Kış mevsiminin ortasında olmamıza rağmen havanın güneşli olması iyiye işaret değil. 70 yaşına geldiğim güne kadar böyle bir kışa geldiğimi hatırlamıyorum. Yıllar önce dört mevsim yaşardık. Yağmur, kar çok olurdu. Kar yağdığında bazı zaman 1,5-2 ay erimezdi. Komşudan komşuya geçmemiz için kürekle yol açardık. Biz bunlara alışmıştık. Ancak şimdi havaların böyle gitmesi hiç iyiye işaret değil. Buradan herkesi uyarıyorum; öncelikle suları israf etmeyelim. Bazı insanları uyardığımda Allah bilir işini sözüyle karşılaşıyorum. Yağmur, kar yağmadığında öncelikle tarımı etkileyecek. İçme suyumuzu marketlerden gidereceğiz. Bu ne demek? Petrol savaşları değil, su savaşları başlayacak demektir. Bir an önce barajların yapılması, yarım kalanların bir an önce bitirilmesi gerekiyor. Mesela Hocaköy mahallesinde yapımına çok hızlı başlanan içme su barajı her nedense durdu. Geçtiğimiz günlerde gazetede okumuştum. Hocaköy barajı en kısa zaman içerisinde yeniden ihalesi yapılıp, yapımına başlanacak, inşallah diyorum. Hafta sonu Tuzla köyüne yürüyüş yaptığımda baraj kapaklarının yapılacağı sıfır noktasından itibaren Gülbahçe köyü sınırlarına kadar korkuluk demir yapılmış. Buraya kadar her şey güzel. Buradan soruyorum; almış olduğum bilgiye göre baraj kapaklarının yüksekliği yüz metreyi aşacak. O zaman bu demir bariyerler yüzlerce metre sular altında kalacak. Bana göre israf. Şimdi diyecekler kaza olmasın diye önlem alınıyor. Peki yıllardır var olan bir yol olan bu yola tamda barajın yapılacağı ve yolun güzergahının değişeceği zaman mı akıllara önlem almak geldi. Yine rant, yine rant…