Lige farklı hedeflerle başlamış ama bunun çok uzağında kalmış 2 takımın mücadelesinde, gülen taraf İnegölspor oldu. Aslında ununu elemiş eleğini asmış takımların maçında birazda futbolcuların kendilerini gösterme açısından iyi maç ortaya konulmasını bekliyordum, öylede oldu. Güzel hava, birazda taraftarın fazlalılığı ortaya zaman zaman seyir zevki yüksek bir maç ortaya çıkardı. Maça Uşakspor istekli ve hırslı başladı. Hatta maçın başlarında Gökhan’ın eline çarpıp golle sonuçlanan pozisyonu hakem faul olarak vermeze ki, bana göre değildi. Ev sahibi takım açısından gidişat daha farklı olacaktı. Fakat gol iptal olunca da İnegölspor maça ortak oldu ve Uşak’ın çıkışlarda arkada bıraktığı boş alanları iyi değerlendirdi. 
Kadro olarak yine bilinen kadro ile mücadele verdik. Serhat’ın yokluğunda Taner ilk 11’de başladı. Ama maçın iyilerine bakıldığında kaleci Şener arkadaşlarından bir adım öndeydi. Kritik kurtarışlar ile takımı ayakta tuttu. Fakat ben hala artık kalede Mustafa’nın oynamasını savunuyorum. Takım olarak zirve hedefinden uzaklaşıp, baskı unsuru ortadan kalktıktan sonra, biraz daha rahatız ama derdimiz artık gelecek sezon. Uşak karşısında takımın pas ve kanat organizasyonlarında sorun yok. Fakat ısrarla maç kazanma adına mevcut kadroyla yola gitmeye devam ediyoruz. Hep aynı şeyden bahsediyoruz. Bu takımın, bu ligde nelere yapacaklarını gördük. Bundan sonra zaten bir şey olmaz. Oynamamış genç oyuncuları oyuna atmamız şart. Stoperin 70’de kırmızı yemiş Ömer Faruk Taş adından 2000 doğumlu genç almışsın kadroya güvenip oyuna atamıyorsun. Bunu artık süper lig takımları gözünü kırpmadan yapıyor. Yapacaksın ki farkın ortaya çıksın. Uzatmalarda oyuna atman sadece zaman içindi yani. Takım olarak Cengiz’in bulduğu boş alanları iyi değerlendiğimiz söyleyelim. Ahmet Hakan Gençliği ile hırsını birleştirip çabalıyor ama santraforun ilacı gol atmak. Bunu çözerse daha iyi olur. Emirhan ortada artık misafir sanatçı gibi, oda sezonu sakatlık olmadan bitirme derdinde. Taner ise, Serhat’ın durarak ama çok iyi top kullananıydı bu maçta. Solda Yasin Görkem ve Osman, rakibinin sağ tarafında oynayan Fatih Aydın, Emrah Uzun’a nefes aldırmadılar. Yine Fatih Üge sahada yokları oynadı. Sağda Enes belki istediği çıkışları yapamadı ama rakibin etkili oyuncusu Tayfun Pektirk’e de pek cirit attırmadı. Savunmada Volkan hırslı ve dikkatliydi. Tabi bunda rakibin forveti Tayfur Emre Yılmaz’ın gününde olmaması da işini kolaylaştırdı. Fakat bence başarılıydı. Partneri Gökhan ilk formayı giydiği maçlara göre havadan ve yerden kendini fazlasıyla geliştirdi ama söyleyeyim ilk haftalardaki forma hırsını geri alması şart. Kırmızı kart gördüğü pozisyonda kontrolsüz bir giriş yaptı. Hakemde gol şansı olarak değerlendirdi ve kartı gösterdi. Orada onu yapmasına gerek yoktu, anlık refleks diyelim. Uşak takımı oyunun sonlarında doğru stoperi Hikmet’i ileri çıkardı. Daha fazla pozisyona girdi, indirdi, attı ve Uşak takımını daha fazla önde tuttu. İşte onun çıkmasında sonra daha fazla savunmaya iş düştü  ve oyunun son 10 dakikasını adeta ecel teri dökerek geçirdik. Ama buna rağmen Uşak taraftarının çirkin ve kötü tezahüratına galibiyetle karşılık verdiğimiz içinde mutlu olduk. Hem de kısaca günü kurtarmış olduk.
Şimdi sırada Manisa maçı var. Rakip düştü ve İnegöl’e o moral ile gelecekler. Fatih hocam artık bana göre seni tartışmak haksızlık. Takımı aldığın puan belli, kapasitesi belli, oyuncularla getirdiğin yer belli. Çık basının karşısına durumu değerlendir ve deki, “Arkadaşlar ben bundan sonra gençleri oynatacağım. 3 yeriz 5 yeriz amma homurtma, somurtma istemem var mısınız” de gör bakalım sana bakışlar nasıl değişecek. Sadece bunu demen yeterli…