Hakkari Geçimli Karakolu'nda PKK’nın hain saldırısı sonucu yaralanan 24 yaşındaki İnegöllü Jandarma Komando Onbaşı Erhan Yakut, askerliğini tamamlayıp terhis olmasının üzerinden yıllar geçmesine rağmen, kendisine halen “Gazi” unvanının verilmemesine tepkili.

OTOBÜSLE GÖNDERİLİNCE, TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİNE OTURMUŞTU

2012 yılı Ağustos ayında Hakkari Geçimli Karakoluna yapılan terör saldırısı sonucu 6 asker ve 2 korucu şehit olmuş, 14 asker de yaralanmıştı. Saldırıdan yaralı kurtulan 14 askerden biri olan İnegöllü Jandarma Komando Onbaşı Erhan Yakut, yaralı halde otobüsle İnegöl’e gönderilince, Türkiye’nin gündemine oturmuştu. Daha sonra kendi isteği ile otobüsle geldiğini açıklayan Yakut, askerliğini bitirmesine rağmen, kendisine halen Gazi unvanının verilmediğini söyledi.

‘BİR DERDİN, SIKINTIN OLDUĞU ZAMAN HALLEDERİZ’ DEDİLER AMA..

Saldırıda ağır şekilde yaralanan ve muayeneleri halen devam eden 24 yaşındaki Erhan Yakut, sosyal güvencesi olmadığı için askeri hastanelerde heyete giremediğini dile getirerek, “2012 Ağustos ayında görev yaptığım Hakkari’de, teröristlerin  karakol baskını sonucu yaralandım. Memleketime geldiğimde Vali ve Kaymakamız bana bir çok söz verdi. Bu zamana kadar verilen sözler tutulmadı ve hiçbir güvence verilmedi. Hastalandığım zaman hastaneye gittiğimde kimse yüzüme bakmıyor. Bu halimle kimse iş de vermiyor ‘Bir derdin, sıkıntın olduğu zaman hallederiz’ dediler ama hiç birini de çözmediler. Girdiğimiz çatışmada 8 şehidimiz var. İkisi köy korucusu ve 14 yaralı verdik. Çatışmanın olduğu an silah seslerini duydum mevziye doğru gittim. Çatışma anında bir arkadaşımız şoka girdi. O sırada üzerimize el bombaları atılıyordu. Atılan el bombalarından biri ayağıma geldi, diğeri de mevzinin içine girdi. Mevziden dışarı çıktığımda iki kurşun vücuduma isabet etti. Daha sonra ambulansa bindirdiler gerisini hatırlamıyorum" diye konuştu.

VÜCUDUMDAKİ CİSİMLER BANA ÇOK SIKINTI YAŞATIYOR

Bursa Askeri Hastanesinde ortopedi doktorunun, muayene sırasında vücudunda birden fazla yabancı cisim gördüğünü anlatan Erhan Yakut, "Bu cisimler bana çok sıkıntı yaşatıyor. Yürüyorum halsiz düşüyorum. Geçtiğimiz gün pikniğe gittik, göle girdim, şarapnel parçası olan her yerim morardı. Bu sıcakta bacaklarım titredi. Soğuk olduğu zaman vücudumda uyuşmalar oluyor. Bu sıkıntıları doktora gidip anlatıyorum, anlattığım doktor kafasını kaldırıp yüzüme bile bakmıyor. Benim tek isteğim sağlığım. Hastaneye gittiğimde yaşlılar ve gaziler nasıl öncelikliyse, ben de o şekilde tedavi olmak istiyorum. En sona sıraya atılmak, 5-6 saat sıra beklemek istemiyorum. Sağlığımı geri istiyorum. Benim diğer isteğim de sigorta. Benim sigortamı yapsınlar. Ben rahatsızlanınca hastaneye gidebileyim. Benim sağ boşluğumda demir var. Sürekli elime geliyor, onu bile almıyorlar. Ameliyat yapsalar, ödeyecek  param  yok” dedi.

SAĞLIĞIMI GERİ İSTİYORUM

"Askere gitmeden önce böyle değildim” diyen Yakut,  “Askerden bu şekilde döndüm hayatım karıştı. Beden ve ruh olarak sıfır durumdayım. Ben askere gittiysem, çatıştıysam, kaçmadıysam hakkımı istiyorum. O kadar saat vatan ve millet için çatıştık, bunu mu hak ettik. İsteseydim mevziye gitmezdim. Karakolda 98 kişiydik hepimiz yaralanmadık. Sabah 10.00’dan 17.00’ye kadar çatışma sürdü. Çatışmayanlar sağ kaldı ve yaralanmadı” ifadelerinde bulundu.

SURİYELİLERE YAPILAN YARDIM BİZE YAPILMIYOR

Vatan kapılarının mültecilere sonuna kadar açıldığını dile getiren Yakut, “Suriyeliler vatanımıza geldi. Devlet büyüklerimiz onlara yardım ediyor, biz vatanımızı sancağımızı koruduk, bize hiçbir yardım yapılmadı. Biz de mi başka ülkelere gidip dilenip yardım isteyelim” şeklinde konuştu.

SADECE SAĞLIK GÜVENCESİ OLSUN

Başbakan ve Cumhurbaşkanından yardım isteyen baba Cengiz Yakut ise, “Ben evladımı böyle askere yollamadım. Allah bizi kemik ve çamurdan dünyaya getirdi. Bu çocuğun 3. parçası niye şarapnel. Peygamber Efendimizin son hutbesi “Birbirinizi yiyin” mi? Ben bu memleketin vatandaşıyım. Bu memleketin toprağında dünyaya geldim. Bu toprakların ekmeğini yiyorum. Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımıza sesleniyorum. Onların iki dudağının arasında. Bu çocuğa sahip çıkın. Çocuğuma gazilik statüsü verilsin. Allahüteala’nın mahkemesinde iki elim yakalarında. Gazilik unvanı vermiyorsanız da bari en alt sınıftan ‘Sağlık Güvencesi’ olsun” dedi.

Editör: TE Bilişim