İzleyenler bilir. Bir American dizisi var. “The Walking Dead” Filmde America´da bir virüs salgını sonucu ölen her insan zombiye dönüşüyor. Sadece kafasından vurursanız gerçekten ölüp zararsız hale geliyor. Bir de kimi ısırırlarsa o kişi zombileşiyor. Ne hükümet kalmış, ne ordu, ne emniyet. Hiç bir şey çalışmıyor. Su yok, elektrik yok, ilaç yok.. silah var ama dışarıda, benzin var ama dışarıda.. hiç bir kurum çalışmıyor. Her yerde, her binada zombiler kol geziyor. Dışarıda yaşayan ölüler ve ölüm var..

Geride kalan az sayıdaki sağlıklı insan kendine izole yerler yapıp dışarıdaki kaostan ve tehditten kurtulma mücadelesi veriyor, yaşam mücadelesi veriyor. İhtiyaçlarını karşılamak için dışarıya çıkıp zombilerle savaşmak ve ihtiyacını karşılayıp tekrar geri dönmek zorundalar.

Filmi izleyende şöyle bir intiba oluşuyor. Silah ve enerji, su ve ekmek kadar önemli... Herşeyden önemlisi de özgürlük... Bu psikoza sokuyor insanı... Filmin türkçe anlamı “Yürüyen Ölüler”... Oysa günümüz gerçek dünyasında America başta olmak üzere gavurlar müslümanlar için bu dünyayı “The Walking Dead” platosuna çevirmiş durumda...

Suriye´de, Irak´ta, Arakan´da, Doğu Türkistan´da, Filistin´de insanlar var ve bunlar “Yürüyen Ölüler” değil, bir değişiklikle “Ölü Yürüyenler” haline getirildi...

Her yürüyen öldürülüyor.. Kıpırdayan herşey öldürülüyor.. Silah yok... Enerji yok... Ölüm var... Bu durumda zombiler kimler !? İzole olan dünyalılar kimler !? Bir refleksiyon yapın istedim....

YEDİ GÜZEL OKUMA

YediHilal İnegöl Derneği olarak liselerde okuyan öğrenciler için İnegöl Milli Eğitim Müdürlüğü´nün de katkısıyla “YEDİ GÜZEL OKUMA” isimli bir projeyi hayata geçiriyoruz. Geçen pazar sabahı okullardaki sorumlu öğretmenlerle yapılan kahvaltılı basın açıklamasıyla projemizi ilçe halkına duyurduk. Bu projenin örnek teşkil edecek şekilde planlanmasına önem gösterdik.

Bir kaç aylık hazırlık aşaması sonucu nihayet dört başı mamur bir okuma projesi hazırladık. Milli Eğitim Müdürlüğüne sunduk. Takdir ettiler. Sahip çıktılar. Lise çocuklarımıza hem okumaya teşvik hem de “yedi güzel insan”ın “yedi güzel eseri”nin okunmasını sağlamak amaçlı bu projeye eğer lise öğrencisi iseniz mutlaka katılmalısınız. Yetişkin iseniz bu yaşlarda varsa çocuklarınızın ve akrabalarınızın katılmasını sağlamalısınız.

Bu fırsat her zaman ele geçmez. Ne var projede?

Bu projeyle ilçemizde 14 lisede projeye katılmak isteyen öğrencilerle birlikte her ay bir büyük yazarımızın önemli bir eserini okuyacağız. Yedi Güzel Okuma etkinliğine katılan liselerde görevli koordinatör öğretmenlerimizle bu okumaları takip edecek ve değerlendireceğiz. Bununla birlikte her okumanın sonunda okunan yazar – eserle ilgili bir değerlendirme çalışaması/konferansı yapacağız. Böylelikle okumaların sağlıklı ve nitelikli olmasına gayret edeceğiz.

Peki kim bu önemli yazarlar?
1. Necip Fazıl Kısakürek – Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu
2. Cengiz Aytmatov – Gün Olur Asra Bedel
3. Sabahattin Ali – İçimizdeki Şeytan
4. Rasim Özdenören – Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler
5. Cemil Meriç – Bu Ülke
6. Sezai Karakoç – Kıyamet Aşısı
7. Nuri Pakdil – Batı Notları

Şimdi anladınız mı ne denli önemli bir proje olduğunu !?

SİYASİ HOKKABAZLIK

Siyasi reflekslerin en çirkini “kol kırılır yen içinde kalır” mantığıdır. Bu toplumdaki çürümüşlüğün en büyük sebeplerinden biridir bu. Eğer desteklediğin birisi bir pislik yapmışsa susulur, saçma sapan tutarlılık adına destek verilmeye devam edilir. Oysa bu konuda hatalı olanı terk etmek medeni/islami toplumlarda beklenen ve olması gereken bir şeydir. Şimdilerde bazı FETÖ şaibesi bulunan belediye başkanlarının görevden alınmasını -velev ki kendin de seçmiş olsan- istemek ayıp değil bizzat erdemli olan bir şeydir. Bu toplumun, devlet yapısının düzelip normale dönmesini kendi şehevi arzu ve isteklerinden, bencil duygu ve gururundan daha önemli olduğunu ıspat etmektir. Oysa insanları, “kendi seçtiğini şimdi neden istemiyorsun? hahaha” bayağılığıyla suçlayanlar unutmasın ki kendi seçtikleri genel başkanlarını istemez ve dahi değiştirilmesini arzular hale gelmişlerdi. Değişti de.. Ne oldu?
Daha önce yaptıkları ve maruz kaldıkları şeyle şimdi dalga geçer oldular. Geçmişi çabuk unutan balık hafızalı bir toplum olduk nedense.. Buradan uyarıyorum ki bir fiyakalı abimiz pek güzel demişti “Allah kişiyi kendi iddiasıyla vurur...”