2015 Yılını acı ve tatlı  hatıraları ile uğurlarken    yeni bir yıla  merhaba diyebilmenin  hazırlıkları içerisinde  akıp giden  sürecin  insan ve insanlık açısından  geldiği noktaya  bir göz atalım . Genel hatları ile   ülkemiz ve komşu ülkelerden  başlayacak  olursak İlk söz  etmemiz gereken Komşumuz  Irak a  yapılan  Şok ve Dehşet   operasyonu  ile başlamamız gerekir.

Irak Operasyonu  adıyla  gerçekleştirilen   bu barbar istilanın  ilk bakışta galibi Amerika ve Mağlubu  Irak gibi  gözükse de   hümanist   ve hakça  düşündüğümüzde  durum hiç te  öyle  değildir.  Burada  tek  kelime ile mağlup  İnsanlıktır.  Irak  istilası  insanlığın  mağlubiyetiyle  sonuçlanan   bir işgal ve katliam  operasyonudur.   Bu saldırı  insanlığın  barbarlık, baskı, zülüm, cinayet, adaletsizlik ,despotizm  karşısında  bir tür  güvence olarak  oluşturulan  Vatan, millet ,inanç  ve hümanist  değerleri   insanlık adına  bir  güvence   unsuru olmaktan   çıkarmıştır . İnsanlık emperyalist  güçlerin hırs ve çıkarlarına  teslim  edilmiştir. Olayların yaşandığı çoğrafya da  Haksızlık ve  cinayetlerin işlenmesinden   daha büyük bir kahır var ki  oda  tüm  bu işgal ve  zulümlerin  hak ve   özgürlük adına yapılıyor olmasıdır. Irak saldırısı, Filistin , Lübnan, Mısır, Libya  ve  Suriye   saldırıları  işte böyle türden  saldırılardır. Yıllardan  beride   ülkemizde devam  eden  Güneydoğu   meselesi   bu tür bir saldırının  ön provasıdır.  Binlerce insanın  umut ve geleceklerini  kaybettikleri  bu islam  coğrafyasında  kurtuluşun   reçetesi  acaba nedir. Bu sorunun  cevabı gayet basittir. Günümüz şavaşlarının temel silahı bilim,teknoloji,akılcılık,güçlü ekonomi, güçlü siyaset ,nitelikli devlet adamları .Bunlardan  bu coğrafyada  ya hiç yok yada  yeterince yok.   Bu coğrafyanın  orasında   burasında  Milyonlarca  para harcanarak  süslü ve görkemli camiler  yapılıyor .Yine bu coğrafyada  binlerce  yabancı dil bilen teknolojinin imkanlarını  kullanan  Diplomalı  adamlar  var  ama bunların hiç biri  teknoloji ve bilim üretmiyor  sadece başkaları tarafından  üretileni   satın alarak  kullanıyor.  Bu coğrafyada   yaratıcı ve üretici  benlik anlamında  aydın ve bilim adamı  yok  olanlarda  beynini  ve yüreğini  emperyalist   efendilerine  tahsis etmişler  ve özgürlük sevdalısı değiller.  Onun içindir ki  asırlardır  var olan ve kendi elleri  ile ürettikleri ni  korumadan  mahrumdurlar.Tüm bu olanların  bu coğrafyada   vücut   bulmasının  diğer bir  nedeni , Yaratıcının  varlığına ve birliğine  inanmalarına rağmen  o hiç yokmuş gibi  davranmalarıdır.  islam  coğrafyasını bu ve benzeri  öldürücü  hastalıklardan  kurtarmadıkça  bu bölgede  insanca yaşamayı  beklemek  abesle iştigal olur.  Peki  ne den  bütün bu olaylar   ortadoğu dediğimiz   bu bölgede   oluyor. Bu bölge çok yönlü çıkar acısından   bir numaralı bölgedir.Hem hıristiyan inanç dünyasının  iman beklentilerini  hem de  ekonomi  ve enerji   kaynakları   bu bölgeyi emperyalistlerin  ilgi odağı yapmaktadır.  Irakta  petrol Türkiye de  su, bor madeni , toryum ,altın  rezervleri  ve gelecekte  petrolden  daha değerli olacak su kaynaklarının  Ülkemizin  kontrolünde  olması   bu işgallerin  suriyenin   işi bitirildikten  sonra  iran ve Türkiye  dahil tüm orta doğu  yu kapsayacak şekilde  devam edeceğini   göstermektedir.  Ülke olarak  yapmamız gereken  Amerika  ve batı  şövalyeliğinden  vaz  geçerek   bizi biz yapan  değerlerimize   geri dönmektir.  

Bu duygu ve düşünceler içerisinde  her bireyin  insanlığın düştüğü   bu durumdan  kurtarılarak  hak ettiği  konuma  getirilmesi hususunda elinden geleni yapmasını dır  bu  yeni yılın  ülkemize  ve tüm insanlığa  huzur ve barış getirmesini   cani  gönülden  diliyorum.   

Dursun Öztürkoğlu

Yüksek. Mimar Mühendis.