SP İlçe Başkanı Urgu

Saadet Partisi (SP) Eylül ayı İnegöl İlçe Divan Toplantısı, geçtiğimiz Cuma akşamı saat 21.00’de parti merkezinde gerçekleştirildi.

Düzenlenen toplantıya SP İnegöl İlçe Başkanı Bahri Urgun, SP İnegöl Belediye Meclisi Üyeleri Hivzullah Ayte, Özgür Öztürk, Ahmet Kara, Salih Berber, İlçe eski Başkanlarından Zeki Anıl Gülşen, Teşkilat Başkanı Necmettin Çamlıdere ile yönetim kurulu ve parti üyeleri katıldılar.

Toplantının başında gündem dışı olarak Avukat Ali Doğan Endülüs, tarihi konulu sunumunu gerçekleştirdi. Avrupa topraklarında 800 yıldan fazla varlığını sürdürmüş olan Müslüman Endülüs Devleti’nin bilime çok önem verdiğini söyleyen Ali Doğan, Avrupa’nın Endülüs Devletine ait bilimsel eserleri isimsiz olarak tercüme ederek kendisine mal ettiğini ileri sürdü. Sosyoloji ve genetik bilimin Endülüs topraklarında doğduğunu, atomun parçalanabileceğinden ilk Endülüslülerin bahsettiğini iddia eden Ali Doğan, Endülüslü Müslümanların buluşlarının bilim dünyası için dönüm noktası oluşturduğunu söyledi. Hıristiyan toplumlarla 800 yıldan fazla iç içe yaşamayı başaran Endülüslü Müslümanların dünyaya birliğe dayalı yaşamı aşıladığını kaydeden Doğan, İsrail’in Filistinli Müslümanlara yaptığı eziyetlere işaret ederek Müslümanların diğer milletlerle hiçbir zaman geçim problemleri oluşturmadıklarını vurguladı.

Avukat Ali Doğan’ın sunumunun ardından konuşan SP İnegöl İlçe Başkanı Bahri Urgun “Kürt Açılımı” konusuna deyinerek, “Hükümetin Kürt Sorunu ve Açılımı adı altında başlattığı süreci ki, biz bu açılım ismini benimsemiyoruz: Sayın İçişleri Bakanı'nın Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş'u ziyaretinde bu konuyla ilgili Partimizin kesin tavrı ortaya konmuş, partimiz bu soruna Kürt Sorunu diyerek, bakmanın yanlış olduğunu, ‘Barış ve Kardeşlik için Gönüllü Birliktelik’ demenin daha uygun olduğunu belirtmiş, terörist başının ve terör örgütünün kesinlikle muhatap alınmaması gerektiğini dile getirmiş, bu konuyla ilgili çözüm ve yöntemleri öneren 24 sayfalık bir dosyayı İçişleri Bakanına takdim etmiştir. Bu ziyaretten sonra, Sayın Başbakan'ın bu süreçte terörist başının ve PKK’nın muhatap alınmayacağını, muhatabın topyekûn millet olduğunu ifade etmesini memnuniyet verici bulmaktayız. Şu an sürece bakıldığında, Hükümetin çözüm yolları ve yöntemler noktasında elle tutulur bir taslak ve çözüm yollarını gösterir bir metninin olmadığı, topluma sağlıklı bir bilgilendirme yapmadığı, Hükümet ve Muhalefet partilerinin karşılıklı üsluplarını da bozarak, Türk-Kürt sorunu varmış tarzında olaya yaklaşmaları, toplumda rahatsızlıklar meydana getirmiştir. Provokatörler bunu fırsat bilip sahneye çıkmışlar ve maalesef bu durum, toplumun bir ayrışmaya doğru sürüklenmesine sebebiyet vermektedir. Öncelikle, Türkün ve Kürdün, tüm insanların, Doğunun ve Batının hâkimi olan yüce Allah'tır. Konuya kimsenin diğerine üstün olmadığı, eşit yurttaşlar olduğumuzu bilerek yaklaşmalıyız. Türkiye, 25 yıldır devam eden ve uluslararası güçler tarafından kullanılan terörün ve terör siyasetinin her türlü zorlamasına rağmen, milletimizin basireti ve taşıdığı medeniyet bilinci sayesinde bir iç savaşa sürüklenmemiştir. Dolayısıyla, birbirleri ile iç savaş yapmış iki farklı halkı barış masasına oturtuyormuş üslubu ile konuya yaklaşamayız. Esas amacımız, yüzyıllardır birlikte barış içinde yaşamış, aynı inancın, medeniyetin çocuklarının, Selahaddin Eyyubi'nin, Kılıçaslan'ın torunlarının arasına sokulmaya çalışılan fitnenin etkilerini ortadan kaldırmak olmalıdır” dedi.

Türklerin ve Kürtlerin bin yıldır birlikte yaşadıklarının altını çizen Urgun, “Asırlardır birlikte yaşamış iki halkın arasına fitne sokulmuştur. Biz bu oyunu bozmak istiyoruz. Bu konu başka konular gibi, seçim meydanlarındaki gibi polemik konusu yapılmamalıdır. Buradan polemik çıkaran, buradan siyasi rant elde ederim diyen her kim olursa önce kendisine zarar verir. Milli Görüş Teşkilatı olarak her zaman söylediğimiz, din, dil, ırk mezhep farkı olmadan, her insan dilediği gibi yaşamalı ve eşit haklara sahip olmalıdır. Bu bir zümreye ait olmamalıdır” diye konuştu.

Temel sorunların çözümü için ABD'nin ve AB'nin önerilerine ihtiyaç duyulmadığın kaydeden Başkan Urgun, “ABD ‘Uluslar Arası Camia’ kamuflajı altında bölgeye gelmiş, 1 buçuk milyon Irak'lının katledilmesine vesile olan işgali gerçekleştirmiştir. Bu tablodan Kürtlere özgürlük bölgeye demokrasi geleceğine inanmak büyük saflıktır. Bu sorun AB yada ABD’nin üslubu, kurumları ve yöntemleri ile çözülemez. Sorun ancak rızaya dayalı birlik ve gönüllü kardeşlik içinde çözülebilir. Türkiye bu bölgeyi bölüp parçalamak isteyen küresel emperyal güçlerin ayrıştırıcı politikalarının değil, bütünleştirici politikaların öncüsü olmalıdır. Bu anlamda Türkiye'nin görevi daha fazla bütünleşmeyi sağlamaktır. Onun için ‘daha fazla kardeşlik’ temel ilke olmak zorundadır. Bu konuyla ilgili, sorunun çözümüne ilişkin temel yaklaşımlar, süreçte takip edilmesi gereken usü1 ve yöntemler ve çözüm için yapılması gerekenler başlıklar altında barış ve kardeşlik için gönüllü birliktelik projesini içeren bir klasör hazırlanarak, Başbakanlık, Genel Kurmay Başkanlığı, Muhalefet Partileri ve sivil toplum kuruşlarına gönderildi” şeklinde konuştu.

Problemin asla bir siyasi rant alanı olamayacağını ifade eden Bahri Urgun, “Sonuç olarak Türkiye, Hakkâri’nin, Diyarbakır'ın, Ankara'nın, İzmir'in problemlerinin çözümünü sadece buraların problemlerinin çözümü olarak görmemelidir. Yaşanan olaylar, Türkiye'ye tarihi misyonunu hatırlatmaktadır. Türkiye'nin önünde bir imkân açılmaktadır. Bu anlamda Türkiye, Kudüs'ün, Şam'ın, Kerkük'ün, Musul'un, Batum'un. Bakü'nün meselesini kendi meselesi olarak görmedikçe asla kendi sorunlarını da çözemeyecektir. Bambaşka kavramları olan yeni bir medeniyete ihtiyaç vardır. Temel kavramları insaf, kardeşlik, eşitlik, adalet, hak, hukuk, paylaşma, alın teri, vicdan, merhamet, onur gibi kavramlar olan, bambaşka bir medeniyet. Bu olmadıkça, ne bölgenin sorunu ve ne de diğer sorunlar çözülemez” dedi.

ÜNİVERSİTE İÇİN HER DESTEĞE HAZIRIZ

Son olarak bir süredir gündemi meşgul eden ikinci üniversite konusuna değinen Urgun, “İlçemiz kamuoyunda, kurulacak olan Üniversitenin İnegöl'e kurulmasıyla alakalı siyasi parti ilçe başkanlarının söylemleri dile gelmektedir. Bu konu ile alakalı olarak somut bir sonuç elde edilmesi için, Sayın İlçe Kaymakamına, AK Parti İlçe Yönetimine ve Sayın Sedat Kızılcıklı'ya büyük görev düşmektedir. Kamuoyunda bu üniversitenin Gemlik'e kazandırılması için çalışmalar yapıldığı gözlenmektedir. Gemlik'e oranla ekonomisi, nüfusu ve üniversite öğrencilerinin ihtiyaç duyacağı konaklama imkânı, ulaşım avantajları ile İnegöl'ümüz bu fırsatı iyi değerlendirmelidir” diyerek, Saadet Partisi’nin ikinci üniversitenin İnegöl’e kurulması için gereken her türlü desteği vermeye hazır olduğunu sözlerine ekledi.

SP İlçe Başkanı Bahri Urgun’un konuşmasının ardından İlçe  Divan Toplantısına basına kapalı olarak devam edildi.

Editör: TE Bilişim