DSP İnegöl İlçe Başkanı Halil Büyükışıklar, İnegöl Belediyesinin yeni başladığı Kaizen Enstitüsü ile ‘Yalın Belediyecilik’ projesini eleştirdi.

Konu hakkında yazılı bir açıklama yapan DSP İnegöl İlçe Başkanı Halil Büyükışıklar, “Masaaki Imai isimli japon amca 1997’de ne diyor bakalım. “'Kaizen', fazla para harcamadan herkesi ilgilendiren sürekli gelişme anlamına gelir. 1986'da 'Kaizen' burada ilk yayınlandığında, birçok ABD ürünü kalitesizdi ve Japon yapımı ürünler pazar payı kazanıyordu. O zamandan beri, Amerikan şirketleri ürün kalitesini iyileştirme konusunda büyük adımlar attılar ve bunun çoğu, TQM'yi içeren kaizen ilkelerinin uygulanmasına bağlanabilir.” Kaizen, Japonca "iyileştirme" veya "en iyiye doğru değişim" anlamına gelir; üretim, mühendislik ve iş yönetimindeki süreçlerin sürekli iyileştirilmesine odaklanan felsefe veya uygulamaları ifade eder. Şimdi kısaca durumu özetleyelim; Yalın Yönetim Felsefesi 1980’li yıllardan bu yana uygulanan ve 1990’lı yıllardan sonra endüstriyel tesislerin üretim süreçlerini iyileştirmek ve rekabetçi markalar yaratarak pazar paylarını artırmak adına uygulanan bir yönetim biçimidir. Yani Yalın Yönetim kamuya veya yarı özerk kamu kuruluşlarına uyarlanabilir mi? Evet uyarlanabilir. Bu yönetim anlayışının sadece bazı bölümleri kamusal alanda faydalı olabilir. Örneğin süreç geliştirme, sorunları doğru tespit etme ve hızlı çözümler üretme felsefesi kamusal alanda faydalı olabilir. Diğer kısımları neden faydalı olmaz? Şöyle anlatayım; kamu ve yarı özerk kamu kurumları kar amacı gütmeden hizmet odaklı birimlerdir. İşletme değildir, ticarethane değildir, kar amacı gütmezler. Pekiyi bu anlayışı getirmenin bir faydası olur mu? Bilimsel her konunun mutlaka azda olsa faydası olacaktır. Bu sistem olmazsa sorun olur mu? Olmaz. Çünkü bu sistemin ya da yönetim felsefesinin olmaması kar ve pazar payı hedefi olmadığı için belediyeciliğe olumsuz etkisi de olmaz.”

“Bakalım Masaaki amca başka ne demiş “İyileştirmenin başlangıç ​​noktası, ihtiyacın farkına varmaktır. Bu, bir sorunun fark edilmesinden gelir. Herhangi bir sorun fark edilmezse, iyileştirme ihtiyacı kabul edilmez. Kayıtsızlık Kaızen'in baş düşmanıdır.” Şimdi tam burada hep birlikte kocaman bir gülücük yapalım. İhtiyacın farkına varmak…..! Sayın Belediye işletmecileri (Başkan ve yardımcıları) arkadaşlar sizlere yıllardır hem halkımız hem de bizler ihtiyaçları zaten söylüyoruz. Siz hala fark edemediniz mi? Gittiniz şimdi bu Kaızen’ci arkadaşlara başvurdunuz? Bu enstitü bu işi hayır, hasenat olsun diye mi yapıyor. Sonra ne demiş Masaaki amcamız, Kayıtsızlık Kaızen’ın baş düşmanıdır….!”

“Siz size söylenenleri hiçbir zaman önemsemediniz ki! Bundan sonra bu kaizen ile mi önemseyeceksiniz? Hatta ne siz ne sizden önceki abileriniz tek başınıza karar veremediniz. İnisiyatif alıp Başkanı olduğunuz kentler için masaya yumruk vuramadınız. Şimdi kalkmış bu görsel şov ve uydurma manşetlerle iş yapıyor havası vermeye çalışıyorsunuz. Aynı Altepe abinizin yaptığı gibi Belediyeyi batırıyorsunuz. Ne yapmıştı Altepe abiniz daha seçildiği gibi Belediyeye ait web sayfalarını ve e-belediye sistemini yenilemek için o günün rakamları ile 10 milyon harcamıştı. Siz ne yaptınız gelir gelmez daha iyi vergi toplamak için e-belediye sistemine 2,5 milyon harcadınız. Aynı tas aynı hamam. İsimler başka kafa yapısı aynı. Bırakın gazetelerde, televizyonlarda manşet ve haber ile şov yapmayı. Kaızen olunca trafik, altyapı, içme suyu, deprem, hava kirliliği, yarım kalmış inşaatlar, doğalgazı olmayan sanayi bölgeleri, yollar, araçların sıkıştığı alt geçitler, baraj ve derelerdeki zehirlenmeler, köylerimizi mahalle yaptığınız için aldığınız haksız vergi ve su bedelleri, büyükşehir yasası ile Bursa’ya bağımlı yaptığınız ve alacağımıza karşılık aldığınız sözde arsa olan tarlalar, iktidar olmanıza rağmen kaptırdığınız hızlı tren, havaalanı, otoban say babam say bitmez hepsi düzelecek mi?  Hep aynı gösteriş, hep aynı orta oyunu olmuyor beyler olmuyor. Bu halk artık bu boş işlerle ikna olmuyor. Suyunuz ısındı hem genelde hem de yerelde gidicisiniz. Altepe abinizin yaptığı gibi yapmayın da hiç olmazsa İnegöl Belediyesi Bursa gibi Türkiye’nin en borçlu ilçe belediyesi şampiyonu olmasın. O koltuklardan inince sokağa çıkacak insanların yüzlerine bakacak ve hep birlikte çay içilecek insanlar olarak kalın. Yani demem o ki siz bu anlayışla standart işleri yapın yeter. Başka macera ve şov aramayın Belediyeyi batırmayın.”

Editör: TE Bilişim