İnegöl’de kaybolmaya yüz tutan meslekler arasında yer alan kalaycılığı 3. ve 4. kuşak olarak sürdüren Akyüz ailesi, vatandaşların yavaş yavaş eskiye dönüş yaptığını söylüyorlar. 3 kuşaktır kalaycılık yapan Salih Akyüz, 4. kuşak olan görme engelli oğlu İsmail Akyüz ile birlikte şehir şehir gezerek mesleğini sürdürüyor. Görme engelli İsmail Akyüz ise babasına kalaycılıkta yardımcı oluyor.

BAKIR KAPTA PİŞEN YEMEK DAHA LEZZETLİ OLUR

Selanik göçmeni olan ve 3. Kuşak kalaycı 60 yaşındaki Salih Akyüz, “15 yaşından bu yana bu işi yapıyorum. Dedemden babama, babamdan da bu meslek bana geçti. Şimdi oğlumla beraber bu işi yapıyoruz. 40 yıldır eski eşyaları kalay yaparak yeniliyoruz. Kaplara sap takıyoruz, kalay yapıyoruz. Meslek olarak bunu seçtik biz de. Şükür karnımız doyuyor. Bakır kap kullanımı çok azaldı. Her kaptan büyüklüğüne göre 10-40 lira ücret alıyoruz. Şimdi alüminyum çıktı, teflon çıktı. Millete daha kolay geliyor. Sağlık açısından alüminyum veya teflon zararlı. Eskiler, bakır kapların içinde yemeklerini pişirir yerdi. Kanser diye bir şey yoktu. Bakır kapta pişen yemek daha lezzetli olur. Bu işten biz geçim sağlıyoruz. Millet yavaş yavaş eskiye dönmeye başladı. İşlerimiz açıldı.” Dedi.

ESKİ KAPLARA HAYAT VERİYORUZ

Kalay işleminden bahseden Akyüz, " Kalay, pamuk, kostik gibi ürünleri kullanıyoruz. İlk önce kabın yağını temizliyoruz. Sonrasında kumla yıkıyoruz. Yıkamadan sonra kalay işlemini yapıyoruz. Eski bir kap, kalaylandıktan sonra ilk günkü gibi oluyor. Kalaylama işleminin ardından bakır kap, 3 yıl kadar yıpranmadan kullanılabilir. Eski şeylere hayat veriyoruz" İfadelerini kullandı.

Editör: TE Bilişim