Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fatih sondaj gemisinde açıklamalarda bulunuyor. Erdoğan, "Keşfettiğimiz 320 milyar metreküplük rezerve 85 milyar metreküp daha bulundu. Sakarya sahasının Tuna 1 bölgesindeki doğalgaz rezerv miktarı 405 milyar metrekübü buldu." ifadelerini kullandı. Erdoğan, "Karadeniz'de keşfettiğimiz rezerv, ülkemizin bugüne kadarki en büyük hidrokarbon kaynağıdır." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fatih sondaj gemisini ziyaretinde açıklamalarda bulundu.

Erdoğan'ın açıklamaları:

21 Ağustos'ta 320 milyar metreküp müjdesini ilan etmiştik. Çalışmalar sonunda rezerve 85 milyar metreküp daha ilan edildi. Sakarya Sahası'nın Tuna-1 bölgesindeki toplam doğalgaz rezervi miktarı 405 milyar metreküpü buldu

İnşallah müjdelerle bu kaynağı daha da genişleteceğiz. Sondaj gemilerimiz dünyadaki toplam filonun yaklaşık yüzde 20'sini oluşturuyor. Gemilerimiz kendi alanlarının en modern donanımına sahiptir.

Denizaltı robotu sayesinde yüzlerce metre derinlikteki elektrik ihtiyacını ve video görüntüler uzaktan kumanda ile hiçbir riske girmeden elde edebileceğiz.

"MİLLETİMİZE DAHA UCUZ DOĞALGAZ VERECEĞİZ"

Keşfettiğimiz kaynaklar ekonomik değer olarak çok önemlidir. Türkiye, bu konuda net ithalatçı ülkedir. Devamının da geleceğine inandığım bu keşiflerle ülkemizin doğalgazda dışarıya bağımlılığı önemli ölçüde azalacaktır. Bu, milletimize daha ucuz doğalgaz hizmeti vereceğimiz anlamına da geliyor.

DOĞU AKDENİZ MESAJI: DİPLOMASI İLE BİRLİKTE GÜCÜMÜZÜN TAMAMINI KULLANMAKTA KARARLIYIZ

Türkiye çatışmaların dışında kalarak kendi emeği ile bugün bulunduğu yere gelmiştir. Doğu Akdeniz'deki kaynakları paylaşım mücadelesinden Türkiye'yi dışlama çabalarına rıza göstermeden yeni kapıları araladık. Bizim kimsenin hakkında, hukukunda, özellikle de toprağında gözümüz yoktur. Bu mücadeleyi başarıya ulaştırmak için diplomasi ile gücümüzün tamamını kullanmakta kararlıyız. AB'nin bu konuda Yunanistan ve Rum Kesimi'nin esiri haline gelmiş olması en çok kendisine zarar veriyor. Şayet, halihazırdaki tartışmalarda Doğu Akdeniz'de adil bir tutum takınmazsa bu durum AB'nin sonunun geldiğinin resmen ilanı olacaktır. İngiltere'nin ayrılması ile güç kaybeden AB, doğal kaynakların adil bölüşümü konusunda devre dışı kalmanın yükünü taşıyamaz. Küresel ve bölgesel düzeyde bir yeniden yapılanma sürecinden geçildiği kritik dönemde AB'den başka verecek mercii yoktur. Türkiye olarak biz kendi işimize bakıyoruz.

Karadeniz ve Akdeniz'de hidrokarbon kaynakları aramayı sürdüreceğiz. Suriye, Libya, Azerbaycan'da haklının yanında durmayı sürdüreceğiz. Bu uğurda gerekirse canımızı ortaya koymak dahil hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacağız. Ne darbeler, ne ekonomik tuzaklar, ne siyasi ayak oyunları ne de içi boş tehditler kafi gelir.

Editör: TE Bilişim