Hassas bir çevreci olarak bugünkü yazımda, son günlerde gördüğüm birkaç olumsuzluktan söz edeceğim;

Hassas bir çevreci olarak bugünkü yazımda, son günlerde gördüğüm birkaç olumsuzluktan söz edeceğim;

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, İnegöl şehir merkezindeki yeşil alanları tek tek kaybediyoruz.. Rahmetli eski Belediye Başkanımız Hikmet Şahin tarafından, eski İnegöl çöplüğü üzerinde oluşturulan Kültürpark alanında bile yeşil alanlar yavaş yavaş, ucundan kulağından derken betonlaştırılıyor. Gerekli imar tedbiri alınmadığı için zaten Kültürpark alanı çepeçevre  beton binalarla çevrildi. Şimdi de Kültürpark’ın içerisinde Belediyemiz tarafından bir Kapalı Yüzme Havuzu yaptırılacağını öğrendim ve bir çevreci olarak fevkalade üzüldüm…

Kültürpark alanının içerisine bir Kapalı Yüzme Havuzu yaptırılması demek, onlarca metrekare yeşil alının daha katledilmesi demektir. Yapılan hatalara bir yenisi daha eklenecek.

İnegöl’ün en eski dinlenme yerlerinden biri olan Kuğulu Park da gün geçtikçe betonlaşmadan nasibini alıyor. Bir avuç içi kadar kalan yeşil alanda betonlaştırma çalışmaları, Belediyemizin gözü önünde durmak bilmiyor. Artık bunlara bir dur demenin zamanı geldi, geçiyor bile…

Yarın şehrin göbeğinde nefes alamayacak duruma geldiğimiz de işi işten geçmiş olacak. Buradan Belediye Başkanımıza sesleniyor, biran önce betonlaşmaya karşı önlem almasını arz ediyorum…

Gelelim  havuzun içerisindeki tehlikelere!....

Geçen gün gördüm, Kültürpark içerisindeki büyük havuzun suları boşaltılmıştı. Gözüme havuzun ortasındaki ışıklı fıskiyelere giden elektrik kablolara gözüme çarptı. Belli bir bölüme kadar özel bir boru içerisinde getirilen kabloların büyük bölümü havuzun dibine öylece gelişi güzel serilmiş vaziyette. Yüreğim ağzıma geldi. Allah göstermesin, bu kablolarda meydana gelecek bir zedelenme, havuzun elektriklenmesine neden olacaktır. Gerisini düşünmek bile istemiyorum.. Yetkililerin bu tehlike ile ilgili de acil önlem almaları, kabloları emniyetli vaziyete getirmeleri gerekmektedir.

Öte yandı, havuzda birkaç tane ördek var, bazen birlikte yüzerek, seyri güzel bir manzara oluşturuyorlar. Ancak bu garibim ördekler de tehlike altında… Geceleri dışarıda kalıyorlar. Çünkü, güvenli bir yuvaları yok. Geceleri başıboş köpekler dolaşıyor. Hatta bazen tilki bile geliyor. Bu korumasız ördeklere musallat oluyorlar. Bazen gündüzleri bile köpeklerin ördeklere musallat olduğunu, en azından korkuttuğunu görüyoruz. Bu savunmasız ördekler için, tehlike anında kaçıp sığınabilecekleri, geceleri güvenle uyuyabilecekleri bir yuva yapılması gerektiğine inanıyorum.

Kültürpark içerisinde gördüğüm başka bir sorun ise, insanlarımız tarafından çevre temizliğine önem verilmemesidir. Ortak yaşam bilincine erişmemiş, çevreye ve insana saygısı olmayan bazı kimseler, banklarda oturup kabuklu yiyecekler yiyerek, kabuklarını da yere atıyorlar. Orada yiyip içecekleri şeyleri getirdikleri poşetleri, su ve meşrubat şişelerini bankların çevresinde yerlere atılmış vaziyette görüyoruz. Temizlik elemanlarının bunlarla baş etmesi mümkün değil. Bizim, çevreye, doğaya ve birbirimize karşı gerekli saygıyı, sevgiyi göstermemiz, oturduğumuz, gezdiğimiz alanları kirletmemeliyiz. Bankın az ilerisin-de çöp konternırları var, çöplerimizi bankların çevresine değil, çöp kutularına veya çöp konteynırlarına atmalıyız. Bu bizin sorumluluğumuz olmalı… Dediğim gibi yarın bu günkü kadar şanslı olmayabiliriz…