Bir ülke düşünün ki,

Dün düşünülenin bugün uygulandığı eğitim politikaları olsun.

Hesapları yapılmadan uygulanan politikaların yanlış olduğunun anlaşılması 3. günde netleşsin, sonra yeni bir kararla hemen akabinde yeni yanlışlar birbirini izlesin.
Sonra yenisi bir yenisi daha...

Bir politika baraj koyar, diğeri barajı geri çeker, sınav koyar diğeri gelir kaldırır. Biri merkezi yerleştirme der, diğeri gelir mahalle mektebinin sinyallerini verir.
Biri gelir yerleştirmede pilot uygulama yapar, diğeri gelir pilot uygulamaların sonuçlarını beklemeden uygula der geçer.

Biri öyle der, biri böyle der.
Biri çıkar liyakat arıyoruz, ona göre idareci atayacağız der, biri gelir seni müdür yapacağız der, diğeri aynı sınava muhatap öğretmene müdürden çok puan verir.
gibi gibi gibi...

Nasıl mı düzelir???
Bende birkaç politika yazayım...
Nasılsa herkes düzeltebileceğine inanıyor bu işi...

-    Milli Eğitim Bakanlığının özel bir statüye taşınmasıyla...
-    Siyasetin değil liyakatin olduğu bir sistemde.

-    Zorla insanları eğitmekten vazgeçerek, herkesi üniversiteli yapma hayalimizi revize ederek...

-    Sadece ve sadece isteyeni okutarak...

-    Eğitimde ödül-ceza sistemini çok net bir biçimde uygulayarak...

-    Olmazsa olmaz olan denetimi geri getirerek...

-    Okul müdürlerinin , öğretmenlerin zümrelerin gerek yüz yüze gerek oluşturduğu whatsapp gruplarında kim nereye getirilmiş ne olmuş gibi dedikodular yerine eğitim modellerini konuştuğu gün işler düzelmeye gidiyor demektir.

-    Geliyor yeni eğitim öğretim sezonu...

Hazır mıyız?
Bence değil.
Kaç okulda neler eksik... 
Kim biliyor?
Programlar, planlar, nakiller, yerleştirmeler, kayıtlar, fiziki şartlar vs vs...

Bu köşeden ahkam kesmiyorum. Birçok ülke nüfusu kadar öğrencisi olan bir ülkede işimiz gerçekten kolay değil.

Ama ne olur hele bir Eylül gelsin, kervan yola çıksın demekten vazgeçelim artık...

Unutmayalım;
"Nitelikli Eğitime Kararlı Adımlarla" ulaşabiliriz...