10 yıl önce “ bir gün Yıldırım Gazetesi´nde köşe yazısı yazacaksın”  deselerdi; “Hadi canım sende” derdim. Hatta bırakın beni 10 yıl öncesinin yerel idarecilerine böyle bir şeyin  yaşandığı söylense sanırım güne büyük bir şokla uyanmış olurlardı.

Radyoculuk, Televizyonculuk ve Gazetecilik yaptığım yıllarda yazdığımız her şeyde tartışmaların odağında olduk. Bazen çok konuşulduk, bazen de tüm dikkatleri üzerimize topladık.  Ve tam 7 yıl sonra yine kendimizi sahnede bulduk.

Köşe yazısı yazmam konusunda özellikle  Yıldırım Gazetesi´nin cefakar insanlarının hatırı kırılmaz ricaları oldu. Bizde bu ricayı kıramadık.

Son günlerde özellikle iş dünyasının temsilcileriyle çok fazla sohbet etme imkanı buldum. Mobilya sanayiinde bugünlerde KDV indirimi olması nedeniyle satışlarda bir hareket gözlemleniyor. Yani sıcak satışta bir bereket  var. Mobilya sanayi yaza biraz daha moralli girecekmiş gibi görünüyor. Özellikle son 3 haftadır Pazar günleri Mobilyum AVM´de ki hareketlilik çok ümit verici.

Ancak bu hareketin birde gözden kaçan ayrıntıları var. Yapılan satışlar sonunda gelen paralar naftalin kokuyor.

Biz bu naftalin kokusunu yaklaşık 15 yıldır unutmuştuk. Ak Parti iktidarıyla birlikte ekonomik anlamda ciddi bir rahatlama yaşanmış, insanlar para biriktirir duruma gelmişti. Paralar naftalinlenmiş ve yastık altlarında tutuluyordu.

O günden bugüne Türkiye tamamen kabuk değiştirdi. Anlatmakla bitmez bir gelişim hikayesi yaşandı. Türkiye´nin gelişiminden rahatsız olan dış güçler, hemen düğmeye bastı. Neler yaşanmadı ki güzel ülkemde…

e-muhtıralar, 17-25 Aralık Darbe girişimi ve 15 Temmuz Darbesi bunların en çok bilinenleri. Ve bunların yanında Ortadoğu´da yaşanan iç savaşlar ve ülkemizde ki terör olayları da bunlara eklenince, hala bu ülkenin nasıl ayakta durduğunu ben bile anlatamaz hale geldim.

Oynanan oyun büyük olunca özellikle son aylarda ekonomik anlamda ciddi bir daralma yaşandı. Ama bu millet ülkede yaşananların farkında. Devletin bu duruma duyarsız kalmadığını da gördü. Art arda geliştirilen destekleme paketlerine güvenerek yastık altından naftalin kokulu paraları çıkarmaktan korkmadı.

İşte bu yüzden belki de doların beli kırıldı, piyasa da bir rahatlama yaşandı. Ekonomi belki de bu yüzden biraz rahat nefes aldı.

“EVET” belki de yüzler eskisi kadar gülmüyor olabilir, “EVET” İnegöl ekonomisi eskisi kadar büyüme yaşamıyor olabilir, “EVET” bugün, dünden daha çok çalışmadan bir yerlere gelmemiz mümkünde olmayabilir, ancak….

Naftalin kokulu yastıklı evlerden dünyaya tokat niteliğinde bir cevap gelecek. 16 Nisan´da bugünlerde yeniden canlanan Osmanlı ruhunun tokadı, bugün şu an cebinizdeki o naftalin kokulu paraların bereketiyle atılacak. Çünkü bugün eller naftalin kokuyor. Yani 16 Nisan´da oy pusulaları naftalin kokarsa, bugün bu yazdıklarımın ne anlama geldiğini o gün anlarsınız. Saygılarımla..