“MOBİLYA SEKTÖRÜNDE YENİ TRENDLER”

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Mobilya Sanayicileri Dernekler Federasyonu Başkanı (MOSFED) Başkanı Ahmet Güleç, MÜSİAD İnegöl Şube Başkanı Halil Malkaç ve dernek üyelerinin katıldığı seminerde, “Mobilya Sektöründe Yeni Trendler” konusunda bilgiler veren Uşak Üniversitesi Öğretim Görevlisi Kenan Sakallı, “Bilmeyen insan neden korkar? Bilmediği an korkar. Akıllı telefonlar kullanmayan kaldı mı? Önceden kullanabilir miyiz noktasındaydı. Teknolojinin temel özelliği kullanıcı dostu olmaktır. Zaten bunu başarabildiğiniz ölçüde sonuç alabiliyorsunuz. Türkiye´de sektör ve firmaların bu yapı dışında kalma imkanı yok. Bu gün dünyanın gerçeği bu. Dijital bir dünyaya doğru gidiyoruz. İnsansız, karanlık ışığın olmadığı fabrikalar olarak değerlendirmeyin. Ama şimdi her firmanın üretim özellikleri, müşteri grupları dijitalleşme boyutunu belirleyecek. Ancak burada ütopik yatırımları düşünmeyin. Sadece buradaki temel felsefe, hayatınıza bu durumu ne kadar almak isteyip istemediğinizi düşünün” dedi.

TÜRKİYE BÜYÜYOR

Sakallı, “2008 yılında başlayan dünyadaki küresel kriz, geçtiğimiz günlerde sona ermiş durumda. Bu mutlu haberlerden bir tanesidir. Çünkü dünya ekonomisi zayıfladığı ölçüde bizim işlerimiz olumsuz düzeyde etkilenmekteydi. Artık dünya pazarlarına baktığımızda bir krizin kalmadığını herkesin kabul etmesi gerekiyor. 2018 itibariyle yüzde 5.5 düzeyinde Türkiye´nin büyüme oranı. Minimum düzey bu. Dünyada 2008´deki büyüme rakamlarına ulaşılması çok kolay gözükmüyor. Serçe ve kırlangıç arasındaki farkı bilir miyiz? Serçe 3 çatallı dal gördüğünde yuvasını kurar. Kırlangıç ise duvarlara yıkılmayacak yuvalar kurar. Liderlik olgusuna baktığımızda işletmelerimizde rüzgarlar, krizler ne kadar olursa olsun yuvamızı serçenin yuvası gibi yapmayalım. İşletmelerimizi mutlaka kırlangıç felsefesiyle dizayn etmek durumundayız” diye konuştu.

REKABETİN GELDİĞİ NOKTA

Öğretim Görevlisi Kenan Sakallı konuşmasını şöyle sürdürdü: “Artık öyle bir noktaya geldik ki, bu noktada dijitalleşme var. Mobil dünyadayız, saniyelerle bütün bilgilere ulaşabiliyoruz. Ne kadar dijital dünya içerisinde olursanız olun işiniz o kadar kolay. Maliyeti oldukça düşük dünyanın. Rekabetin geldiği nokta. 1990´lerde doğanlar Y kuşağı, 2000´lerden sonra doğanlar zevk kuşağı olarak tanımlanıyor. Yani artık çocuk telefonla dünyaya gelmiş durumda. Artık gençler çalıştıkları işlerden kısa sürede çıkıyor. Bu nesli memnun etmek çok kolay değil, aksine zor.”

ÇÜNKÜ BİZ EN KOLAYI SEVİYORUZ

“Bugün geldiğimiz noktada, biz sadece rakip analizini dikkate aldığımız için rekabetin içeriğini anlamıyoruz. Pazarlamada kim güçlüyse kararı o veriyor. Tedarikçilerle ilgili bile rekabet var. Daha piyasaya girmeden rekabet başlıyor. İlk işe başladığınızda kar marjları çok yüksekti. Zaman içerisinde kar marjınızı düşürdünüz. Rekabeti bir bütün olarak düşünmek zorundayız. Dikkate aldığımız nokta rakibin şuan ürünü kaça sattığı. Satışta fiyat, farklılaşma ve hız stratejisi var. Bizim için en kolay fiyat stratejisi, ‘Abi bende bin lira aşağı´ dediğiniz zaman sonuç alırsınız. Ama bu uyuşturucu gibidir, verdikçe ağabey yok mu? Ortalama maliyetinin altına düşersiniz farkında olmadan. Zararına satış yaparsınız. Çünkü biz en kolayı seviyoruz. Fiyat, farklılaşma ve hız stratejilerini sağlıklı uygulayabilirsiniz.”

Editör: TE Bilişim