SP Genel Başkan Yard


SP Genel Başkan Yardımcısı, eski Adalet Bakanı Bursa 1'nci sıra Milletvekili Adayı Şevket Kazan, önceki gün İlçe Başkanı Bahri Urgun,  Bursa Milletvekili Adayları Salih Berber, Ertan Sütçü ve bazı ilçe yönetim kurulu üyeleri ile birlikte, İnegöl Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret etti.

SP'li ekibi,  İnegöl Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcıları Sadullah Organ ve Hasan Özdemir, Yönetim kurulu üyeleri Kasım Şahin, Sinan Unuak ve Yusuf Kızıl karşıladı.

İnegöl Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Sadullah Organ, Milli Görüşün bu güne kadar ülkeye önemli hizmetler kazandırdığını belirterek, "Seçimlerde başarılar diliyorum" dedi.

SP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan ise, Milli Görüşü temsil eden tek siyasi partinin Saadet Partisi olduğunun altını çizerek, "Milli görüşten ilk ayrılan ve AK Partiyi kuran arkadaşlarımız, her ne kadar o süre içerisinde yapılan seçimlerde, 'Biz de Milli Görüşçüyüz, sayın Erbakan'ı Cumhurbaşkanı yapmak için yola koyulduk' gibi laf etmişlerse de, daha sonra Milli Görüş gömleğini çıkardıklarını açıkça ifade etmişlerdir. Zaten takip ettikleri politikanın Milli Görüşle uzaktan yakından bir alakası yoktur. Önce ahlak ve maneviyat esastır. Biz ne zaman iktidar olsak, ülkenin ve toplumun her zaman ahlak ve maneviyat esasında aksaklıklar varsa önce onu düzeltmekle işe başlamışızdır. Şu anda iş başında olan AK Parti, aradan geçen bunca zamana rağmen, 9 yıldır iktidar olmasına rağmen ahlaki ve manevi konularda maalesef hiç bir adım atmamış, bütün uygulamalarını AB'nin direktifleri doğrultusunda gerçekleştirmiştir. Medeni kanunda, bir kadın ve erkeğin aile birliğini kuracağı ifadesinin iki kişi arasında diye düzeltilerek gayri meşru kabul ettiğimiz bir takım oluşumları kabul edeceğimize hiç ihtimal verebiliyor musunuz? Böyle bir şey olur mu? Ahlak ve maneviyat her şeyin önünde gelir" şeklinde konuştu.

AİLE KURUMU ÇÖKMÜŞTÜR

Bir milletin maddi kalkınmasının manevi temeller üzerine kurulduğuna işaret eden Şevket Kazan, "Manevi kalkınma olmadan maddi kalkınma olmaz. Aile kurumu çökmüştür. Aile kurumunun yerini, ‘Seviyeli Birliktelik’ adı verilen bir takım oluşumlar almaktadır. Taraflar serbest iradeleri ile 25 gün bir arada oluyorlar, sonra ayrılıyorlar, sonra tekrar başkaları ile bir arada oluyorlar. Bu nasıl bir şey? Milleti, millet yapan temelde aile vardır. Aile şeklini korumazsanız, ülke en kısa zamanda dejenere olur gider" dedi.

Merhum Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın gelir gelmez 'Türkiye'nin dış politikası İslam birliği olmadır' dediğini hatırlatan Kazan, "Refahyol hükümeti zamanında D8'leri kurmuştur. Daha sonraki süreç içerisinde D20'leri öngörmüştür. Uzun süreçte D60'ları istemiştir. Neden bizim hükümetimiz şimdi İslam Konferansını hareket geçirmiyor? Bu hükümet tamamen AB'ye yaslanmış. AB talepleri doğrultusunda hareket ediyor. Hedefleri AB'ye üye olmak. 9 senedir iktidardalar. AB'nin bizi almayacağını anlamıyor musunuz. Görüşüyorsunuz, ediyorsunuz da daha hala anlamıyorsunuz. Bu ne basiretsizliktir. 1960 yılında ilk imzaları atmışız. 50 yıl geçmiş halen bizi almıyorlar. Almazlar. Bunu görmemek için çocuk olmak gerekmiyor ki. Bunlarda G8'leri G20 yaptılar. Şimdi AB'nin etrafından dolanıyor. Birincisi AB'ye girmek. İkincisi Amerika Birleşik devletleri ile ileri derecede ilişki kurmak. Amerika Birleşik Devletleri bizim stratejik müttefikimiz olamaz. Çünkü onlar bizim Lozan'la çizilen hudutlarımızı tanımamışlardır. Wilsonn prensiplerine göre Türkiye'nin doğusunda Ermenistan, güneydoğusunda büyük İsrail kurulacak. Bu prensipleri nedeniyle hudutlarımızı tanımıyorlar. Bizim hudutlarımızı tanımayan bir ülke nasıl bizim stratejik müttefikimiz olabilir. Nasıl biz Amerika ile oturur, Amerika ile kalkarız. Bunu, Milli Görüş farkını ortaya koymak bakımından anlatıyorum. Onların Milli Görüşle alakası kalmadı" şeklinde konuştu.

KURTULMUŞ'A YAZIK OLDU

HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'un da artık Milli Görüş cümlesini kullanmadığını belirterek, "Partilerinin temel hedefi yok, görüşü ne? Tüzüğünü okuyup nereye gider diye düşünmüşümdür. Daha önce Milli Görüşü şaha kaldırmak varken, elini böyle büyük bir fırsat geçmişken, bu fırsatı kaçırmıştır. Kendisine yazık etmiştir. Bize yazık olmadı ama kendisine oldu. Bizde teşkilatlarımızı kurduk ve pırıl pırıl adamlarla Allah'a şükür seçime gidiyoruz" dedi.

ARINÇ MİLLİ GÖRÜŞTEYKEN BİLE DEĞİŞTİ

Günü birlik siyaset yaparak bu işin olmayacağını ileri süren Kazan, "Bülent Arınç ile karşı karşıya gelmemiz lazım. Bülent Arınç, daha milli görüşün içindeyken maalesef değişti. Arınç, yaptığı konuşmada, Erbakan zamanında dünya meselelerine at gözlüğü ile bakıldığını söylemişti. O dediğin adam D8'i kurdu. Hem de 45 gün içerisinde kurdu. Cumhuriyet tarihine bakın, Türkiye'nin öncülüğünü yaptığı böylesine muhteşem anlaşma yoktur. Biz D8'derken, onlar G20'yi kurdular. Hepsi Erbakan'ın ağzına bakarak işlerini yürüttüler. Erbakan'ı onlar dünya siyasi lideri olarak kabul ediyorlar. D8'den önce İslam ortak parası dinar diyordu. İslam dinarı derken, AB Eoru'yu buldu. Doların esaretinden kurtulmak için Erbakan hoca İslam dinarı derken onlar Avro'yu buldular. Onlara ilham oldu. Düşünceleri ile birlikte geniş ufuklu bir insandı Erbakan. Güney doğuyu ihmal etmişsiniz. Güneydoğuyu sürgün yeri olarak kabul ediyorsunuz. Başarısız olanları sürüyorlar doğuya. Ekonomik imkanlar bu tarafa, doğuda bir yatırım yok. Ne yapacak doğudaki insanlar, hep sürümü güdecek. Çobanlık yapsın ama hiç olmazsa orada sanayiyi de geliştir. Ben, Bakanlık görevimde hiç tabanca taşımadım. Tabanca olmadan Türkiye'nin neresine istersem giderim. İnsanlara insanca muamele edeceksiniz. Sıkı yönetim ilan ediyorsunuz. Adamın 80 kilometrelik yolda 10 defa üstünü  arıyorsunuz" dedi.

İKİ ŞEHİR KURACAKLAR

Erbakan'ın 1977 yılında yapmış olduğu ağır sanayi hamlesini gösteren harita üzerinde bir takım değerlendirmelerde bulunan Kazan, "Bunların hayali fabrikalar dedikleri fabrikaların hiç biri hayali değil. Bu haritada şeker fabrikaları var. Pancar ekimi var. Bunun yanında istihdam sağlarken, hem de hayvancılığı geliştiriyorsun. O yıllarda hayvan ihraç ediyorduk. Şimdi ithal eder hale geldik. 1 milyar dolar destek vereceklerdi, yollar yapacaklarını söylediler. 10 yıl boyunca onlar çalıştıracaklar. Sonra bize devredeceklerdi. Türkiye’yi, İslam coğrafyasının lideri olduğu için rahat bırakmıyorlar. Batının emperyalist propagandalarına ters düşüyor. İstanbul'da iki şehir kuracaklar. Ya sen değil miydin Belediye Başkanı iken İstanbul'a girişi vizeye bağlamak isteyen. Sen güneydoğuyu boşaltıyorsun. Sana bu aklı kim verdi. Amerika veriyor. Amerika 'Güneydoğu boşalsın da bir an önce projemi uygulayım' diyor. Büyükşehir kuracaklar. Baktığınız da doğu ile alakalı hiç bir projen yok. Güneydoğuyu gözden çıkarmışsın" diye konuştu.

MECLİSE SAADET LAZIM

Meclise mutlaka saadetin lazım olduğunu vurgulayan Kazan, "Niye lazım? Bir defa bu siyasi konuşmaların milleti rahatsız etmemesi için, rencide etmemesi için meclise saadet lazım. O ona atıyor, öbürü ona atıyor. Çocuklar gibi kavga ediyorlar. Biz çocukken böyle kavga ederdik. Parlamentonun seviye, üslup kazanması için saadet lazım. AK Partiyle koalisyon kurduğumuz zaman, onun motoru biz oluruz. Nasıl Ecevit'le kurduğumuz da motoru biz olduysak, Demirel'le kurduğumuzda olduysak, bunun da motoru biz oluruz. Önemli olan ülkenin durumunu düzeltmek. Manevi kalkınma hareketini başlatırız. Yaşanılabilir Türkiye istiyoruz. Türkiye'de bu gün bir iskan projesine ihtiyaç var. TOKİ marifetiyle gökdelen gibi binalar yapılıyor. Böyle kalkınma mı olur. Bunlar dikine kalkınma, biz yataydan bahsediyoruz. Bu çıkıyor konuşmaya, 'İMF'ye 35 milyar dolar borcumuz vardı, şimdi borcumuz 5.5 milyar dolara inmiştir' diyor. Türkiye'nin iç ve dış borcu ne kadar. Bunu konuşmuyor. 480 milyar dolara vardı bu borç. İhracattan bahsediyor. Peki, ithalat yok. Çünkü ithalat ihracatın 1.5 misli" ifadelerini kullandı.

SONUNDA TÜRKİYE’Yİ YİYECEKLER

İsrail Parlamentosunun başkan kürsüsünün üzerinde bir haritanın olduğunu, bu haritanın Büyük İsrail Projesi (BOP) olduğunu ileri süren Kazan, "Bu haritanın gerçekleşmesi, Amerika'nın temel siyasetidir. Bu Siyonistler, Büyük İsrail Projesini (BİP) gerçekleştirmeyi hedeflemişler. Bir başkanları, 'Yüzyıl içerisinde Dünyayı Amerikanlaştırmak bizim temel hedefimizdir' diyor. Türkiye'yi Amerikanlaştırdılar mı? İşte Maydonez Showlend gösteri merkezi. Kahvehaneye Cafe diyoruz. Mecbur muyuz. Bizim Türkçemize ne olmuş? Biz Amerikanlaştığımızın farkında değiliz. Pantolona kot diyoruz. Şu anda Amerika bizim hudutlarımızda büyük İsrail'i kurmak için çalışmalar yapıyor. Irak'a saldırmak için askerini güneyden geçirmek istedi. Erbakan, 'Yarın bu teskereye oy verecek olursanız, yedi sülaleniz alnını secdeden kaldırmasa, o vebali ödeyemez' deyip, nihayetinde meclisten geçirmedi. Geçiş olsaydı, Türkiye o zaman faka basmıştı. Sınırdan geçiş olsaydı, geçen askerler güneydoğuya yerleşeceklerdi. O durum olmadı. Şimdi de mayın temizleme ile başladılar. Bir mayın 5 senede temizlenir. 50 senelik imza atılmak isteniyor. 5 yılda temizleyecek, 45 yıl boyunca organik tarım yapılacak. Böylece yavaş yavaş yerleşecekler. Sonunda Türkiye'yi yiyecekler” diye konuştu.

Editör: TE Bilişim