Üzerine yemin eden Yaratıcı evrende ilk olarak kalemi yaratmıştır. Buradan anlamak gerekir ki  yazının Hak katında kıymeti belki çoklarımızın idrâk edemeyeceği kadar mühimdir.

İnsanoğlu yeryüzünde varlık göstermeye başladığı andan bu yana nice eserler kaleme almış olsa da, sözü edilen aslında insanın elinde zehir ya da ilaca dönüşecek bir etki bırakarak, kalemi tutanın bir anlamda bu nimeti nasıl kullandığıyla ilgilidir. Allah'ın kullarına zarar verecek her türlü ahlâksız, fitne, fuhşiyat kabilinden yazılanların, kalem gibi bir nimete gereken hürmeti gösteren kullarla aynı seviyede olması, kalemin yaratılış ruhuna aykırıdır. Kalem, ahlâklı ellerde olmak için vardır.

   Atalarımızın; "Kalem, kılıçtan keskindir" sözü, bu nimetin etkisinin ne kadar büyük ve güçlü olduğunu bize gösteriyor. Yazılan tek bir cümleyle savaşlar bitirebilir ya da buna mukabil insanlığın sonunu getirecek hâle dönüştürebilirsiniz ortamı. Nice imajlar oluşturabilir, nice ahlâksızı dünyanın en ahlâklı insanı formuna sokabilirsiniz. Yalanın en inandırıcı olanı kalemi konuşturarak söylenenlerdir. Bu sayede tarihler yalan kahramanlıklarla doludur. Yazının önemini fark eden insanoğlu öyle eserler kaleme almıştır ki, imparatorluklarını dâhi kalem üzerinden inşa etmiş olmaları söz konusudur. Kalemin gücü yadsınamaz kadar büyüktür. 

Bir ideolojiyi geçerli ve sürekli kılmanın yolu istediğiniz biçimde kaleme hükmedip, nesillere keyfiniz dâhilinde kitaplarla bu işi dayatıyor oluşunuzun en bariz zaferidir. Bir nesil mi inşa edilmek isteniyor? Kalemin gücü devreye girdiğinde bir imparatorluk bile yok edilip, yalan bir tarih üzerine nesillere geçmiş biçilebilir. 

Tehlikeli ellerde olduğunda atom bombasından daha yıkıcı etkilere sahiptir. Hiroşima halkına atom bombası mı yoksa yazılmış dandik ve uyduruk bir tarihi mi tercih edeceklerini sorsalar, Japonya'nın uyduruk bir tarihle şu an bu konumda bulunmasının mümkün olamayacağını, atom bombasının yıkıcı etkisine rağmen el ele verip kendilerini süper güç derecesine getirenin geçmişiyle olan bağlarının kopmamasına bağlayacaklardır. Nesiller geçmişle inşa edilir. Tarih size gelecek vaat eder. Kalem ise bunu sağlayacak en önemli güçtür.

Savaşlar bitirip başlatan, sahte kahramanlıklar üreten, bir geçmişi geleceği ile beraber yok eden tüm bu yıkımlar kalemin suçu mu peki? Haşa! Anlatmak istenen böylesine kutsal bir nimetin fahişe beyinler elinde kötü sözcükler doğurmasının ne kadar tehlikeli olduğudur. 

Gönül isterdi ki kalem bir de kalp ölçer bir alet oluverseydi de, yalancı eller değdiği an hükmünü yitirse... Gönlünüzle kağıt arasında köprü işlevini gören böylesine bir nimet için şükür gerekmez mi? Üzerinden sevap devşireceğiniz bu mucize hikmetin kıymetini anlayacak kullar olmak için edeple yazmak gayesi, hepimizin ortak sancısı olmalıdır.

Allah namuslu elleri kalemsiz bırakmasın. Mürekkepten önce hayâ içmiyorsa bir kalem, vebali büyüktür sahibinin. Evreni kalemin üzerine inşa eden Allah, sahibinin üzerine evrenin günahını da, sevabını da yüklemiştir. Tercih sizin, kalem ağırdır. Ya evrenin günahını yüklenirsiniz, ya kalemin hakkını teslim edersiniz.
Hamdolsun kalemi yaratan Allah'a.

Yazıyla kalın efendim, yazıların en güzeli olan ilahî kelâmla...