Güzel bir söz vardır ‘Denizden geçip derede boğulmak gibi.’ İnegölspor’un Başkent Akademi karşısında puan kaybı da aynı buna benzer oldu. Sen Konya, Gümüşhane maçlarından 3 puan çıkart, deplasmanda Pendikspor’u elinden kaçır, akabinde sondan 2. sırada bulunan rakibe puan kaptır.

Geçen hafta yazımızda zor bir takımın bizi beklediğini ve artık kaybetme tahammüllerinin olmadığını söylemiştik ve ekledik; zor maç, kimse bu ekibi çantada keklik sanmasın dedik. Kısmen öylede oldu ama maç tabelasında onlar istediğini aldı. Erken gol attık, rakipten oyunun oldukça fazla bölümünü üstün oynadık ama 2. gol bir türlü gelmedi. Bir takımın hedefe gitmesi için şarttır. Atanın ve tutanın iyi olacak denir. Kim ne derse desin, İnegölspor tutanda fazla sorun yaşamıyor ama atanda sıkıntı var. Yakalanan 2 net pozisyon var. Belki maç daha erken bitecekken atamadık. Rakibin direncini bitireceğimiz anda son vuruşu beceremedik. Rakibin duran top organizasyonunda seyrettik, estetik golü kalemizde gördük. Bireysel anlamda Başkent Akademi takımından daha iyi bir kadroya sahip olmamıza rağmen, bize gerekli olan 2. golü ararken rakibi çökertemedik. Orta alanda Ömer Faruk Çalışkan’ın olmayışını fazlasıyla hissettik ki, geçen maçlarda İnegölspor orta sahası maçların mutlak üstünüydü. Koşan, basan ve aldığı topları iyi ve yerinde kullanmaya çalışsa da, Selimcan yalnız kaldı. Kalite ve kapasitesini tam gösteremedi. Hacı Mustafa, ince milimlik ara paslarını fazla ön plana çıkartamadı. Bunda yine çokça faule maruz kaldığını da ekleyelim. Kanatlardan Cengiz ve Niyazi Batuhan Salman bitirici bindirmeleri tam beklendiği gibi yapamadılar. Kanatlarda işlevi istenilen düzeyde olmayınca da Ahmet Hakan’da doğal olarak yapabileceğinin en iyisini yapmaya çalıştı, çırpındı durdu. Fakat İnegölspor’a gol gerekirken, oyundan alınması başkent ekibinin ekmeğine yağ sürdü. Beraberlik golünü 68’de yememize karşın, oyuna girenler Raif ve Yasin Görkem oldu. Murat hoca 3.değişiklik hakkını dahi kullanmadı. Buda şu demek hoca oyuna dahil edecek, oyuncuya tam manasıyla güvenemiyor ya da tabelaya katkı noktasında umudu yok. Tüm unsurlara rağmen taze güç olarak Tayfun ya da Emir oyuna dahil olabilirdi. Buda ayrı bir konu tabi. Maçın hakemi Hüseyin Gökberk İnegölspor’un hızını azaltmak için elinden geleni yaptı, maçı kesti, uzatmanın hakkını yedi, atağa çıkarken oyunu durdu. Maalesef 13.hafta oynanırken bana göre ilk hakem faciasını yaşamış olduk. Sıradaki maçlar ise artık biraz daha zor. Tarsus deplasmanın içerde Afyon ve sonrası Manisa. Bu maçlarda alınacak puanlar İnegölspor’un ilkyarıdaki konumunu daha netleştirecektir. Fakat net bir şey var ki, oda şu; eğer biz Play-Off hattına girmek istiyorsak, ince bir radikal karar ile bunu gerçekleştirebiliririz ama bunun içinde maliyet gerekli. Şuan imkansız gibi olsa da oynamadan hiçbir maç kazanılmadığı gibi maçta kaybedilmiyor. Zaten hayatta umut var olduğu sürece bizimde kalan 4 maçta bize gerekli puanı alacağımızdan umudumuz fazlasıyla var.