Bugünlerde İnegöl´ün hatta tüm dünyanın gündeminde ülkemizdeki referandum var. Ancak ben köşe yazımda uzun zamandır dile getirmek istediğim bir konuyu sizinle paylaşmak istiyorum.

Kendisine zaman zaman “Yaşayan Tarih” dediğim Aptullah Ezim abimizden bahsetmek istiyorum. Yaycı Aptullah adıyla nam salmış ilçemizin güzide işadamlarından biri. Öyle parayı bulup şımaranların aksine parayı buldukça mütevaziliği kat ve kat artmış biri.
90´lı yılların 3. Çeyreğinde antikaya merak salan işadamı Aptullah Ezim, özellikle tarihi olan mekanik el aletlerini toplamaya başlamış. Kimisi tarım sektörü, kimisi tıp alanı, kimileri ise ev ve bürolarda kullanılan el aletlerinden  binlerce antikaya sahip olmuş. Elinde 4 bine yakın tarihi eser var.

Halihazırda İnegöl Belediyemizin gururla ortaya çıkardığı Kent Müzemizin içinde 110 tane tarihi eser parçada Aptullah Ezim´e ait.

Cerrah Organize sanayi bölgesinde kendisine ait işletmeye ayak bastığınızdan itibaren zaten bambaşka bir yere geldiğinizi hemen fark ediyorsunuz. İşletmenin her metrekaresi tarihi eserlerle süslenmiş. Ama yakın tarih. Osmanlı´nın ve Cumhuriyet döneminin ilk yıllarının izlerini de burada görebiliyorsunuz. Eski kağıt ve madeni paralar,  eski telefonlar, taş plaklar ve daha binlercesi..

Aptullah bey 8 yıl önce ise araba almaya gittiği bir yerde  antika araçlarına merak duymaya başlamış. O günden bu yana Türkiye´deki antika araçlarının peşine düşmüş. 8 yılda 34 araç satın almış. Bunlardan yaklaşık 15 tanesini trafiğe sokabilecek duruma getirmeye başarmış. Eldeki teknik imkanlar doğrultusunda yılda 2 aracı baştan aşağı neredeyse yeniliyor.

Sizlerde belki şahit olmuşsunuzdur. Geçtiğimiz yıl İnegöl´de düzenlenen etkinliklerde yaklaşık 40 araçlık bir konvoy yapılmıştı. Her biri dünya markası antika araçlar İnegöllülere görsel bir şölen sunmuştu. İşte bu organizasyonun mimarı da Aptullah Ezim olmuştur.

Malumunuz son yıllarda tarihi duygularımız daha da bir kabardı. Sinemalar ve dizilerde buna eşlik edince, sanki her birimiz tarihini yeniden tanımaya çalışan bireyler haline geldik. Bu nedenle İnegöl Belediyemiz bence olağanüstü bir kararla harika bir müzeyi bize emanet ettiler. Özellikle Osmanlının izlerini taşıyan İnegöl´ümüz, bu tür çalışmalarla daha da bir zengin ilçe haline gelebilir.

Mesela niye antika araç müzemizde olmasın. Aptullah Ezim abimiz eğer böyle bir şeye öncülük edilirse araçlarını vermeye hazır olduğunu söyledi. Hatta kendisinden İnegöl´de antika araçlarla ilgilenen isimleri de konuştuk. İlçemizde yaklaşık  60´a yakın araç var.

Belediyemizin eski hastane bölgesinde yapacağı yeni hizmet binası alanı, Endüstri Meslek Lisesi´nin atıl vaziyette bulunan futbol sahası alanı yada Hikmet Şahin Kültür Parkı´nın herhangi bir yerine araç müzesinin kurulmasını bir vatandaş olarak öneriyorum.

Bu konuda Belediye Başkanımız Alinur Aktaş´ında meraklı olması aslında bir avantaj. Hatta bu konuda Aptullah beyle de istişarede bulunmuş. EE ne diyelim artık umarım kısa zamanda bu hayata geçirilir.
Bu arada Aptullah Ezim´le kendisiyle yaptığım koyu sohbette birde sitem etti. Bu sitemi de dile getirmeden olmaz. Özellikle kendisi Kent Müzesi´ne katkı sağlamaktan ve kendisine bir oda ayrılmasından ziyadesiyle mutlu. Hatta “keşke belediyemizin imkanları olsa da etrafındaki binaları da satın alabilse” diyor. Müzenin etrafındaki taş yolların asfaltlanmasına çok üzüldüğünü söyleyen Aptullah bey, “oysa orada bir tarih var. Osmanlının izleri var, Alman mimarileri var. O bölgeye taş yollar yakışıyordu. Esnaflar toz oluyor diye şikayet etmişler, yolu bu yüzden asfaltlamışlar. Ben buna çok üzüldüm. Umarım tarihi doku yeniden canlandırılır” diyor.

Elçiye zeval olmaz diyoruz. Ancak köşe yazımı burada sonlandırırken bu denli tarihi duygularımızın kabarık olduğu bir dönemi fırsata çevrilmesini umuyorum. Saygılarımla..