Kur’an’ın mesajını iyi anlamak için Kur’an’ın muhtevasını/içeriğini iyi bilmemiz lazımdır. Ana hatları ile Kur’an bizi neye/nereye davet ettiğini bilirsek Kur’andan öğreneceklerimizi önem sırasına göre takip etmemiz kolaylaşacak ve Kur’an dan istifademiz de o nis- pette artacaktır.

Kur’an’ın mesajını iyi anlamak için Kur’an’ın muhtevasını/içeriğini iyi bilmemiz lazımdır. Ana hatları ile Kur’an bizi neye/nereye davet ettiğini bilirsek Kur’andan öğreneceklerimizi önem sırasına göre takip etmemiz kolaylaşacak ve Kur’an dan istifademiz de o nis- pette artacaktır.

KUR’AN BİZİ ÖNCELİKLE KENDİSİNE

DAVET EDER?

Kime uyacağız, kimin dediklerini yapacağız,  kimin peşinden gideceğiz konusu Hz.Peygamber (as) zamanında ve günümüzde çok münakaşa edilen konulardan birisidir. Kur’anı Kerim öncelikle başta Peygamberler olmak üzere bizi kendisine davet etmektedir. Diğer bir ifade ile Kur’an’ın gösterdiği ilk adres hem Peygamberlere hem de bizlere bizzat kendisidir. Kur’an hem Peygamberimizi (as) hem de bizi kendisi-ne uymayı mecbur tutar.

Bu konu da ki bazı ayetleri görelim:

a) Peygamberimizin Kur’ana vahye uymak mecburiyetinde olduğuna bildiren ayetler:

“Ey Muhammed! Sen Rabbinden sana vahyedilene Kur’an’a uy. Ondan başka ilah yoktur. Allah’a ortak koşanlardan yüz çevir…” (Enam 106).

“Ey Muhammed! Sana vahyolunana Kur’ana uy. Allah hükmünü verinceye kadar sabret. O hükmünü verenlerin en hayırlısıdır…” (Yunus 109)

“Rabbinden sana vahyolunana uy. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır…” (Ahzap 3)

“Sana vahyedilen -Ku’an’a- sımsıkı sarıl. Şüphesiz sen doğru yol üzeresin. Şüphesiz bu Kur’an sana ve kavmine bir öğüttür. Ve ondan hesaba çekileceksiniz…” (Zuhruf 43-44)

Hz.Peygamberimizin (as) de bu ve benzeri ayetlerin emri üzerine Kur’an’a uyduğu, O’na tabi olduğunu bayan eden ayetlere de bir bakalım..

“Ben size bir meleğim de demiyorum. Ben sadece bana gönderilen vahye uyuyorum.” (Enam 50). De ki ; “Ben ancak Rabbimden bana vahyedilene Kur’an’a uymaktayım…” (Araf 203)..

De ki; “Ben onu kendiliğimden değiştiremem, ben ancak bana vahyolunana uyarım...” (Yunus 15). “Ben sadece bana vahyedilene uyarım. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım...” (Ahkaf9)

b) Başta Mü’minler olmak üzere bütün insanlığın Kur’an’a uymaları gerektiğini bildiren ayetler.

“Rabbinizden size indirilene uyun. Onu bırakıp başka dostlara/evliyalara uymayın. Ne kadar az öğüt alıyorsunuz…” (Araf 3)

“Farkında olmadan azap size ansızın gelmeden önce Rabbinizden size indirilenin en güzeline uyun…” (Zümer 55)

“Sonra da seni din işleri konusunda açık bir yola koyduk. Sen ona Kur’an’a uy. Bilmeyenlerin heva ve heveslerine uyma..!” (Zuhruf 18)

Allah’ın bütün bu açık beyanlarına karşın o günkü toplum içinde ve yaşadığımız 21. yüzyıl toplumunda özellikle din konusunda hala Kur’an dışı tabi olacakları merciler aramaktadırlar. Kur’an’a uyun denilince hala modası geçmemiş bir cevap çok meşhurdur. Yüce Kur’an bunu bize çok güzel açıklar. Ve cevabını da verir.

Onlara, “Allahın indirdiğine uyun” denilince, “Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)a uyarız.” derler. Peki ama ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı? (onların yoluna uyacaklar.) Bakara 170 ve Lokman 21).

İnkar edenler iman edenlere, “Yolumuza uyun da sizin günahlarınızı yüklenelim.” derler. “Halbuki onların günahlarından hiçbir şey yüklenecek değillerdir!” (Ankebut 12)

Bu konuya devam edeceğiz.