“5 Meclis üyes

SP İlçe Divan Toplantısından Başkan Aktaş’a Gönderme

“5 Meclis üyesinin devirdiği Başkan olmak istemezsiniz”

Saadet Partisi (SP) İlçe Başkanlığı Aralık Ayı İlçe Divan Toplantısı dün Sani Konukoğlu konferans salonunda gerçekleştirildi. Divan toplantısında konuşma yapan SP İlçe Başkanı Bahri Urgun, Belediye Başkanı Alinur Aktaş'a, "Belediye Meclisinde beş meclis üyesi kalan parti diyerek küçümsemeye çalıştığınız Saadet Partisi, Yirmi dört Milletvekili ile hükümet yıkmış bir görüşün temsilcisidir. Öyle zannediyorum ki, beş Belediye Meclis üyesinin devirdiği Belediye Başkanı olmak istemezsiniz" diyerek göz dağı verdi.

Dün saat 13.00'de gerçekleşen İlçe Divan Toplantısına SP Bursa İl Başkanı Selim Sait Terzioğlu, SP Bursa İl Müfettişi Recep Aygün, SP İlçe Başkanı Bahri Urgun, İl Genel Meclisi Üyesi Mehmet Kaygusuz, Belediye Meclis Üyesi Salih Berber, İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri, belde ve mahalle temsilcileri ile çok sayıda parti üyeleri katıldı.

USTALIK HİZMETLERİMİZ İÇİN GELİYORUZ

Toplantının açış konuşmasını yapan SP İlçe Başkanı Bahri Urgun, efsane Başbakan Prof Dr. Necmettin Erbakan'ın Ekim ayında yapılan büyük kongrede Genel Başkan seçilmesi ile birlikte üçüncü şahlanış hareketinin başladığını belirterek, "Haziran ayında yapılacak genel seçimde, ‘Yeniden Büyük Türkiye'yi kuracak kadroları iş başına getirecek olan üçüncü şahlanış hareketinin bir kez daha insanımız için hayırlı olmasını temenni ediyorum. 3. Şahlanış hareketi ve çelikleşme hamlesi kapsamında Genel Merkezimiz tarafından yürütülen çalışmalar tüm Türkiye de devam etmektedir. Bu çerçevede 81 ilimizde, 957 ilçemizin tamamında ilçe divan toplantıları tüm teşkilat mensuplarının katılımı ile gerçekleştirilmektedir. Saadet Partisi İnegöl İlçe Teşkilatı, mahallesinden köyüne kadar, tüm çalışanlarıyla bu toplantıya katılmış, görevinin başında ve seçime hazır olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Bu sebeple ilçe teşkilat mensuplarımıza bu hassasiyetinden dolayı teşekkür ediyorum. Türkiye 5 ay sonra önemli bir karar verme sürecine girmiştir. 12 Haziran’da Milletvekilliği seçimleri var. Bu seçim Türkiye için hayati önem taşıyor. Bu seçimle, Türkiye, geleceğinin aydınlık mı, karanlık mı olacağına karar verecek. İnsanımız 5 ay sonra, ya İMF ile Türkiye'yi işsizliğe ve yoksulluğa götüren politikanın devamına karar verecek ya da adil düzenin yeniden iş başına gelmesine karar verecek. Bu seçimlerde Türkiye, AK Parti hükümeti tarafından uygulanan Amerikan yanlısı politikaları ya da D8'leri yeniden harekete geçirecek kadroları iş başına getirecek. İşte bundan dolayıdır ki, önümüzdeki 5 ayı en güzel ve en verimli şekilde çalışarak geçirmeliyiz. Yeryüzünde zulüm, kan, gözyaşı dursun diye, 'Yaşanabilir bir Türkiye’, ‘Yeniden Büyük Bir Türkiye’ ve ‘Yeni Bir Dünya'yı kurmak için düzenli ve gayretli çalışmak zorundayız. Vazifemizi en iyi şekilde yerine getirerek şuurlu topluluk olma borcumuzu ödeyelim inşallah. Temel prensiplerimiz şuurlanma ve çelikleşmedir. Şuurlanma, bu memleketi yıllardır yoksullaştıran, zengini daha zengin yapan politikaları bırakıp, adil bir düzen getirme politikasıdır. Bu da milli görüş kadrolarında mevcuttur. Erbakan Hocamızla önce çıraklık dönemini sonra ise kalfalık hizmetlerini yaptık. 12 Haziran'dan sonrada Mimar Sinan gibi ustalık hizmetlerimizi yapmak için çalışmalarımıza tüm hızıyla devam edeceğiz" dedi.

BİZ, SİYASETİ İBADET BİLİRİZ  

Milli Görüş Partilerinin 41 yıldır Hakkı en güzel şekilde temsil ettiğini ve batılın karşısında dimdik durduğunu ifade eden Bahri Urgun, "Hatırlanacağı gibi 1970'li yıllarda Milli Selamet Partisinin 24 milletvekili, o dönemin Dış İşleri Bakanını İsrail ile işbirliği yapmasından dolayı gensoru vererek, Bakanlıktan düşürmüş ve o dönemin iktidar partisini milletimizin aleyhine icraat yapmaktan alıkoymuştur. Biz siyaseti ibadet bilir, hayra motor olmak için çalışırız. Bundan dolayı herkes bilir ki, inançlı kadroların gücü sayılarla ölçülemez. Biz 3 kişi de olsak 5 kişi de olsak tek başımıza da kalsak Hakkı en güzel şekilde haykırır, batıla ve hakka hizmet ettiğini zannederek siyonizme hizmet edenlerin kalbine korku salarız. Bu korkudan Belediye Başkanı da nasibi almış olacak ki, şehre hizmet etmek için proje üretmek yerine basit, seviyesiz söylem ve çıkışlarla güya Saadet Partisi İnegöl İlçe Teşkilatını ve Belediye Meclis Üyelerimizi yıpratmaya çalışıyor. İnegöl'de trafik sorunu, hava kirliliği sorunu, su sorunu ve kanalizasyon sorunu hala daha devam edip konuyla ilgili çözüm noktasında, elle tutulur hiç bir çözüm üretilmezken, bir çok lüzumsuz harcamalar yapılıp, faturası vatandaşa ödettirilirken, fütursuzca tüketilen belediye bütçesi bunların döneminde açık vermeye başladı ve açıklarda çeşitli zamlarla kapatılmaya çalışılıyor. Hatta ve hatta yangından mal kaçırırcasına İnegöl Belediyesinin mal varlığına haciz gelmesin diye usulsüz yollarla tedbirler almaya çalışıyorlar. Bütün bu ve benzeri sorunlar büyüyerek devam ederken, belediye başkanının, ayıplarını Saadet Partisini 'Show yapan, her şeye muhalefet eden’, hatta ‘beş meclis üyesi kalan parti' gibi lanse ederek örtmeye çalışması, kaybetme korkusunun en bariz örneğidir. Saadet Partisi Belediye Meclis Grubu üyelerinin, Meclis toplantılarında ortaya koyduğu beyan ve görüşler, ferdi düşünceleri olmayıp Saadet Partisi Teşkilatlanın görüş ve kararlarıdır" diye konuştu.

BAŞKANLIK MAKAMI SAYGI VE SAYGINLIK GEREKTİRİR

SP Meclis üyelerinin beyan ettikleri tüm fikir ve görüşlerin istişare sonucu ortaya konulduğunu da belirten Urgun, "Yani bu görüşler son seçimlerde oy kullanmış, İnegöl'deki 87 bin seçmenin 25 bininin oyunu almış Saadet Partisi İnegöl İlçe Teşkilatının fikir ve beyanlarıdır. Bu fikir ve beyanları dikkate almanız size ve ilçemize fayda verir. Sayın Başkan, siz farkında olmasanız da, başkanlık makamının kendine öz ağırlığı vardır. Bu makam saygı ve saygınlık gerektirir. Bu makamda oturanın davranışlarına dikkat etmesi gerektiği gibi, konuşmalarında meclis üyesi arkadaşlarına ‘birader’ yada ‘kardeşim’ gibi ifadeler kullanması çok yakışıksız bir davranıştır. Oturduğunuz bu makamın hakkını verin. İnegöl halkı sizden hizmet bekliyor. Ya işinizi yapın ya da meşgul ettiğiniz makamı terk edin. ‘Belediye Meclisinde 5 meclis üyesi kalan parti’ diyerek küçümsemeye çalıştığınız Saadet Partisi, 24 Milletvekili ile hükümet yıkmış bir görüşün temsilcisidir. Öyle zannediyorum ki, beş belediye meclis üyesinin devirdiği Belediye Başkanı olmak istemezsiniz" dedi.

GÜLŞEN BİZLERİ YÜZÜSTÜ BIRAKACAKMIŞ

İnegöl'e geldiği zaman heyecanlandıklarını ve her zaman İnegöl İlçe Teşkilatını örnek almaya çalıştıklarını belirterek konuşmasına başlayan SP Bursa İl Müfettişi Recep Aygün ise, "En az 30 yıldır İnegöl'ü kendimize örnek almaya çalıştık. 1994 yılında rahmetli Hikmet Şahin'i Belediye Başkanı seçtirdiğimizde, ‘biz neden Gemlik'te belediye başkanı seçtiremiyoruz’ diyerek gayret ettik, çalıştık ve bir dönem sonra SP'ye Gemlik'te bir belediye başkanı kazandırdık. Bu manada sürekli olarak sizleri örnek alıyoruz. Seçimlerde sizler fazlasıyla görevlerinizi yapıyorsunuz. Ben aslen Gürsu nüfusuna kayıtlıyım. Zeki Anıl Gülşen'in de Gürsu doğumlu olduğunu biliyorum. Bu kardeşimizle neden belediyeyi kazanamadığımız için üzülmüştüm. Ama bakıyorsunuz ki, hayır zannettiğiniz şeyler şer, şer gördüğünüz şeylerde hayır olur. Demek ki, Zeki Anıl Gülşen kardeşimiz de bizleri yüz üstü bırakacakmış. Bu gönderme ona yeter" dedi.

SİZLER YAPAMAZSINIZ, BAŞIMIZDAN ÇEKİLİN

1969 yılında Prof. Dr. Necmettin Erbakan ile başlayan Milli Görüş hareketinin geçmişinin altın sayfalarla dolu olduğunu ifade eden SP Bursa İl Başkanı Selim Sait Terzioğlu’da, "Çıraklık ve kalfalık dönemimiz bitti. Şuan ustalık dönemindeyiz. Ben 37. CHP-MSP hükümeti zamanında Osmanlı'nın kayıp ettiği toprakların ve Misak-ı Milli sınırlarımız çizildikten sonra kazanılmış ilk toprak parçası Milli Görüşe nasip olmuştur. Bu hareket nasıl 1969 yılında başladıysa aynı şekilde devam edecektir. 1973-1979 yılları arasında 1980 darbesine kadar 3 adet hükümetimiz var. 37, 39 ve 41. hükümetler. Şimdi hükümet diyor ki, biz yollar yapıyoruz, yatırımlar yapmamız gerekiyor. Doğu da PKK terör örgütünü yok etmek için, işsiz insanlara iş bulmamız gerekiyor diyor. Ey Tayyip Erdoğan, 3 tane hükümet döneminde 200'ü aşkın tesis yapıldı. Bunlar İskenderun Demir Çelik'ten tutun, Urfa Çimento gibi 17 tane fabrika Diyarbakır'a yapıldı. Biz senin bu söylediklerini 1973 yılında çözdük. Sen, değil bunları yapmak, hayal bile edemezsin. Satıyorsun, satıyorsun bitiremiyorsun. Peki doğuya yatırım yapılması gerekiyordu, bu 17 tane tesisi sattın, sattığını da kabul ettin. Bütçeye gelir elde ettin. Şimdi ise yenisini yapacağız, edeceğiz diyorsun 8 sene oldu. Artık çekil git başımızdan, kurtulalım senden. Bu millet bıktı artık. Biz 1973 yılında Kıbrıs Harbi dışında çok güzel bir iş daha yaptık. Diyorlar ki, İmam Hatipler Erbakan'ın döneminde kapatıldı. 11 aylık 37. hükümet döneminde insanlar dinini öğrensin diye 355 adet İmam Hatip Lisesi açılmıştır. 37, 39 ve 41. hükümet döneminde ülkenin kalkınması için ağır sanayi, orta ve büyük ölçekli sanayi yatırımlarının 200 adedi faaliyete geçirilmiştir. O zamanlar yapılan bu tesislerle alay ederlerdi. Şimdi o alay edilen tesisleri sata sata bitiremiyorlar. Hocamız uçağımızı kendimiz yapalım, greyderimizi, dozerimizi kendimiz yapalım, muhtaç olmayalım diyerek bu tesisleri kurdu. Şuan da yapacağız, edeceğiz diyorlar. Sizler yapamazsınız, lütfen başımızdan çekilin" diye konuştu.

Konuşmaların ardından Aralık Ayı İlçe Divan Toplantısının basına kapalı kısmına geçildi.

Editör: TE Bilişim