CHP'den istifa eden Gençlik Kolları Başkanı Okan Göktaş, yönetime tepki gösterdi.
Göktaş şöyle konuştu; "Cumhuriyet Halk Partili olmak, İnegöl'de zormuş. Doğru, ben de tecrübe ederek öğrendim. Lakin ifade etmek isterim ki; CHP'de siyaset yaparken, beni İnegöl Halkı'nın sosyolojik yapısı zorlamadı, oy oranı ve partinin etki gücü zorlamadı, basın ve yayın emekçileri zorlamadı, sivil toplum kuruluşları zorlamadı, antidemokratik ve otoriter yollarla iktidarda bulunan partinin ilçedeki temsilcileri zorlamadı,    aksine; siyaset yapmak için son derece uygun bir ortam ilçemizde var diye düşünüyorum. İnegöl halkı, slogandan ve ezberden uzak, her türlü özgün söylemi bağrına basacak kadar da kadirşinas. İlçe Gençlik Kolları başkanı seçildiğim ilk günden bugüne, gittiğim hiçbir yerde CHP'li olduğum hor görülmedim, saygısızlığa maruz kalmadım. Velhasıl kelam, zorlandım mı, zorlandım. Ama bence bu külfetin kaynağını CHP İnegöl İlçe Örgütü kendi içinde aramalıdır. Partili olmanın zorluğundan dem vuranlar, en samimi düşüncelerimle söylüyorum, bence CHP'li olmayı zorlaştıranların bizzat kendileridir. 
İddaalara gelince; Ben bir yerde, disipline verildiğim için istifa ettim demedim zaten. Ama İnegöl'ü ve İnegöllüler'i hatta benim nazarımda bizzat İnegöl İlçe Örgütümüz'ü kurumsal olarak küçümseyen açıklamalara karşı durduğum için, başka bir yerin değil, bizzat İnegöl İlçe Örgütü'nün yönetim kurulu kararıyla savunmamı istemesi, kalbimi gerçekten çok kırdı. Vakadır fakat nihai sebep değildir. Sonrasında kurulan diyaloglar, atılan iftiralar, yapılan küçük hesaplar, ucuz yalanlar sahiplerine yakışıyordu da zaten, üzeme alınıp dert edinmedim. O iftirayı atan kişiden o itirayı atması beklenirdi, ihsan beklenmezdi zaten, şaşırmadım bile. 

Allah, keşke hep iş yoğunluğu verse de, gece gündüz çalışsak. Atatürk der ki; 'Tek bir şeye ihtiyacımız var, çalışkan olmak!' Çalışıyor olmayı mazeret görenin kendine faydası olmaz, millete nasıl olsun. İşlerimin geçici bir yoğunluğu var, hazırlık sürecindeyiz. Bu durum benim mazeretim olamaz.

Kendimi bildim bileli Cumhuriyet Halk Partili'yim. Onur duyuyorum. İnegöl'de ya da başka yerde seve seve, gönülden CHP'liyim. Bırakın kurucu ilkeleri, parti tarihini, Ulu Önder'in 23 Yaşında Kurduğu Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'nin manifestosu dahi ezberimdedir. Kemalizm benim aile terbiyemin önündedir. Kemalizmin karşı devrimcileriyle iş tutup on papellik şöhret için kariyerimi planladığım iddaaları suizan değilse, art niyetli kuruntudur. 

Neden istifa ettiğim konusuna gelince;
Geldiğim ilk gün de dediğim gibi, bir siyaset yapma ve politika üretme tarzım olduğu kanaatindeyim ve bunu İnegöl örgütümüze de kazandırmak istedim. Bu iddaa ile yola çıktım. Fakat gördüm ki, onlarca yıldır parti içinde, örgütün çeşitli kademelerinde siyaset yapan kimseler, artık fosilleşmiş ve katılaşmış söylemleriyle mevkilerinde statükonun bekçiliğini yapmakta, devrimin sloganlarını atıp değişime kaskatı şekilde direnmektedirler. Yalnızca kendi çevrelerinde kabul gören fikirleri, birkaç kişiyi kapsayan saygınlıkları, kabukları ve küçük dünyalarının sınırları içerisindeki dar sosyal çevreleriyle, sürekli birbirini tekrar eden, ilginçtir sürekli aynı kişiler tarafından dinlenip onaylanan söylem ve dedikodularıyla bir araya gelmiş bir kısır günü topluluğuyla yol yürümem artık imkansız bir hal almıştır. Birbirimizi anlamadığımız, anlamak için artık çaba dahi sarfetmediğimiz vakadır. Bunu sürdürmenin, yanlışta ısrar etmenin iler tutar yanı yoktur. Ben onlar gibi değilim, onlar da benim gibi değil. Tarzlarına ve kendilerini ifade etme methodlarına saygı duyuyorum. Bir taraf çekilmeliydi. Ben çekildim. Bir seçmen, CHP'li bir yurttaş, gururlu bir İnegöl'lü olarak, ilçedeki tüm sivil toplum gibi, Mevcut ilçe örgütümüzün de çalışmalarını ilgiyle takip etmeye devam edeceğim. Başarılar diliyorum." 

Editör: TE Bilişim