa, Avrupalı medenidir, çağdaştır diye sakın güvenmeyin. Bosnalı kardeşlerimize soruyorlar neden statlara doldunuz. Neden silahlarınızı teslim ettiniz. Avrupa Barış gücü geldi, dedi ki burayı güvenli bölge ilan ettik. Srebrenitza katliamından bahsediyorum. Silahlarınızı bize teslim edin, biz sizi koruyacağız. Bizde orada ki Sırp ve Hırvat dostlarımıza dedik ki doğru mu? Onlarda evet teslim edin silahlarınızı. Statlara çağrıldık gidelim mi? Gidin denildi. Sizinle orada konuşma yapılacak denildi. Maalesef silahımızı teslim ettik. Anonslarla statlara dolduk. Adamlar bizi sırayla öldürdü. İşte Avrupalının çağdaş yüzü. İşte dünyaya insanlık öğreteceğim, çağdaşım, ilericiyim diyen Avrupa'nın hali budur. Bosnalı kardeşim yandı. Bunu fark etti ama bedelini çok ağır ödedi. Şimdi kitabın ikinci sayfası açıldı. Bosnalı kardeşim kendine geldi. İnancına, davasına sarıldı. Ayağa kalktı. Dünyanın dört bir yanından ve Türkiye'den özellikle Erbakan Hocamızın gayretleriyle büyük yardımlar gitti. Bosnalı kardeşim kendisini, toprağını, inancını, savunmaya başladı belli bir güç oluşturunca gelin barış anlaşması yapalım diye dayattılar. Kendiniz katlederken hiç bir barış yok. Hiç bir ateşkes yok. Bosnalı Müslüman ayağa kalkınca, topraklarını kurtarmaya başlayınca gelin anlaşma yapalım. Şimdi de Bosna'mız sancılı. O anlaşmaya Sırplar ve Hırvatlar uymak istemiyorlar. Problem çıkarıyorlar. Bosna bize büyük bir ders veriyor. Bosnalı kardeşlerimin yaşadıkları birilerinin kitaplardan okuyup da anlayamayacağı derinliktedir. Bize Avrupa, batı ne çağdaştır ne de medeni dersini veriyor. Adam olmak için, insan olmak için Avrupalı olmak, Avrupa kapısını çalmak gerçekten de yanlış bir iştir. Eğer ayakta durmak istiyorsan kendi değerlerine, inancına sahip çıkarsan ve ayağa kalkarsan Avrupalı sana selam duracaktır. Avrupa'ya güvenmeyelim. Bunlara güvenenler hep yarı yolda kaldı. Bunlar, kendilerine güvenip silahını teslim edenleri, Sırp askerlerinin eline verdiler. Bundan dolayı batıya güven olmaz" diye konuştu.

Editör: TE Bilişim