65 senelik tezgahta babalarından öğrendikleri fırçacılık mesleğini kendilerinden sonra yapacak kimsenin olmadığını belirten Suat ve Bülent Erol, fırça mesleğinin fabrikasyona dönüşmesinin işlerini yüzde 60-70 oranında etkilediğini belirttiler.

BABA MESLEĞİ

Fırçacılık mesleğine babasının yanında başladığını belirten 56 yaşındaki Suat Erol, “Ben sanatı 1975 senelerinden itibaren gönül veriyor ve yapıyorum. Babamın yanında yetiştim. O zamandan beri bu işi devam ettiriyoruz. Ama ben makineleşmedim. Bu işi el işleme olarak devam ettiriyorum. Yaptığım işlerden memnunum ama makineye dönebilir miydim, dönerdim ama dönmedim. Burada hem sanat icra edip, hem de günümüzü öldürüyoruz. Boş kalmıyoruz en azından. Zaten maddiyattan ziyade, benim için önemli olan manevi yönüdür. Böyle sürdürüp gidiyorum ama bu işe yeni başlamış olsaydım, böyle durmazdım. Ama yaşım genç olsa makineye dönerdim. Bu işten memnunum ve böylede devam ediyorum” dedi.

TÜRKİYE’NİN BİRÇOK İLİNE ÜRÜN SATIYORUZ

Bu mesleğin zahmetinin el işçiliği olduğunu ifade eden Suat Erol, “Makine günde 150 fırça çakar, ama burada insan kapasitesiyle en fazla 15 fırça çakar. Bizim burada el emeğimiz daha fazladır. İnsan gücü fazladır. Onun için bu yaptığımız emekli işi gibi bir şey. Yaptığımız fırçaları kendim de pazarlıyorum, kendi müşterilerim var. Biz mesela bundan 15-20 sene önce dışarıya gidiyorduk. Ayın 20-25 günü hep dışarılar da ürünlerimizi pazarlıyorduk. Şimdi o işi güvenceye sağladığım için bir yerlere gitmiyorum. 10-15 senedir buradayım. Türkiye genelinde pazarlıyoruz. Un değirmenlerine, fabrikalarına ağırlıklı olarak ürünlerimizi satıyoruz. Doğu illerine, Konya, Gaziantep, Trakya çevresi, Ege Bölgesi. Bu bölge ve şehirler de illaki fabrikalar var. Bizim içim fark etmiyor. Müşterim Kars’tan da arasa ürünümüzü yollarız” diye konuştu.

DAHA UZUN ÖMÜRLÜ

El emeğiyle fırça yaptıkları için ürünün yapımının zaman aldığını belirten Erol, “Bu süre fırçadan fırçaya değişir. Bazı fırçalar var 45 dakika sürer. Bazı fırçaları 30 dakikada yaparsın. Fırçanın çeşidine göre değişir. Bunun tekstil fırçası var, boya fırçası var, daha değişik fırçaları var. Bunlar kendi içlerinde kollara ayrılır. Biz bunlardan 3-4 çeşit yapıyoruz. Yaptığımız fırçanın ömrü, yaptığın işe göre değişir. Ben yaptığım işin her zaman arkasında durmuşumdur. Onun için hiç daha namımı kaybetmemişimdir. Yapılan ürünün kullanımına bağlı fabrikasyon ürünlere göre bizim fırçalarımız el emeği olduğundan ve fabrikaya oranla daha zor ve az yapıldığından fiyatı biraz daha pahalı olur. Bizim kar amacımız daha fazladır. Çünkü biz el emeği işlediğimiz için hem daha dayanıklı fırçalar çıkar ortaya. Bazı makine fırçaları var 25 liradan başlar, 60 liraya kadar çıkar. Bizim fırçalarımız el emeği olduğundan biraz daha pahalı mesela 35-40 liraya da var, 400 liraya da var. Ürünlerimizin fiyatı bazı özel siparişlerine göre de, nitelik ve biçimine göre farklılık gösterebiliyor” dedi.

SON USTALAR…

Kendilerinden sonra bu işi yapacak kimsenin olmadığını ifade eden Erol, “Bizden sonra yapacak biri olsa insan yetişmez. Bu işi herkes yapamaz. Bütün gün fırçanın başında oturacaksın oda kolay bir iş değildir. Ama biz bu işi yıllardır yapıyoruz. Ailemden veya başka biri illa da bu işi yapacaksa, ona da yol açarım ama makineleşmek şartıyla. Çünkü el işi ile bütün gün 100 lira için bir fırçanın başında oturulmaz. Biz emekli işi olarak görüp öyle yapıyoruz bu işi” şeklinde konuştu.

BU EL İŞLEMENİN ZORLUĞU SABRETMEKTİR

Fırçacılık mesleğinin zorluklarını anlatan 51 yaşındaki Bülent Erol ise, “Bu el işlemenin zorluğu sabretmektir. Onun dışında işini severek yapıyorsan, o işin bir zorluğu yoktur ama her mesleğin an ve an bazı zorluğu olabilir. Bu işi yapacak kişinin merakına ve el becerisine bağlı olarak öğrenme süresi değişir. Bizim yaptığımız iş el becerisine bağlı. El becerisi gelişmiş birisinin normal öğrenme zamanı 2-3 ay içerisinde belli bir safa ilerleyebilir. Ondan sonraki zamanla da el işleme hızı hızlanabilir. Mesela işi yeni öğrenen kişi bir fırçayı 2-3 saatte yapar. Ama hızlı yapan bir kişi yarım saatte de yapar” diye konuştu.

FABRİKASYON BİZİ ETKİLEDİ

Fabrikasyon fırçaların işlerini yüzde 60-70 oranında etkilediğini belirten Erol, “Çünkü bu tezgahta eskiden 5-6 kişi çalışırdı ve el işi fırçaları yaparlardı. O zamanlar daha makine falan yoktu, açığı kapatmak için insan gücüne daha çok ihtiyaç duyuyordu. O yüzden daha çok insanlar yetişirdi. O zamanda el işlemi daha çok oluyordu. Genelde bu tezgahta 5 kişi çalıştığını ben biliyorum. Şimdi ne var, emekli işi. Bide özel fırçalar olduğu için bazı belli müşteriler var. Yine bu işten vazgeçmiyorlar. Bu şekilde geçimimizi sağlıyoruz. Bundan 30-40 sene önceki teknoloji ile şimdiki teknoloji de farklılaştı. Yani nasıl ki her sektörde olduğu gibi bizim meslekte yapı değiştiriyor. Kullanılan fırçaların nitelikleri değişti, biçimleri değişti, yapıları değişti. O yüzden bizde gerektiği kadar, ne kadar da geleneksek yapsak da, bizde ayak uydurmaya çalışıyoruz. Yani fırçaları müşteriye göre değiştirmeye çalışıyoruz” dedi.

Editör: TE Bilişim