İnegölspor’un zorlu Diyarbakır deplasmanı öncesi beklentim 1 puan üzerindeydi. Tabi bunda Uşak maçı ile başlayan ve Sakarya maçı ile süren istekli ve rakibi ısıran futbol anlayışının ön plana çıkmasından kaynaklıydı. Fakat kesinlikle 3 puan alabiliriz umudu taşımıyordum. Güzel bir hava, fakat kötü bir zeminde oynanan maçta ilk 20 dakika ev sahibi Amed üstündü. Seyirci desteği ve farklı bir ambiyansın yaşandığı sahalarında, ilk dakikalarda işi bitirmek isteyen Amed’in baskısını savuşturan İnegölspor, bu dakikadan sonra rakibin üstüne daha fazla gitmeyi, daha fazla rakip sahada görünmeye başladı. Hatta oyunun bazı bölümlerinde çok iyi ve rakibi çaresiz bırakan pas organizasyonları da yaptık. Ters toplarla oyuna fantastik anlar katmaya çalıştık. 1 puana yatalım, oyunu çirkinleştirelim, havasına girmedik. Sadece tek bir şey düşündük, kazanmak. Onu da bu maçta başardık. Rakibin 3-4 etkili oyuncusu var ve takımda onlar sahneye çıkarsa, bir şeyler oluyor. Aksi takdirde sıradanlaşıyorlar. Fakat haklarını yemeyelim, maçın sonlarına doğru ciddi ataklardan sonuç alamadılar. O anlarda da şans melekleri imdadımıza yetişti. Fakat oyunun genelinde maçın ortağı, hatta direkten dönen topla bir adım öndeydik. Sahada bana göre tüm oyuncular görevlerini eksiksiz yerine getirdi. Maçın başında Mansur’un karşı karşıya kaldığı pozisyonda gole izin vermeyen Şener, 3 puan ışığını yakarken, sonrasında ise savunmada Volkan attığı kritik golle 3 puanı almamızı sağladı. Akabinde de Amed’in gol ayaklarına Gökhan ile birlikte ceza alanımızda boş alan bırakmayarak, rakibin gol umutlarını çökerttiler. Kanatlarda Orhan ve Görkem’in iyi oyunu, önde Okan’ın etkili bindirmeleri ve ilk kez görev yaptığı sol önde Osman’ın rakibi delici atakları da yerindeydi. Tebrik ediyoruz. Orta alanda Emirhan’ın yerinde top kullanması, Serhat’ın dönen topları iyi değerlendirmesi, rakibin orta sahada top tutmaya çalıştığı anda Taner ile birlikte baskı yaparak, bu bölgede üstünlüğü rakibe kaptırmaması lehimize oldu ama Taner bir tık mücadele örneğini artırsa, daha iyi olacak söyleyeyim. Çünkü kumaşı iyi, dikine oynayan ve rakibi şaşırtan bir pas atma özelliği var ama burası 2. Lig ve burada mücadele etmezsen, işler çok zor. Topu kapma adına bir mücadele ve aldığı topu çabuk rakip sahasına göndermek içinde farklı bir savaş var. Bunun için Taner biraz vites artırsa, işimiz daha da kolay olacaktır. İlerde İnegölspor’un gol umudu Ahmet Hakan ise, her maç oynama şansı buluyor ve bulmalıda ama forvet gol atamazsa, sorunlar başlar ve bunu arayışlar takip eder. Bazı özeliklerini ekstra çalışmayla geliştirmelisin Ahmet Hakan. Sen bizim oyuncumuzsun. Bazı imtiyazların fazla. Bunu iyi değerlendirmelisin. Takım bazında dişliler, bu maçta daha iyi çalıştı görünümü verdi. Aldığımız 3 puanda alt sıralardan kopma adına biraz daha bizi rahat duruma getirdi. Fakat bundan sonra oynayacağımız maçlar, hep puan sıralamasında rakibimiz. Gümüşhane maçı 6 puanlık bir karşılaşma, keza Eyüp ve Ankara Demir maçlarını hatırlamamıza dahi gerek yok. Buralardan kayıpsız geçersek, ligi rahat bir yerde tamamlama imkanı buluruz. Aksi taktirde işimiz zorlaşır. Zirve umutlarını taşıyanlara ise şunu söyleyelim; İnegölspor ilk 7 takımla maç yapmış, sadece Keçiörengücü ile berabere kalmış, diğerlerine hepsine kaybetmiş. Buda ne demek oluyor, bu takımlar kalemimiz değil. 2. yarı, birde fikstür gerçeğini de hatırlarsak, hayale ve maceraya gerek yok gibi. Son olarak bizi Diyarbakır’da ağırlayan İnegöllü olan ve Çüngüş ilçesinde görev yapan Kaymakam Mehmet Durgut’a teşekkür ederim. Kaymakam Durgut hem yönetim, hem de İnegölspor kafilesini, 2 gün boyunca Diyarbakır’da yalnız bırakmadı ve bizi oldukça onur ve gururlandırdı. Yine Amed yöneticilerine de teşekkür ederim. Onlarda sağ olsunlar, kafilemize oldukça sıcak ve samimi davranarak, en ufak bir deplasman sorunu dahi yaşamamıza mani oldular. Artık bunun gereğini de 2. yarı biz İnegöl olarak daha fazlasıyla yapmalıyız diyorum…