Son günlerde yaşanan çocuk istismarı ve cinayetlerini değerlendiren Aile Hayatını İyileştirme Derneği (AHİD) Başkanı Naci Köseoğlu, “Korkuyoruz ki; toplum olarak, milli eğitim, diyanet teşkilatı ve STK'lar da başta olmak üzere tüm kurumlarımız ve anne-babaların bu ahlaksız gidişata ve sekülerizm hastalığına dur diyemezsek; bu cinayetler ilk olmadığı gibi son da olmayacak” dedi.

SON DA OLMAYACAK!

İnsanlık dışı işkence ve cinayetleri işleyenlerin yurtdışından ithal edilmediğini ifade eden AHİD Başkanı Naci Köseoğlu, “Son yıllarda toplumda artan aile içi huzursuzluklar, boşanmalar, kavgalar, kadın cinayetleri derken maalesef bir de bunlara; işkenceyle ayakları kesilip ölüme terk edilen yavru köpekler; hiçbir günahı olmadan tecavüze uğradıktan sonra öldürülen veya kaçırılıp ölüme terk edilen küçücük yavrularımız da eklenince; toplum olarak kendimize şu soruyu yöneltmek zorunda kalıyoruz; bu gidiş nereye? Bu insanlık dışı işkence ve cinayetleri işleyenler yurtdışından ithal edilmedi. Bu ülke topraklarında doğdu ve büyüdü muhtemelen. Ancak, nasıl bir aile ortamında yetişti? Nasıl bir eğitimden geçti? Anne-baba şefkati ve aile sevgisi gördü mü? Yoksa huzursuz veya boşanmış anne babaların; sahipsiz büyüyen çocukları mı? Korkuyoruz ki; toplum olarak, Milli Eğitim, Diyanet teşkilatı ve STK'lar da başta olmak üzere tüm kurumlarımız ve anne-babaların bu ahlaksız gidişata ve sekülerizm (dünyevileşme) hastalığına dur diyemezsek; bu cinayetler ilk olmadığı gibi son da olmayacak. Maalesef gençlerimiz dini eğitimden gittikçe uzaklaşmakta; cep telefonu ve sosyal medya tutkusuyla; ilimden, irfandan, okumaktan, tefekkür ve ibadetten mahrum bir şekilde ruhunu ve manevi hayatını kaybetmektedir” diye konuştu.

BATAKLIĞI KURUTMADAN SİVRİSİNEKLERLE MÜCADELE FAYDA VERMEYECEKTİR

Genç kızların tesettürden uzak, daracık ve yarı çıplak bir şekilde, erkekleri tahrik eden kıyafetlerle sokaklarda gezdiğini, evlilik öncesi flört, zina ve gayrimeşru ilişkilerin ise çoğaldığını belirten Başkan Köseoğlu, “Kadının asli görevi bir anne olarak çocuklarını eğitmek, onlara örnek olmak, evini çekip-çevirmek ve kocasına itaat etmek olmasına rağmen, modernist kültür, Müslüman kadınlarımızı sürekli çalışmaya itmekte, ekonomik hakimiyete kavuşma anlayışıyla ve tüketim çılgınlığı ile kadınlarımıza iş ve sokak hayatı cazip gösterilmektedir. Evinde kocasına itaat etmeyi zül gören Müslüman kadın, sabahtan akşama kadar iş hayatında namahrem erkeklere hizmet etmektedir. Halbuki İslami aile yapısında erkek dış merkezli, kadın ise ev merkezli bir hayat anlayışına sahip olmalıdır. Atalarımız, ‘Yuvayı dişi kuş yapar’ diye söylemişlerdir. Çoluk-çocuğun nafakası kadına değil, erkeğe farzdır. Tüm bunlar bir yandan, kadınlarımız şiddete maruz kalmasın diye, batıdan devşirmeye çalıştığımız, ancak bizim inancımıza ve kültürümüze uymayan, saçma-sapan kanunlarla, evinde karısına veya kızına psikolojik şiddet uyguluyor diye, 1 ile 6 ay kadar uzaklaşma cezası alarak karısından, çocuklarından ve evinden koparılan, psikolojik ve ekonomik buhrana itilen babaların ve dağılmış ailelerin olduğu, aile yapımızın her geçen gün daha da yara aldığı, boşanmaların her sene arttığı, psikolojik problemli çocukların çoğaldı, uyuşturucu, alkol ve zinanın arttığı bir ülkede, masum çocuklara tecavüz edip, katleden vahşi ve psikopatlar eksik olmayacaktır. Çünkü bataklığı kurutmadan sivrisineklerle mücadele fayda vermeyecektir. Elbette ki, bu tip vahşi yaratıklara uygulanacak en güzel ceza idamdır. Çünkü Rabbimiz kitabında; ‘Kısasta sizin için hayat vardır’ buyuruyor. Bu vahşi sapıklar idam edilmeli ki, masum bedenlere el uzatmaya cesaret bulamasınlar. Kısacası gençlerimiz festival çılgınlığından, hız ve haz tutkunu olmaktan kurtulup, okuyan, araştıran, düşünen, üreten, şahsiyetli, ideal ve dava sahibi gençler olmadıkça, kadınlarımız ve kızlarımız iş hayatını, sokak özentisini bırakıp evine, yuvasına dönmedikçe, heva ve şehvetinin peşinde koşan değil, Allah ve Rasulüne tabi olup, yeniden inancına, özüne ve tarihine dönen bir toplum olmadıkça, hiçbir maddi ve ekonomik kalkınma, bizi helak olmaktan ve dış güçlerin esaretine girmekten kurtaramayacaktır. AB uyum yasalarından yararlanarak, resmiyet kazanmış şu Müslüman ülkede, her türlü etkinliği yaparak, gençlerimizin ahlak ve namusuna tehdit eden LGBT'li ahlaksız dernekler acilen kapatılmalı, tüm ülkede yaz aylarında gençlerimizin ahlakını dejenere eden festival çılgınlıklarına son verilmelidir” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilişim