Rahman ve Rahim, iyiliği sonsuz, ikramı bol olan Allah’ın adıyla! Değerli Yıldırım gazetesi dostları! Sizleri Allah’ın selamı ile selamlıyorum.

Kur’an ne demektir? Nasıl bir kitaptır? Sorusu her Müslüman’ın cevabını bulup gereğini yapması gereken bir ödevdir.

Kur’an daima okunan anlam debisi (akışkanlığı) sınırsız olan, okumakla asla anlamı tükenmeyecek olan bir kitaptır. Kur’an, Lafzı, bir kez, anlamı sonsuz kez inen ilâhi kelamdır. Her Peygambere verilen mucizeler kendi zamanına ve mekânına hitap etmiştir. Kur’anın ayrıcalığı ise tüm zamanlara ve tüm mekânlara hitap eden “Yaşayan mucize” olmasıdır. Bunun en büyük delili: Kur’anın, yeryüzünün şu veya bu köşesinde dönüştürücü cazibesine kapılarak hayatlarını sil baştan değiştiren insan varlığıdır. İnsan değiştirmenin, alışkanlıklarından vaz geçmenin, hayat tarzını kökten yenilemenin zorluğu göz önüne aldığında, Kur’anın ne büyük mucize olduğu daha iyi anlaşılır.

Kur’an yazılı bir metin olarak değil, sözlü bir hitap olarak Allah Resulünün önce akleden kalbine Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla indirilmiştir.

Kur’an, Mekke’de herkesin el-Emin lakabıyla anıldığı Abdullah oğlu Muhammed’in (SAV), akleden kalbine 610 yılında inmeye başlamıştır. İlk kez Hıra mağarasında inmiştir. Kur’anın inişi yaklaşık 23 yıl sürmüş, Hz. Peygamber’in öldüğü 632 yılında son bulmuştur.

“Bu gün sizin dininizi ikmal (eksiksiz) ettim ve nimetimi sizin için tamamladım.” (Maide 5/3) ayetiyle haber vermiştir.

Kur’an her birine sure adı verilen 114 bölümden oluşur. Bu bölümlerin konuları, indiği zamanda yaşanan olaylarla bağlantılı olarak değişkenlik gösterir. Her sureyi oluşturan anlam öbeklerine ayet adı verilir. Kur’an 6236 ayetten oluşur.

Kur’an ilk olarak, yazılı bir metin değil, sözlü bir hitap olarak inmiştir. Hz. Peygamber onları vahy kâtiplerine yazdırmıştır. Hz. Peygamber’in vefatından sonra bu yazılar derlenip ciltlenerek bir kitap haline getirilmiştir. Bu kitaba MUSHAF adı verilir.

Nüfusu 2 milyara yaklaşan günümüz İslâm dünyasında, tüm Müslümanların okuduğu Kur’an tek bir kitaptır. Müslümanlar farklı mezheplere sahip olsada, hepsinin elinde bulunan Kur’an aynıdır. Buna rağmen tarih içerisinde ve günümüzde Kur’anın bazı ayetlerinin yorumunda farklılaşmalar görülür.

Kur’anın iniş süreci ikiye ayrılır: Bunlar Mekke ve Medine dönemidir.

Mekke dönemi ve Kur’an’a davet. Bu dönem Peygamberliğin 1. Yılı ile 13. Yılı arasını kapsar.

Müslümanların muhalif ortamda yaşadığı azınlık ve sıkıntılı dönemdir. Daha çok ahlâk ve inanç esaslarını işler. Bu dönemde inen Kur’an “Davet Kur’an’ı” dır.

Medine dönemi Kur’an’ı devletleştirme dönemidir. Hz. Peygamber’in hicretle başlayıp ölümü ile son bulan 10 yıllık dönemdir. İktidar ve devlet dönemidir. İbadet ve hukuk kuralların çoğu bu döneme aittir. Bu dönemde inen Kur’an “Devlet Kur’an’ı dır.

Kur’an’ı Kerim’in ana konuları genellikle bu beş başlık altında toplanabilir:

  1. Ahlâk. 2- Akide. 3- tarihi örnekler. 4- ibadetler. 5- bireysel ve toplumsal davranış kuralları.

Kur’an, hayatın doğal akışı içinde 23 yıllık bir sürece yayılarak indirilmiştir. Bu, onun dokunulmaz kitap değil, hayata dokunan kitap olduğunu, dahası hayatın içinden konuşan bir hayat kitabı olduğunu gösterir.

Kur’an bu yüzden, ilk okuyanı şaşırtır. Zira onu ilk okuyan, düzenli bir kitap gibi giriş-gelişme-sonuç bölümlerini görmez. Çünkü Kur’an masa başında planlanmış bir metin değil, yaşanan hayata bir cevap ve çözüm olarak, 23 yıllık bir süreçte indirilmiş bir kılavuzdur.  Kur’anın içeriği ile hayatın içeriği bir birine çok benzer. Bu yüzden Kur’an hayat kadar düzenli, renkli bir örnektir. Hayat kadar açık, hayat kadar sürprizlerle doludur.

Kur’an baştan sona okunduğunda şu gerçek görülür: Vahy ile hayat arasında ki bağ, dua eden bir insan ile o duaya karşılık veren Allah arasında ki bağdır.

Selam ve dua ile Allah’a emanet olun…