Türkiye son otuz yıldır bölücü terör örgütüne karşı mücadele vermektedir. Bu mücadele bu ülkenin milli bir meselesidir. Mücadelede çözüme yönelik tercihler zaman zaman farklılık arzetsede, netice itibariyle bir başarı elde edilememiştir.

Türkiye son otuz yıldır bölücü terör örgütüne karşı  mücadele vermektedir. Bu mücadele bu ülkenin milli bir meselesidir. Mücadelede çözüme yönelik tercihler zaman zaman farklılık arzetsede, netice itibariyle  bir başarı elde edilememiştir.                 

 Bu günkü mevcut durumun böyle olmasının  en büyük  etkeni terörün nedenlerinin net olarak  bilinmemesi ve  mücadelenin sürekliliğinde değişen  siyası iktidarların  çözüme yönelik  bir yol haritalarının olmamayışıdır.

Ülkemizin törerle mücadelede  başarısızlığının  diğer bir nedenide ne yazıkki ülkemizde   bu konuda yetişmiş uzamların azlığı ve yetersizliği yanısıra bu örgüte   bilerek veya bilmeyerek yardım eden   

aydın ve yarın aydınların  katkılarıdır. Bu gün yapılması gereken  geriye dönüp bakılarak  başlangıç noktasından  çözüm sürecine  kadar olan gelişmelerin  değerlendirmesidir. Burada  ifade etmek istediğim  1984-1990 arası ve 1991 -2003  dönemlerinde terör örgütü bitirilme noktasına getirildi ama  mücadeleye devam edilmedi bu dönemler içerisinde  bitirilme  noktasına gelen örgütü  ABD nin Iraka  yapmış olduğu askeri müdahale  neticesinde oluşan otorite boşluğu dolayısı ile  kuzey ırakta

yeniden yapılanma  ve güçlenme şansı buldu.  2003  ve 2007 yılları arası  terörle  mücadelede strateji değişikliği yapılarak  fiziki müdahale yerine müzakere sürecine geçildi ve sürec bu şekilde  devam etmektedir. Bu sürec içerisinde  terör  örtütü ve yandaşları örgüt içi yapılanmaya giderek  örgütün şehirlerde  faaliyet  göstermesi gereken kolunu yani KCK yı  oluşturdu.. Irak şavaşı ve PKK nın yeniden  Doğuşu 2003  ve 2006  dönemi olup  bu dönem siyasi gelişmelerinde  başlangıcıdır.12 şubat 2003 de  Türkiyeye karşı meşru savunma şavaşı ilan eden PKK  1 Mart 2003  de TBMM de ABD ordusu  ile Irakın kuzeyine  yapılacak olan  operasyon  için gerekli teskerenin reddi  bu bölgede  örgütü  dahada güçlendirdi. Bu aşamadan sonra   ABD  sadece pkk lıları  değil  Kürdistan Projesi için  bütün bölgedeki  kürtleri ve İrana karşıda  PJAK  örgütünü   desteklemeye  başladı. Buradaki en önemli mesele ise  teskerenin reddinden sonra   ABD  kuzey ırakın  kontrolünü tamamen  kürtlere bıraktı. Bu bölgede  PKK teşkilatlanması için  mali ve lojistik testek  sağladı askeri eğitim verdi.

Belirlenen yeni strateji  Ülkemiz içerisinde  fedai eylemleri yapılması, özel kuvetler oluşturularak  Türk güvenlik güçlerine saldırı eylemlerine  devam edilmesiydi. Dolayısı ile bu eylem planı kapsamında 2002  yılı sonrası ülkemizde  mayın döşeme ve fiziki saldırı yöntemleri ile    eylem sayıları geçmiş yıllara oranla  artış gösterdi. Bu konudaki diğer önemli bir hususta  Türkiyenin  bu eylemlere karşılık verebilmesi için  sınır ötesi  yapacağı operasyonlarda  ABD  istihbaratına bilgi verme ve izin alma durumu idi.   Siyasi  İradenin  çözüm arayışına yönelik  görüşmeleri görev süresi   4 kez uzatılan Mit Müsteşarı  Emre Tanerle  2005 yılında başladı ,mit müsteşarı çözüm sürecine katkı sağlayacak olası kişilerden  birisi olan  Mesut Barzani ile  20 ekim  2005 de  bir görüşme yaptı. Mesut Barzani bu görüşme ile Türkiyenin Kuzey Irak taki oluşumu tanımasını,Irakın Kuzeyi ve Türkiyedeki  Kürtlere Çifte Vatandaşlık  hakkının verilmesini ,ve Türkiyenin Kuzey Irak oluşumu ile  Ekonomik ilişkileri geliştirmesi mesajını Türkiyeye İletti. Bu görüşmelerden sonra  Kuzey Irak Kürt Yönetimi , Terör Örgütü temsilcileri bu gün  yürütülen müzakere sürecinin muatabı oldular. İşte bu nedenledirki imralı ile görüşülmeye müsade edilmesi neticesinde  imralı notları olarak  hazırlanan  3 mektuttan  biri  BDP ye , Diğeri Örgütün dağ teşkilatına  ve 3 üncüsüde  Barzaniye yani kuzey Irak Oluşumuna gönderildi.,

Diğer taraftan  komşumuz suriye deki gelişmelerde bizleri son derece endişelendirmektedir. Zira Suriyenin  Türkiye sınır bölgesi  suriyenin içinde bulunduğu durum itibariyle  Beşer Esad  tarafından kontrol edilememekte olup bu bölgenin kontrolünün  %30 suriyeli  Kürtlerde  % 70  taliban tarafından  kontrol edilmektedir .Suriyeli Kürtler  Kuzey  Irak  federasyonu  ile  bu bölgede  bir  kürt   federasyonu  oluşumu için  görüşmelerini devem ettirmektedirler. Bu bölgede oluşacak iki kürt  federe  oluşumu barış sürecinde  Türkiyenin elini zayıflatacaktır.

Terörün bitmesini ve ülkemizin maddi ve manevi huzura  kavuşmasını benim gibi   vatansever herkes istiyor Siyasi iradede  bu konuda gerekeni  yapıyor, Kürt açılımı gerekiyordu  yapıldı,terör bitmedi, Operasyonlara  ağırlık verildi, yine bitmedi, Öcalan la  müzakereler yapılyor terör biitecekmi  göreceğiz  ama  umudumuz ve beklentimiz o durki terör artık bitsin . Bu güne değin hiç bir Hükümet  bu olayı çözüme kavuşturma naktasında  bu günkü kadar istekli değildi. Bu hükümet   bu konuda  çözüm olabilecek her ihtimali   değerlendirilirken ne yazıkki elinde  sihirli bir förmülde yok. şunuda ifade etmeliyimki  bu konuda  vebal ve sorumluluk sadece   bu siyasi iktidarada ait  değildir.